• bir melodik metal grubu

    http://www.anoreksiband.com/
  • anoreksi -iştahın kaybolması

    şişmanlamamak amacıyla perhiz yapmak yaygın bir davranıştır. ancak, bazı durumlarda zayıflama isteği anoreksi adı verilen hastalığın ortaya çıkmasına yol açabilir

    sözlük anlamıyla “anoreksi“, iştahsızlıktan, aşırı diyetten kaynaklanan bir hastalık durumudur. kanserin, verem gibi mikroplu bir hastalığın ya da zihinsel bozukluğun sonucudur.

    zihinsel anoreksi nedir?

    zihinsel anoreksi, fiziksel nedenlere bağlanamayan bir iştahsızlık ve bu iştahsızlık dolayısıyla ortaya çıkan aşırı zayıflamadır. bazen duygusal bir sarsıntı ya da zayıflamak için aşırı perhize başvurulması bu sonuca yol açabilir. hastalık, genellikle genç kızlık çağındaki kişilerde görülür (en çok 12–18 yaş arasında).

    zayıflama isteğinin kaynağı nedir?

    şişmanlık insanlar, hele kadınlarca istenilmeyen fiziksel bir durumdur. bu nedenle diyet yapan genç kızların da asıl amaçlarının kilo almamak hatta kilo vermek olduğu sânılabilir. ancak, psikolojik yönden irdelendiğinde, zayıflama isteğinin altında büyümeye bir başkaldırı, çocukluğa geri dönme çabası ilerde çıkabilecek cinsel ve toplumsal sorunlardan korunabilme gibi bilinçaltı isteklerin de yattığı görülür.

    anoreksi fazla nazlandırılmış, zaten iştahlı olmayan, kendi kendini aşırı dinleyen genç kızlarda ortaya çıkabileceği gibi zeki çalışkan; fiziksel yönden çekici olanlar da bu hastalığa yakalanabilirler. evdeki duygusal anlaşmazlıklar, ana baba arasındaki çatışmalar, sınavların yaklaşması, okul değiştirme gibi durumlar aşırı zayıflama isteğinin ortaya çıkmasında etken olabilirler.

    zayıflama tutkusu, çağımıza özgü değildir. tarihin eski dönemlerinden beri varlığı bilinmektedir. nitekim bazı eski belgelerde bu konuda bilgilere rastlanmıştır. ama günümüzde zayıflama tutkusu, genç kızların içlerindeki ruhsal çatışmaları bilinçsiz bir biçimde dışa vurarak, giderek artan bir aşırı perhiz sonucu zihinsel anoreksiye yol açmaktadır, genç kızlardaki bu davranış, açlığa yenilmeyerek irade gücünü kanıtlama, kalça ve bacakların irileşmesi, âdetlerin başlaması gibi yeniyetmelik çağının fiziksel belirtilerine bir tepki olarak da yorumlanabilir. ancak genç kızın, bunların farkında olmaması doğaldır. bu çağdaki bir genç kız için zayıflama, bir sağlık sorunu olmaktan çok, bir güzellik sorunudur ve başlı başına bir amaçtır. ayrıca kendini denetlemenin bir göstergesidir. zayıflama eğiliminin orta halli aile kızlarında daha yaygın olması ilginçtir. bu aileler çocuklarından aşırı başarı beklerler. bu nedenle çocuğun tepkisi daha sert olur. başarılı olması için yapılan baskılar ve erişkin yaşamının zorlukları karşısında, zayıflama, doyum verici bir kaçış yolu olabilir.

    ergenlik çağındaki erkek çocuklar da buna benzer sorunları içeren bir dönem geçirebilirler. ancak, zayıflama tutkusu daha çok genç kızlara özgü olduğundan, bu şekilde tepki gösteren erkek çocuklara çok az rastlanır.

    anoreksiye yakalanan kızlar anne baskısı altında mı kalmışlardır?

    bu soruya her zaman olumlu yanıt verilemez. hastalığın gelişmesi aile ilişkileriyle bağıntılı olsa bile, bu konuda kesin bir kural yoktur. eğer böylesine bir baskı varsa, örneğin yemek sırasında çıkan tartışmalar kızın annesine karşı koyarak bağımsızlığını kanıtlamak istemesine yol açabilir. ayrıca, baba kızına aşırı derecede düşkünse, kız ya bir başkaldırı ya da babasının kendisine daha çok ilgi göstermesini sağlamak amacıyla yemek yemekten kaçınabilir.

    anoreksi, bir uyumsuzluk tepkisidir. böylelikle, yeniyetmelerde doğal olan isyankâr tavır ortaya koyma yerine, genç kız belki de anne ya da babanın sevgisini yitirmekten korktuğundan, kendisini daha az saldırgan bir yolla kabul ettirmeye çalışmaktadır.

