• tom robbins'in aynı parfümün dansı ve ağaçkakan isimli kitaplarında da olduğu gibi inanılmaz eğlenceli ve sürükleyici bir şekilde felsefe yaptığı kitap. alışılmış 'filozof yazar' kitaplarının dışında insanı acayip güldüren, şaşırtan ve ayrıntılı ama sıkıcı olmayan betimlemeleriyle kitap okuduğunun farkına vardıran kitap.
  • (bkz: tom robbins)
  • bir kac aydir ankara kitapcilarinca baskisinin tukendigi iddia edilen, ustune ustluk okulumun kutuphanesinde kayitli olmasina ragmen asla bulunmayan okumadigim tek tom robbins kitabi. *
  • tom robbinsin kanimca en guzel kitaplarindan.

    "otorite ruhun dogumla olum arasinda maruz kaldigi en zarar verici travma. dogru degil mi amanda?"

    "'tam zamaninda dondun' dedi ziller. hayatimda bir adamin yuzunde gordugum en acayip baki$la bakti bana. direge baglanip yakilmadan hemen once ayaklarini sicak tutacak bir cift yun corap arzu eden sapik bir sihirbazin baki$iydi bu belki de."

    (bkz: soytari/#6067265)
  • yazildigi 68 civari yillarinin etkisindenmidir bilinmez, tom robbins'in coskuyu, hareketi, muzurlugu, yani romanlarinin bas karakterlerini en guzel yansittigi kitabidir. pek saygideger yazarin felsefesi baska hicbir kitabinda dizginlerinden boylesine bosalmaz.
  • "yazar, insanın acı çekmesini, özgür ve mutlu olamamasını doğadan kopmasına, kazanma hırsı, kaybetme kaygısı ve ölüm korkusu gibi 'doğa dışı' gerginlikler edinmesine bağlıyor. ve bütün bunlara neden olan otoriter, teknolojiye tapınan ve ekonomiyi sağlıktan, sevgiden, hakikatten, güzellik ve seksten üstün tutan modern medeniyeti suçluyor. emir, sansür, ödül ve ceza ile sistemi ayakta tutan politikacıların, askerlerin ve din adamlarının doğadan, dolayısıyla hayattan korktuklarını belirtiyor. özgür ve neşeli bir hayat yerine 'istikrar'ı amaçlayan bir hayata maruz kalmamızda dinin rolünü deşiyor. en istikrarlı toplumların polis devletleri olduğunu, doğanın ve hayatın istikrarlı olmadığını, istikrarın doğal olmadığını vurgulayarak dinin cennet ödülü ve cehennem cezası ile istikrarı sağlamaya çalıştığına dikkat çekiyor. nesneyle özne, ölümle hayat, doğal olanla doğaüstü, uyanmakla rüyalara dalmak arasındaki hiçbir sınırın kalmadığı bütünlüklü hayat tarzını kaybeden insanların da korkuya kapılarak, dine sığındıklarını, böylece yaşamaktan vazgeçtiklerini söylüyor."

    kaybetmekten ve kazanmaktan öte bir hayat arayanlara...
  • (bkz: kutsal kitap)
    (bkz: saheser)
    (bkz: basyapit)*
  • tom robbins in bir doors konserinden sonra yazmaya başladığı söylenen ilk romanı. kaynağı aramak, ritm duygusu, doğaya karışmak, mutluluk, aşk, kelebekler ve kokularla bezenmiş, dine ve siyasete göndermeler yapan, keyifli, eğlenceli, tatlı bir hikaye. kült olabilecek kadar iyi olduğunu düşündüğüm ve tom robbins in ne kadar şahsına münhasır bir yazar olduğunu ilk romanıyla göstermesini sağlayan kitap. bir de kral kelebeklerinden bahsettiği bölümden çok etkilenmiştim.
  • tom robbins'in orjinal adi another roadside attraction olan enfes kitabi. robbins,"oteki" amerikalinin gozuyle; cingene ruhlu amanda, heykeltras ve muzisyen, yaradilisdaki ritmle muzikteki ritmi bagdastiran ziller, amandanin gokgurultusunden mi yoksa sevgilisinden mi oldugunu tam bilemedigi oglu yavru thor, gormus gecirmis bir babuin olan mon cul, kendisine yeni bir isim ararken, heteroseksuel, batili erkeklerin agizlarina hic almadiklari bir soz olan harikulade ve en nefret ettikleri isim olan marx'in adini birlestiren marx harikulade,neredeyse normal jimmy, ceset ve kaderin bir cilvesiyle bir manastirda yasamaya baslayan delifisek purcell araciligiyla bati toplumunu, kapitalizmi, populer kulturu, isa'yi, dogayi, hayvanlarla iliskileri ve anlamin anlamini anlatiyor. yine kendine ozgu betimlemeleri ve biraraya daha once gelmemis kelimeleriyle.

    "hayvanat bahcesi icin gereken araziyi ekim ayinda bir pazar gunu buldular: bir cok kopruden gectikleri, yumusak, tam gaz cikartmalik bir gundu. nehirlerin uzerinden, batakliklarin uzerinden geciyordu kopruler. gokyuzu inek memesi gibi sarkmisti. hava kasvetli kuslari andiriyordu. islak yesil kirlarda asiri isinmis bir renk pariltisiydi motosikletleri. saatte yuz on kilometre hizla, firil firil donen bir kapak gibi vizildiyor ve amandanin bobreklerini kutuda sallanan zarlar gibi titretiyordu motosiklet."
hesabın var mı? giriş yap