• himalaya nın nepal topraklarında yükselen kütlesidir. insan ayağının değdiği 8000 metreden yüksek ilk yer olarak anılır...
  • (bkz: maurice herzog) (bkz: lachenal) (bkz: herzog)
  • (bkz: la montagne)
  • 8000 metrenin ustundeki daglar* arasinda olumlerin zirveye cikanlara oraninin yaklasik 0.5 ile en yuksek oldugu dag.. kiyaslama acisindan en yuksek zirve everest'de bu oran 0.15 gibi biseydir.. ayni zamanda bu daglar arasinda zirveye en az cikilmis olani..
  • “anna” pirinç veya yemek; “purna” da dolu veya tok anlamına gelir. ikisi birleştiğinde annapurna sözcüğü doğar. gıda sağlayıcı anlamına gelen annapurna, ana tanrıça durga’nın çok sayıdaki isminden biridir.
  • pişirmenin ve aşçılığın hindu tanrıçasıdır. sınırsız sayıda kişiye yiyecek sağlayabilmek gibi bir gücü vardır.

    hindu tanrıça, shiva'nın eşi, parvati'nin enkarne olmuş halidir. hint tapınak sanatlarında, lord shiva'nın yalvarma tasıyla, annapurna'nın bilgi almak ve aydınlanmak için gerekli enerjiyi sağlayacak yiyecekleri vermesi için dua ettiği resmedilir.

    böylelikle, annapurna aynı zamanda, besleyici bakımın ilahi görünümünü temsil eder. aşçı, konuklarının kaderlerini en iyi biçimde takip edebilmeleri için gerekli enerjiyi sağlayan kişidir. yemek kutsal ruh ile pişirildiğinde, bir simya haline gelir.

    annapurna'nın tasvirleri, mutfaklarda, yemek masalarının çevresinde ve restoranlarda bulundurulur.

    http://www.lotussculpture.com/images/12b55f.jpg

    kaynak:
    http://www.sanatansociety.org/…desses/annapurna.htm
    http://www.pantheon.org/articles/a/annapurna.html
    http://en.wikipedia.org/wiki/annapurna
  • 8000 üstü zirveler arasında 10. sirada olan, ama 14 8000 üstünün en az çıkılmışı, ölüm oranın açıkara ile en yüksek olduğu himalayalardaki zirve. 14x8000 maratonu icin yola cikmis dagcilar genellikle sona biraksa da, isbu entryi tarihi itibariyle tunç fındık yedinci 8000 üstü olarak kendilerine dogru yol almakta, 4.700 metre civarindaki ana kamp yolu üzerinde bir yerlerde ilerlemektedir. bir aksilik olmaz ise tırmanısı nisan sonu gibi bitecektir, yolu acik olsun, annapurna kollarını ona açsın. (bkz: tarih yazmak)
  • umarım sağ salim zirvesine çıkılabilecek, en karizmatik isimli dağ...

    (bkz: http://www.tuncfindiknerede.com/)
  • nepal'de koruma altinda bulunan milli parklarda biri. bolgede, annapurna1 diye adlandirilan dunyanin en yuksek onuncu zirvesinin yanisira yedibinlik birkac zirve daha bulunuyor.

    katmandu'daki turizm ofisinden gerekli izinleri aldiktan sonra rehber almadan, tek basiniza bile bolgeye gidebilir, bolgenin cevresini 15-20 gunde yuruyerek dolasabilirsiniz. su anda devletin yol yapim calismalari hizla ilerlese de alternatif treeking rotalari mevcut.

    bolgede gecirdigim 2 haftada birseyleri daha iyi anladim. benim bulundugum zamanda muson ikliminden dolayi zirveler nerdeyse hergun bulutluydu. ancak 8. gunun sonunda 15 dakikalik bir gosteri seyredebildim. rotanin en yuksek noktasina ulastiktan sonra artik yokus asagi dogru ilerlemeye baslamistim ki sol tarafimdaki bulutlar kizildeniz misali yavas yavas ayrilip bugune kadar gorup gorebilecegim en harika goruntuyu gormemi sagladi. bulundugum yer yaklasik 4200 mt civarinda olmasina ragmen karsimda heybetli bir dag duruyordu. o an tek yapabildigim sirtimdaki cantayi birakip bu manzarayi hayranlikla, agzim acik seyretmekti. bugune kadar gordugum, dinledigim insan yapimi hicbir sanat eseri, hicbir yapi bana bu duygulari veremedi. kadim zamanlarda yasayan insanlarin bu heybetli daglari neden tanri olarak gordugunu o an cok iyi anladim, haklilardi. sonrasinda bulutlar tekrar kapandi ve tekrar sirt cantami alip yurumeye basladim.

    ama biz insanlik, sanayi devrimlerinden beri belki daha oncesinden beri dogayla uyum icinde yasamayi bir kenara koyduk. artik doga onla uyum icinde yasanilmasi gereken bir yer degil yok olmasi pahasina ufak bir kisim insan grubu yararina kullanilmasi gereken bir kaynak oldu. agaclarin canli birer varlik oldugunu unuttuk, yakip yikmak hayatin bir parcasi, olagan bir durum oldu. artik cevreyi korumak, cevreci olmak yetmiyor. ben cevreci olmak istemiyorum cevrenin yani doganin bir parcasi olmak istiyorum. dunyadaki diger canlli ve cansiz varliklarla uyum icinde yasamak istiyorum. onlarin yokolusunu kendi elimiz tarafindan yapilmasina sahit olmak ve birsey yapamamak gibi bir sucluluk duygusuyla basbasa kalmak istemiyorum. tabi cocuklugumdan beri edindigim aliskanliklar ve gunumuz dunyasindaki yasam aliskanliklari buna karsi dimdik ayakta ama bir yerden baslamak lazim.
    annapurna'da gecirdigim bu kisitli zaman ufak bir aydinlanma yasamami sagladi umarim farkli insanlar farkli sekilde bu doganin parcasi oldugmuzu yeniden hatirlayacak deneyimler yasama firsati bulur.
hesabın var mı? giriş yap