    evlilik ilişkisi sağlıklı olmayan çöküntü içindeki bir anne, 13-15 yaş arasındaki genç kızları bu hastalığa itmede önemli bir rol oynar. çöküntü anneyi huysuz ve içine kapanık yapar. bu durum çocukta huzursuzluk uyandırır, kendisini bir yabancı gibi hisseder. dikkati çekmek, eski esenliği yeniden sağlamak amacıyla yemek yememek yoluna başvurur. nitekim erkek ya da kız kardeşlerine karşı ezik durumda olan, kendilerini onların gölgesi gibi hisseden genç kızlar da, yemek yemekten kaçınırlar. ana baba, problemli çocuğa eğilecek olurlarsa, kendi aralarındaki tartışmaları unuturlar. hastalık; anne ve baba arasında bir tür dayanışma, bir köprü kurar. bu durumu hissetmek, çocuğu yemek yememek eğilimini uzatma isteğini uyandırabilir. evlilik bağının bu yolla da olsa güçlenmesi kuşkusuz olumlu bir sonuçtur. ne var ki, anne ve baba evliliği ayakta tutmak için sadece çocuklarının hastalığına dayanacak olurlarsa, çocuğun hastalığının sürmesini istemek gibi çelişkili bir durum ortaya çıkar.

    anoreksi nasıl anlaşılır?

    kızın aşırı zayıflamaya başladığı arkadaşları ve yakınları tarafından kolaylıkla fark edilebilir. ama genç kız bir sorunu olduğunu kesinlikle kabullenmeyecek, bu durumda bile şişman olduğunu savunacak, hatta çok iyi olduğunu söyleyecektir. gerçi vücutlarının gelişimini izleyen genç kızların hemen hepsi şişmanlıktan yakınırlar, ama anoreksi durumunda şişmanlık çok abartılır. genç kızın gözünde vücudunun hatları tamamen bozulmuştur. beli, kalçası ve baldırları kendisine olduklarından çok daha büyük görünmektedir. zayıfladıkça vücut hatlarının daha da bozulduğuna inanmaya başlar, bir genç kızın çılgıncasına beden eğitimi hareketleri yapmaya başlaması, hastalık konusunda ailesi için bir başka ipucu olabilir. hava elverişli olsun olmasın, günde birkaç kez yinelenen uzun yürüyüşler ya da koşular, genç kızın yaşamının bir parçası haline gelir. bu davranışı kilo vermeye yönelik olduğu kadar, son derece sağlıklı olduğunu kanıtlama inadının da bir belirtisidir. işin garip yanı, çok az yemelerine karşın, anoreksinin başlangıç evresinde, hastalığa yakalanan genç kızların sınırsız bir güce sahip gibi görünmeleri ve zihinsel yönden uyanık olmalarıdır. ancak, aşırı perhiz ve dolayısıyla açlık, etkisini göstermeye başlayınca güçsüzleşirler. huzursuz ve rahatsız olurlar. dikkatlerini bir noktada toplayamazlar. daha az uyurlar, üstelik uykuları sık sık bölünür hastalık ilerledikçe, canlılıkları yerini durgunluğa bırakır. arkadaşlarından kopar, küçük bir çocuk gibi kızgın, nazlı, şımarık ve ana babalarına aşırı bağımlı olurlar.

    bu arada, bazı çelişkili davranışlarda bulundukları da görülür. kendileri yemek yememekle birlikte, yemek pişirmeye kalkışırlar. aileleri için yemekler yaparlar. bir sürü yemek kitabı okuyup besinlerin kalori değerlerini ezberlerler. esas sorun yemek istememelerine karşın, hâlâ fiziksel yönden aç olmalarıdır. bu nedenle için için iştahları kabarır. sürekli olarak yemek yemeyi düşünürler. bu düşünce giderek psikolojik bir saplantı haline gelir. birçokları kendi yemeklerini kendileri pişirir. böylelikle gerektiği kadar besin alacaklarına inanırlar. üstlerine gidilecek olursa, yedikleri yemek miktarı konusunda yalan söylemeye başlarlar. üstelik yemek sırasında kendi paylarını kâğıt, peçete gibi bir şeyin içine saklayıp sonradan çöpe attıkları da olur. sofrada sürekli olarak tartışmalar çıkar, öfkelenen ana baba kızlarına zorla yemek yedirmeye çalışırlar. kız da tepki olarak yemek yememede direnir. çoğu kez ağlayarak sofradan ayrılır. yemek yememenin dışında göze çarpan özelliklerden biri de âdetlerin kesilmesidir. kesilme genellikle diyete başlandığında, kimi zaman da aylar sonra gerçekleşir. ancak âdet kesilmesi perhizden çok, genç kızın bütün hormon düzenini etkileyen ruhsal durumunun bir sonucudur.

