• bu gece 22.00'de cnbc-e'de gösterilecek olan ve kaçırılmaması gereken şahane takeshi kitano filmi..
  • kitano kanımca şiddeti * ve yaşamın durağanlığını en yalın şekliyle tasvir edebildiği için sapına kadar japon bir yönetmendir. bu filmde de özellikle baş karakterlerin sağır olmasıyla daha da güçlenmiş bir dinginlik, duruluk, sukunet hakimdir. zaten deniz simgesi de hem durgunluğuyla hem de tekrarlayan hareketiyle* tastamam bunları çağrıştıyor. çifti bir koza gibi saran sessizliğin içine seyirciyi de sokmayı başarmış kitano. dahası, son dönem çalışmalarının aksine, bu ilk filminde tüm samimiyetiyle saf, kırılgan hisleri apaçık işlemekten çekinmemiş. zamanla kitano dümenini hırsa, şiddete kırdı, daha bir yakıcı, daha bir karmaşık ama bir o kadar da kirli, hesaplı duyguları anlatmaya yöneldi.
    bir de kıyafetlerin rüküşlüğü, yakın plan spor ayakkabı çekimleri, hele de müzik 80'leri dipdiri geri getiriyor.
  • (bkz: ikebana)
  • duyma engelli bir çiftin teklifsiz temiz bir aşk hikayesi diye turp rendeler gibi özetlerdim ama filmin sonunda gerçekleşen saçmalık ötesi bana takeyim kitanoya dedirtti delirtti beni sabahın köründe.

    --- spoiler ---

    çocuk kıza çok hafif hem de bilmeden bi yamuk yapıyor. sonra kız buna kızıyor 2 hafta ortalardan yokoluyor. sonracıma çocukla karşılaştığında ağlıyor falan. ya filmin sonunda çocuk okyanusta kayboluyor ölüyor, daha geçenlerde ufak bi harekete köpek çeken kızın, ağlayan kızın suratında abuk bi mutluluk ifadesi, gülümseme falan. senin çektiğin filme değil ama benim seyrettiğim filme sıçayım.

    --- spoiler ---
  • bir kitano filmi.

    bir deniz kenarı sessizliği.

    iki sağır genç.

    ve diğerleri.

    sahile oturuyoruz hep beraber; denizi izliyoruz, bazen hırçınlaşıyor deniz, büyüyor dalgaları, korkutuyor bizi de, bazen sütliman oluyor ve bizi de sakinleştiriyor, izliyoruz denizi sıkılmadan, gülümsüyoruz, kokluyoruz, ürküyoruz, hissediyoruz. kendi yarattıkları sessiz bir dili paylaşıyoruz onlarla; shigeru’nun sörfünün üzerinde kendini denizin kollarına bırakması ve denize tutunması gibi, kız arkadaşı takako’nun onu sahilden izlerken, her defasında, kıyafetlerini katlayıp üst üste koyması ve denizden çıkmasını beklemesi gibi sessiz ve güçlü bir dil duyuyoruz, dalgaların sesi arasında.

    deniz’in, film boyunca hep beraber izlediğimiz o denizin, aslında yaşadığımız hayatı simgelediğini fark ediyoruz da, işte o an anlıyoruz shigeru’nun sörfünün üzerinde yazan yazının aslında ne demek istediğini.

    “ya batarsın ya çıkarsın”.

    ve derin bir nefes alıp biz de batıyoruz hayatın içine...
  • takashi kitano'nun 1991 tarihli üçüncü yönetmelik çalışması. çöpçülük yapan sağır bir gencin, çöpe bırakılan kırılmış sörf tahtasıyla tanışmasından sonra sörfe bağlanışı ve yine kendisi kendisi gibi sağır olan kız arkadaşı arasındaki aşkı anlatan naif bir aşk hikayesini, son dönem fimleriyle sapına kadar şiddetten beslenen kitano'yu bu kez melodram bakış açısından izliyoruz. bu filmi izledikten sonra " kitano, keşke şu mafya işerine hiç bulaşmasaymış da bu filmde olduğu gibi bizi dramalarıyla gözyaşlarına boğsaymış " diyorunuz.
  • ciğer deşmiştir. 1991 yılının şerefi ve hürmeti adına, böyle bir eser için müteşekkiriz.
hesabın var mı? giriş yap