• çok güzel bir atman şarkısı ...
  • orphaned landin 25 haziran 2013'te çıkaracağı albümünün adı.
  • albüm kapağı yayınlanmıştır :

    http://i.imgur.com/yuqke9r.jpg
  • az önce albümün yayınlanan ikinci şarkısı let the truce be known isimli şarkıyı dinledim. habeler kötü orphaned land severler. üzgünüm.

    çok klişe bir ortadoğu melodisinin durmak bitmek bilmeksizin art arda dönmesinden oluşmuş bu şarkı şahsi kanaatimce vasat bir şarkı. hele kronolojik olarak konuşmak gerekirse; the sahara's storm, ornaments of gold, seasons unite, find yourself discover god, like fire to water, the path ahead, flawless belief, whisper my name when you dream, birth of the three, halo dies, a call to awake, mabool, the storm still rages inside ve son olarak da from broken vessels, disciples of sacred oath ii, barakah, codeword uprising gibi dev üstü dev şarkıların standardı üzerinden değerlendirecek olursam; çok ama çok üzgünüm ama bugüne kadar hayatıma girip düşünce sistemimde, karakterimde, ruhumda derin bir iz bırakmak kousunda pink floyd ve michael jackson, gibi isimlerle birlikte çok önemli bir rolü olan orphaned land'in century media'nın oryantalizm üzerinden ekmek yemek gayesiyle birlikte çok ağır; ama çok çok ağır sıçtığını kolaylıkla söyleyebilirim.

    netekim durumun böyle olacağını zaten tahmin etmek zor değildi: kobi clean ve brutal vokale çok kuvvetli bir şekilde hakim olabilen bir abi ve orphaned land buradan çok büyük bir güç kazanıyor. netekim kobinin komple clean söylemesi üzerine şarkı tasarlamak, bu gücü bir anda egale edeceği için oldukça radikal bir karar. e hal böyle olunca o gücün çok şiddetli bir şekilde yere çarptığını görmemek mümkün değil: mesela paylaşılan 2. şarkıda* adeta zorlama bir prozodi söz konusu. hiç ama hiç olmamış. ben ki nakaratta choir olayına çılgınlarca aşık bir insanım, ama olmamış. gene de kobi tarafından ilk clean kararı ortaya atıldığında açıkçası üzülmüştüm ama durumu eleştirmeden önce opeth örneği aklıma gelmişti. opeth, clean olayını damnation albümü ile tarzını kaybetmeden hayvanlar kadar iyi bir şekilde başarmıştı ve kendisiyle sık sık karşılaştırılan orphaned land için de "ulan aslında güzel olabilir ya" diye düşündürerek umut vaadediyordu. ama bu işin arkasında hem en az kobi kadar yetenekli olan mikael akerfeldt vardı hem de steven wilson gibi dev bir müzik nerd'i vardı. sikimsonik century media yoktu. tek başına steven wilson'un orphaned land'in soundunu ne kadar da kuvvetli bir şekilde orphaned land sınırları içerisinde yükselttiğini hali hazırda son albüm olan the never ending way of orwarrior albümünden okumak mümkün. ama şu paylaşılan iki şarkıda damnation albümünün kıyısından geçecek sofistikasyon yok.