    anoreksi, kaba bir fiziksel aksaklığa yol açar im?

    tabii ki açlığın bir bedeli olacaktır. ilk görülen belirtilerden biri soğuğa karşı aşırı duyarlılıktır. gerçekten de nabız atışı yavaşlayıp tansiyon düştüğünden, vücut sıcaklığı da anormal derecede düşer. kan dolaşımı bozulur, el ve ayaklar kızarıp morararak siyanoz denilen durum ortaya çıkar. morarma giderek kol ve bacaklara da yayılabilir. bunun yanı sıra, deri değişikliğe uğrayarak kurur ve sertleşir. saçlar tutam tutam dökülmeye başlar. sırt kol bacaklarda, hatta yüzde kılların çıktığı çok görülür. çok sıkı bir perhiz kabızlığa da yol açar. bu nedenle doğal olarak birçok hasta sık sık müshil kullanmaya başlar. zayıflık tehlikeli ölçülere ulaştığında dokularda su toplandığından ayak bilekleri ve göz kapakları şişer. kaslar tembelleşerek büzülür ve son derecede zayıflar. ergenlik çağındaki kızlarda gelişme durur.

    neyse ki, uzun sürse bile açlığın sadece kendisi kalıcı fazla bir aksaklığa neden olmaz. ciddiye alınacak vitamin eksikliği çok seyrek görülür. ortaya çıkabilecek kalıcı sorunlar, perhizin değil başka etkenlerin sonucudur. verilen kilolar yeniden alındığında, aradan 20 yıl gibi çok uzun bir süre bile geçmiş olsa, âdetler yeniden başlayabilir. doğurganlık, azalabilir, ama kaybolmaz.

    hasta kendi başına iyileşebilir mi?

    iyileşmek için, her şeyden önce hastanın bir sorunu olduğunu kendisinin kabullenmesi gerekir. kendisi yardımcı olmadıkça, her türlü tedavi girişimi sonuçsuz kalacaktır. ne var ki, hasta yeterli bir kiloya ulaşıncaya kadar, rahatsızlığının ardında yatan gerçek nedenlere eğilip onlarla uğraşamaz. bedensel ve zihinsel yönden gelişmemiş, erginleşmemiş bir durumdadır.

    hasta, çok zayıflamış olduğunu kabullense bile, kendi üzerinde kurduğu sıkı disiplin, içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını önler. çirkinliğinden üzüntü duyup paniğe kapılabilir. bu düşünceleri ancak güvendiği doktora çevresindeki yabancı kişilere anlatabilir.

    ana babanın tutumu kuşkusuz hastanın iyileşmesinde önemli rol oynar. aile doktoru çocuğun içinde bulunduğu durumu anlayıp ana babaya davranışlarını ayarlamalarında yardımcı olabilir. ilk bunalım atlatılırsa ailenin destek ve bakımı hastanın sağlığına kavuşmasında yeterli olabilir. üç ay içinde hasta tamamen iyileşebilir.

    zayıflama peşindeki bir genç kızın ağırlığı boyu ve yaşı için normal olan ağırlığın yüzde sekseninden aşağı düşmemişse kendi tıp açısından ciddi bir durum yoktur ancak, kilo kaybı bu oranı aşıyorsa altı ayı aşkın bir süreden beri sürmekteyse, hastalığın tedavisi için bir uzmana başvurmak gerekir.

    bazı anoreksi hastalarının neden hastaneye yatmaları gerekir?

    tehlikeli derecede zayıflamış bir kızın tedavisinde ilk hedef, bu durumu denetim altına almaktır. bu nedenle hastaneye yatma en iyi çare olabilir. böylelikle hem genç kızın yemek yemesi denetim altına alınmış olur hem de ailesinden uzaklaşarak belki de içinde bulunduğu kısır döngüden sıyrılma yolunda bir adım atılmış olur.

    hasta önce yatakta tedavi görür. kilo almaya başladıktan sonra banyo yapabilir, telefonla konuşabilir ve ziyaretçi kabul edilebilir. kritik nokta olan normal kilosunun yüzde seksenine ulaştığında da ayağa kalkmasına izin verilir. ancak önceden hedeflenmiş kilosuna ulaşmadan taburcu edilemez.

    hasta eve döndükten sonra da sağlık durumundaki gelişim dikkatle takip edilir. kilosunun yeniden düşmeye başlaması, onun kendisini diyet yapmaya iten stres ve sıkıntılarla henüz baş edemediğini gösterir.

