• ing. ozur dileyen, mazeret belirten.

    "he expressed his regret with an apologetic note" (pismanligini ozur dileyen bir notla dile getirdi).
  • belli değer ya da düşünceleri koruma kaygısı gütmekte olan, bu nedenle de ilgili konularda karşı karşıya kaldığı eleştirileri hep belli bir savunma psikolojisiyle mazur göstermeye çalışan kişi. buradaki anahtar kelime, kişinin "mazur gösterme çabası"dır ve bu çaba çoğu zaman "bahane üretme" ya da "tevilde bulunma" şeklinde ifade bulur.

    tema:
    (bkz: ingilizce/@derinsular)
  • (bkz: apologist)
  • batıda en fazla müslümanlara yakıştırılan sıfat
  • fetö darbe kalkışması (bkz: 15 temmuz 2016 darbe girişimi) sonrası vaktiyle zamanında yapılmış tüm adaletsizliklere karşı malum parti mensupları ve destekleyicilerinin takındığı tavır.
    biz onları müslüman sandıydıkmıştık da tıktık.....cık cık cık!
  • t: bir yanlışı savunmak için gerekçe bulmaya çalışmak, vicdan rahatlatmak.
  • özürden türetilen itizardan hareketle, itizarî.
  • (bkz: sokrates'in savunması)

    almanyalıların radikal yahudilermiş gibi canhıraş anti-semitizmle mücadelesi de tarihsel bir özür mahiyeti taşır. tıpkı mussolini döneminin diyeti olarak italyalıların espresso'yu dünyaya hediye etmeleri gibi..

    ama sokrates'in savunmasının bu iki örnekten ayrıldığı nokta eyleminin arkasında durma cesareti göstermesiyle alakalı. o, geleneksel tanrılarla çatışma suçuyla hüküm giydiği esnada bile "evet öyle, ama sorun bakalım niye?" dediği için gerçek bir apolojisttir. at sinekliği yaptığım için özür dilerim fakat yunan yasalarına karşı çıkmaktansa iddiamın arkasında durup sonuçlarına katlanırım daha iyi, demiştir. bizdeki "kusura bakmayın ama.." diye başlayan bütün savunmalar apolojizme örnek sayılabilir. apolojizmin hristiyan teologlara nispet edilmesi bilimsel buluşlar karşısında ya da tüm çelişkilere rağmen bu gelişmeleri "şeytanın ayartması" sayarak imanlarına daha sıkı sarılmalarıyla ilgili olabilir.
hesabın var mı? giriş yap