• robert harris'in dreyfüs davası'nın sonrasını olabildiğince tarihi gerçeklere dayalı bir kurguyla anlattığı romanı. şimdilik ilk üçte biri tamamladım ve casus hikayelerinden pek hoşlanmayan biri olsam da gayet beğendim. kırmızıkedi'den bu hafta çıkan kitabın film versiyonu, harris'in bir başka romanı the ghost'u the ghost writer adıyla sinemaya aktaran roman polanski tarafından yönetilecek. filmin şimdilik adı: the dreyfus affair.
  • kitabın başında tarihi olayların edebi kurgu içinde bir miktar dramatize edilerek anlatıldığına, tarihi gerçekliğin dışına çıkılmadığına dair bir önsöz var. bu anlatımdan yola çıkarak kitabın sıkıcı olabileceği düşünebilirsiniz. düşünmeyin.

    kitap, olayın başkahramanlarından albay piquart'ın perspektifinden dreyfus olayı hakkında enine boyuna bilgi verirken o bir miktar dramatize etme hali, kitabı elinizden düşürmemenizi sağlıyor.

    1870'de almanlardan nefis bir dayak yiyerek alsace-lorraine'ni kaybeden fransızlar, (belki anglachelm bu savaşı bize anlatır, istek savaş yapabiliyor muyuz hocam?) ülkedeki ekonomik sıkıntıların da etkisiyle bir günah keçisi aramaktadır. genelkurmay'da stajını yapan yahudi bir subaydan daha iyi günah keçisi bulunamayacağından oklar yüzbaşı dreyfus'u işaret eder ya da etmesi sağlanır.

    sonrası bir hukuk ve ahlak mücadelesidir.

    vicdan sahibi, namuslu bir adamın tarihin gidişatını değiştirebilmesi ne güzel
  • roman polanski'nin yeni filmi. venedik film festivalinde jüri büyük ödülünü almış. polanski'nin malum olayları nedeniyle ödül alması büyük tepki çekmiş.

    haber

    polanski'ye tepki haberi
  • tepkiler üzerine bu seneki cesar awards'ta, film adına yönetmen roman polanski'i yer almayacak.
  • jean dujardin ve louis garrel'in başrollerini paylaştığı an officer and a spy (j'accuse) (subay ve casus), emile zola’nın ünlü "suçluyorum (j'accuse)" adlı mektubunu kaleme almasına da neden olan tarihi dreyfus davası’nı odağına alıyor.

    vizyon tarihi: 28 ağustos 2020
    türkiye dağıtım: cj entertainment turkey
    şirket: filmartı
    tür: gerilim, dram, tarihi
    yapım yılı: 2019
    süre: 132 dakika
    ülke: fransa, italya

    filmin konusu:

    “ocak 1895’te, genç subay alfred dreyfus, almanya’ya bilgi sızdırmakla suçlanır ve casusluk yaptığı gerekçesiyle şeytan adası’nda ömür boyu hapis cezasına çarptırılır.

    askeri istihbarat biriminin başındaki georges picquart bilgi sızıntısının devam ettiğini keşfettiğinde, kendisini yalanlarla dolu tehlikeli bir labirentin içinde bulur.”

    yönetmen: roman polanski
    oyuncular: jean dujardin, louis garrel, emmanuelle seigner, grégory gadebois, melvil poupaud, mathieu amalric
    senaryo: robert harris, roman polanski
    görüntü yönetmeni: pawel edelman
    müzik: alexandre desplat
    kurgu: hervé de luze

    vizyon tarihi: 28 ağustos 2020

    filmin altyazılı fragmanını buradan izlemek mümkün.
  • 2 yıl önce romanı okumuş biri olarak filmi çok vasat yüzeysel yetersiz buldum.gerçek bir olayı anlatan film aslında robert harris ustanın romanının uyarlaması.romanda olan pek çok ayrıntı atlanmış etkili bir anlatımda başarılı oyunculuklarda yok.

    herkese çok başarılı olan romanı bulup okumalarını öneririm.
  • fransız tarihinin bu noktasına az buçuk ışık tutmuş olan filmdir.

    --- spoiler ---

    dreyfus davası 1890’lı yılların fransasının politikasına damga vurmuş, bu davada yahudi asıllı alfred dreyfus antisemitizmin kurbanı olup almanlar adına casuslukla suçlanmıştır, rütbeleri sökülüp şeytan adasında 12 yıl mahkum edilmiş bir fransız subayı olan dreyfus 1906 yılında beraat etmiş ancak iade-i itibar konusu fransız entelektüelleri tarafından sürekli sorgulanmıştır.
    roman polanski’nin yönetmenliği yaptığı film 2019 yılında gösterime girmiştir. içerik emile zola’nın j’accuse (suçluyorum) eserinden uyarlanmış olup 132 dakika sürmektedir. film her ne kadar alfred dreyfus’u anlatsa da albay picquart’ın hayatının gölgesinde kalmıştır.
    --- spoiler ---
  • bir roman polanski filmi. tırtın hası. klişenin önde gideni, geride durmayanı, en tepede bayrak taşıyanı.

    emmanuelle seigner filmde çok sık görünmüyor ama yine de benim bu filme katlanabilmemde etkili oldu. film bu gece trt 2'de (bir parantez de buna açmak lazım, vallahi maşallah dediğim üç gün yaşamıyor yahu. geçen gün iyi dedim diye hemen tırto filmleri dizmeye başladılar hehe) yayınlandı ve ne zaman filmi kapatacak gibi olsam ablamız ortaya çıktı ve ben de "hadi on dakika daha seyredeyim bari" dedim.

    bu filme anca emmanuelle seigner'in güzelliği hatrına katlanılır
  • dreyfus'un yeniden yargılanma bölümünde fransa mahkemesi bir subay için fransa ordusundan kim varsa mahkemeye getirebiliyor. biz ise 2016 darbesi soruşturmasında generalleri meclise ifade vermeye bile getiremedik. adamların 100 yıl önceki adalet seviyesi bile bizden ileride.
  • başrolde jean dujardin'in olduğu, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında fransa'yı ikiye bölen, edebiyattan medyaya tüm alanlarda etkisini hissettiren "dreyfus olayı"nı anlatan fransız filmi.
    1894 yılında haksız yere vatana ihanet etmekten hüküm giyen ve şeytan adası'nda ömür boyu hapse mahkum edilen yahudi asıllı fransız subay alfred dreyfus'un hikayesini konu edinen filmde, fransız istihbaratının başına yeni atanan georges picquart, yazışmaları karıştırırken bunun bir kumpas olduğunu keşfeder ve gerçekleri ortaya çıkarıp dreyfus'un masumluğunu kanıtlamaya karar verir...
    genel hatlarıyla güzel bir film. "sanki daha önce izledim" havası olsa da sürükleyicilk ve merak unsuru filmi keyifli kılıyor.
    yahudi düşmanlığı, onları fişleme vesaire gibi eylemlerin hitler'den önce, demokrasinin , özgürlüğün ve adaletin merkezi fransada başlamış olması, insanlığın ve milletlerin sapık ideolojiler sayesinde nerelere gidebileceğini göstermekte.
hesabın var mı? giriş yap