    hastane genç kıza korkularını ve iç çatışmalarını değerlendirme olanağı verir. doktorla yaptığı karşılıklı konuşmalar genç kız evine döndükten sonra yaşamı kendi başına karşılayabilecek duruma geldiği bir iki yıl boyunca sürer. ama doktorun sadece çocuğa değil ana – babaya da yardımcı olması gerekir. çünkü sorun ailesinin tümünden kaynaklanmıştır. bu yüzden ailenin bütün bireylerin büyük özveride bulunmaları gerekecektir.

    anoreksi hastalarının tedaviden sonra oburlaştıkları doğru mudur?

    anoreksi hastalarının karabasanlarından biri de, iştahlarının boyunduruğu altına girme korkusudur. (zaten tedavinin amacı da hastaya ne kadar yiyip yemeyeceği konusunda içgüdüsüne güvenmeyi öğretmektir). bazen hastanın korktuğu başına gelir. iyileşme başlayınca iştahı öyle açılır ki doymak bilmez. her yemekten sonra pişmanlık da duysa kız kendini frenleyemez. tabii bu arada kilosu da hızla artmaya başlar.

    bazı kızlar şişmanlamadan alabildiğince yemek yiyebilmenin uygun yolunun kusma olduğunu çabucak keşfederler. aynı amaçla müshil hap, yutanlar da vardır. bu tür alışkanlıklardan vazgeçmek çok güçtür. bu davranışlar daha çok yaşlı hastalarda görülür ve sindirim sisteminde onarılmaz zararlara yol açabilir.

    kural olarak, kız ne kadar gençse o kadar çabuk iyileşir ve hastalığın sonuçlarından o kadar az etkilenir. ergenliğe doğru ilk adımını atmış olanlarda hastalık çok kısa sürebilir. daha ileri yaştaki kızlar için tedavi 1,5–4 yıl sürebilir. bu süre içinde hastane tedavisi de gerekebilir. hasta tedaviden sonra normal bir yaşantıya sahip olabilir, evlenip çoluk çocuğa kavuşabilir. zayıflama ve yemek yeme konusundaki duyarlığı artık çok eski bir anıya dönüşür. sayıları çok az da olsa hastalığın aşırı etkilediği bazı hastalar için iyileşme olasılığı kalmamış olabilir. bunlar hastalık sonucu yaşamlarını yitirebilirler. iyileşme olasılığı yine de belli bir zamanla sınırlandırılamaz hastalık yedi yıldır sürüyorsa artık süreğenleşmiştir, ama bu durum hastalığın iyileşmeyeceği anlamına gelmez

    http://hayatguncem.com/…in-kaybolmasi.html#more-893
  • nedenlerinin başında ilgi eksikliğinin geldiği söyleniyor.
  • 2013 yılında bring me an hourglass isimli 4 parçalık güzel bir ep yayınlamış grup. talihsizliği, bu tarzın dinleyicisinin ilgisini melodeathten çekip daha core ağırlıklı müziklere yönlendirmiş olmasıdır. artık dünyada da birkaç baba grup dışında albüm çıkmaması yeni neslin bu türe aşinalığını azaltıyor; dolayısıyla yeni çıkan amatör işler de pek ilgi çekmiyor. olsun efendim, yine de biz ergenliğini dark tranquillitylerle soilworklerle geçirmiş güruh böyle güzellikler duyunca anılara dalıyor, daha fazlasını duymak istiyor.
  • 2016 yılı içerisinde "ınsignificance" isimli 10 şarkıdan oluşan yeni albümü çıkacak olan melodik death metal grubu.
  • anorexia adlı şarkıları dünya standartlarında deniyor. ancak bir süre dinledikten sonra beste sıkıntısı yaşadıklarını anlayabiliyoruz. ve dinlediğim ilk zamanlarda da amon amarth yeni bir albüm çıkardı sandım. özgün müzik yapmıyorlar. herhangi bir şarkısına bakın kesinlikle önceden dinlemişsiniz hissi veriyor.
  • anorekside beden bireyin değil anababanın malıdır ve hastalık buna bir başkaldırıdır. anadolu'da (belki ortadoğu dünyasında) beden gene bireyin değil, toplumun malıdır ve değişen ölçülerle toplumun herbir diğer üyesine sahiplik ve sorgu-sual hakkı/görevi emanet edilmiştir.

    "[anoreksiya nervosa] borderline kişilikle ilişkilidir. annesinin kendisini terk etmemesi için mükemmel olmak ister. anoreksiya buna karşı isyan olarak başlar. ailelerinde ağsılık (enmeshment) özelliği vardır, yumak ailedir. " hilde bruch

    (bkz: anoreksiya nervoza/@ibisile)
    (bkz: anorektik), anoreksik
  • türkiye'nin en kaliteli, en sağlam metal grubudur. hiç sıkılmadan dinlediğim, keşke canlı dinleyebilsem dediğim nadir gruplardan.
hesabın var mı? giriş yap