• basrollerinde anthony hopkins, morgan freeman, matthew mcconaughey ve de adini bilmedigim zenci bir esas oglanin paylastigi, steven spielberg'un yonettigi amistad adli bir kole gemisi ve sonucunda gelisen olaylarin anlatildigi film..
  • scary movie'de dalga gecilen filmlerden biri..
  • (bkz: asimptot)
  • ispanyolcada arkadaslik, dostluk anlamina gelen kelime.
  • bir arkadaşın "yaşasın! uzay filmi* izleyeceğim" maksadıyla gidip, nevrini döndürmüş film*.
  • tesadüfen başka seçenek olmadığı için seyrettiğim, başlarında fırtına esnasında doğan çocuk sahnesiyle ve kölelerin birbirine ayaklarından bağlanıp denize boşaltılması sahnesiyle hayatta en çok etkilendiğim filmlerden biri.
  • spielberg'in ne kadar da buyuk bir hikaye anlaticisi oldugunun kanitidir..

    --- spoiler ---
    yalniz spielberg yine muhazakar mesajlarini ihmal etmemistir, her ne kadar konu ilerici olsa da.. mesela siyahi eleman, aslanin karsisina dikilmesinin sebebinin ailesini koruma gudusu oldugunu belirtir.. yani aile kavramina deginilmeden gecilmez.. ikinci hakimin siyahiler lehine karar vermesinde dini inanci agirlikli rol oynar.. zaten siyahilerin eline gecen incil'le de spielberg bir nev'i misyonerlige soyunur.. eski baskanin, amerika'nin tarihi baskanlarini zikretmesi vs. de spielberg'in muhafazakarligini belirten unsurlardir..

    ama her sey bir kenara film zencilerin tarafinda safini tutar. bir amerikan baskanini cikarlari dogrultusunda hareket ederken gosterir. eski baskan "eger ic savas cikacaksa ciksin" der.. yani filmin ilerici yonleri de yok degildir..
    --- spoiler ---
  • steven spielberg'in tek dişe dokunur filmi.
    dikkat edin! bu filmdeki hikaye schindler's list' deki hikaye çok benzer. ayrıca amistad daha reel, daha nitelikli bir sinema ürünüdür bence. ama schindler's list göklere çıkarılıp, zorlama ile klasik statüsüne çıkarılırken, bu filmin esamesi bile okunmaz.
  • her siyahın izlemesi gereken başyapıt
  • david pesci'nin bir romanı. tam adı "siyah öfke : amistad" dır. kitabın arka kapağından alıntı:

    "neden isyan çıkarmak için kölelere önderlik ettin?" singbe gözlerini judson'a dikti, öylece bakakaldı. tam o esnada şu birkaç kelime odanın içinde bir top gibi patladı: "köle değil! singbe köle değil. afrika!"
    herkes olduğu yerde donup kalmıştı. singbe zincir şıkırtıları arasında elini göğsüne götürüyor, aynı sözleri yineleyip duruyordu. "köle değil! afrika!" judson singbe'ye doğru yaklaştı.
    "ingilizce konuşabiliyor musun? ha? haydi, bir şeyler daha söyle, durma! haydi!"
    "köle değil! köle değil!"
    singbe yargıca doğru bir adım attı. denizcilerden biri tüfeğini kaldırıp onu durdurdu. singbe, mende dilinde yüksek sesle konuşmaya başladı. "ben özgür bir mendeliyim. yeniden köle olmayacağım. beni zincirlerle bağlayabilirsiniz. sırtımı ve ayaklarımı, derisi yüzülünceye kadar kamçılayabilir, bedenimdeki bütün kanı akıtabilirsiniz. ama köle yapamazsanız. ben hiç kimsenin kölesi olmayacağım! bunun için beni öldürmeniz gerek."
hesabın var mı? giriş yap