    sofistikasyon demişken sözlere de gelmek durumundayım. ben kobi "god's rage is true, he urges you to awake" a call to awake derken göz yaşı döken bir adamım. ve orphaned land'in birleştirici, bir araya getirici unsurunun kuvvetle destekçisiyim. ama işin cheesy olması sinirime dokunmaya başladı. orphaned and ilk 3 albümde yakaladığı samimiyetini the never ending way of orwarrior ile yitiriyor, çünkü zaten oryantalizmin ekmeğini tüketmeye başladılar. ve bunu "kullanmaya" başladılar, ki burada orphaned land'in sıçışı çok net. hatırlatırım, the never ending way of orwarrior çıkmadan önce de ilk olarak sapari paylaşılmıştı ve albümün en oryantal sounda sahip şarkısı da budur, üstelik açılış şarkısıdır. bunlar çok stratejik hareketler. kimse aptal değil. avrupa ve amerika'da ortadoğu halen çok otantik ve egzotik imgelemlere sahip ve burada dev bir pazar var. orphaned land bunu farketti ve buraya oynuyor çok güzel bir şekilde. ama "bilinçli olarak" bir şey yapılmaya çalışılınca o iş samimiyetini ve doğallığını, otomatikman sofistikasyonunu kaybediyor. son paylaşılan şarkılardaki sözler bildiğin düz söz. serdar ortaç "sen beni sevdin ben seni siktim" diye şarkı yazarken orphaned land de adeta "filistin israili sevdi israil filistini sikti" şeklinde söz yazarak eric cartman'ın rock şarkılarından christian rock şarkıları icat etmesi fenomeni ekseninde dev bir çığır açtı! ilk 3 albümde bulunan dev yoğunluk ve metaforlar yerini popülist, kolay anlaşılır, çabuk tüketilir sözlere bıraktı. netekim biliyorsunuz ki mabool 8 yılda (gerçi araya ayrılıklar falan girdi ama) tamamlanan bir albümdü, çünkü öyle bir konsepti o şekilde yapabilmek için onca seneye gerçekten ihtiyaç vardı.

    bilmiyorum şimdilik aklıma gelenler bunlar. ama dev bir hayal kırıklığı içerisindeyim. hayatımı değiştirmiş bir grubun bu denli vasat bir işe yönelmesi canımı sıkıyor. umarım bu laflarımı all is one yedirir bana. bunu çok istiyorum. ümidim bu sabah sevgili ablamın da * beni uyardığı gibi, bu şarkıların en ticari şarkılar olma ihtimali. reklam yapmak istiyorlar ve en ticari işlerini koyuyorlar. eğer durum buysa güzel. neyse, mevzubahis orphaned land olunca ben en nihayetinde gene severek dinleyeceğim, ama her dinlediğimde orphaned land'in düşüşe geçtiğini düşünerek üzülmek istemiyorum. bana öyle geliyor ki ilk dört albümde o kadar dev eserler üretti ki orphaned land, kendi standardı içerisinde boğuluyor.

    edit: bu arada eklemeliyim ki; let the truce be known isimli şarkıda kullanılan gama ve ana melodiye (dediğim gibi, çok bilindik bir melodi zaten) hayatımın her döneminde hayran olmuşumdur ve çok sıklıkla kullanmışımdır. her zaman tüylerim diken diken olmuştur bu gamla. nağmeli vokalleri falan da her zaman severim, zor iştir vesaire.
  • metal albümü değil, arabesk albüm olmuş. metal konsepti içinde değerlendirdiğimiz için olmamış diyoruz özetle. orphaned land dinleyip, ne dinlersin sorusuna arabesk diye cevap verecek pek az kişi vardır tahmin ediyorum.

    maalesef bana göre orphaned land'in en kötü albümüyle karşı karşıyayız.
  • dinlediğim ve tatmin olmadığım albüm. metal grubu diye bildiğim orphaned land tamamen arabeske dönmüş. ha kesinlikle kötü değil ama orphaned land bu değildi be abi. şarkılardaki atmosfer genel olarak ağır. minibüste şoför teybe koyup çalsa kimse yadırgamaz, o derece. albümde sevdiğim şarkılar albümle aynı adı taşıyan all is one, kıvrak melodili the simple man, albümdeki göbek attırıp coşturabilecek tek şarkı olarak gördüğüm, yemen arapçasıyla yazılmış ya benaye ve özellikle intro'sunu etkileyici bulduğum our own messiah oldu.
  • orphaned land'in o efsanevi albümlerden sonra çıkarttığı ve de eurovision'a göz kırptığı albümü. ilk dinleyişte benim için çok büyük hayal kırıklığı.

    biraz daha dinledikten sonra edit: sinirden kendimi sikeceğim arkadaş, siz mabool gibi bir albüm yaptınız geçmişinizde yahu, nedir bu ciddiyetsiz müzik.
  • an itibarıyle dinlediğim arabesk albüm. arabesk olduğu için kötü olmak zorunda değil. ama bu arabesk olduğu gerçeğini değiştirmez. babalar gibi arabesk metal yapmışlar, hiç lafım yok. ama bir kaç lafım var tabii:

    - orphaned land'in sahara ve el norra alila albümleri dışında sürekli değiştiğine çok net şahit oluyoruz. mabool bambaşka bir albüm olarak geldi, orwarrior da keza bambaşka oldu. bu albümde de aynı değişim daha baştan "clean vokal" üzerine kurulu olmasıyla belliydi. değişik bir albüm olduğu için kimsenin orphaned land'i suçlama hakkı yok bence. aynı kalmalarından iyidir. bu ilerici düşündüklerine delalet eder ki bir grup yerinde saymaya başlarsa o grup başarısızdır benim gözümde.
    - ama (tabii ki bir ama gelecekti)... yani bir şeyler eksik. arabesk olması bence kötü değil. hatta baya zengin olmuş. ama progresiflik açısından biraz karışmış sanki. yani daha "düz adam metali" olmuş diyebilirim. codeword: uprising'deki, disciples of sacred oath ii'deki, ne bileyim, call to awake'deki falan progresif tınıları hesaba katınca, brother, our own messiah falan bayaaaağı tırt kalıyor, kimse kusura bakmasın. düz şarkı işte. melodik olarak çok zengin, ama progresyon açısından dar alanda kısa paslaşan bir albüm olmuş.
    - vokaller iyi mikslenmemiş, çok sori. seçilmiyor yani. brutal vokali daha iyi anlıyorduk mabool'da falan o derece. gömülü kalmış. genel olarak miksajda falan bi sıkıntı yok ama bence. iyi yani. (bu arada an itibarıyle yamaha hs80m referans monitörlerle dinliyorum albümü, ipod kulaklığıylan değil)

    albüm tam olarak bittikten ve bir kaç kere daha albümü dinledikten sonra tekrar geri döneceğim. geri dönüşüm acı olacak. hehe.

    edit: albüm ilerledikçe arabesk dozu artıyor. bizim kemancılar iyi iş yapmış ama, o çok net.
    edit 2: fail isimli şarkıda biraz brutal var. şaşırdım vallahi. güzel olmuş o brutaller. brutali severiz, yaradandan ötürü.

    albüm bitme editi:

    sası bir albüm olmuş. sası derken nasıl sası? tekil olarak şarkılar fena değil. güzel. dinletiyor. dediğim gibi, oldukça arabesk falan ama güzel. yeteri kadar yüksek, gaz, progresif veyahut sofistike değil maalesef. yani sığ biraz şarkılar. enstrumental olarak çok çok zenginler, melodik olarak da kabaca zengin diyebilirim, ama total olarak derinlikli değiller, sığ şarkılar. bir albüm kisvesi altında bir araya gelince iyice sası oluyor. yani albüme topyekün bakınca şarkıların yerlerini değiştirsen bişey farketmez. başı kıçı belli değil, bi "akış" söz konusu değil. halbuki bu albüme kadar bütün albümlerde (mabool zaten mecburen öyle) bir akış vardı. yani albüm, tek tek şarkıların toplamından daha büyük bir şey ediyordu. bu albüm ise "shuffle friendly" bir albüm olmuş ki şafıl denen şeyden nefret ederim ben, öyle böyle değil. böyle çerezlik şarkılar yapmışlar işte. bunu da gene piyasaya oynamaya falan bağlıyorum ben. neyse güzel olmuş ama orphaned land'in en başarısız albümü olmuş malesef. bu kadar prodüksiyon gücünü sahara'ya bi koyun bakalım ne oluyor yani. öyleyken böyle. o yüzden şimdi sahara açıp dinliycem. doymadım çünkü.

    bir sonraki albümü bekliyorum artık.
  • gayet güzel bir albüm.ama bir önceki albümleri* ile yer yer benzerlik gösterse de asla mabool'la karşılaştırılacak bir albüm değil.brutal vokallere sadece bir şarkıda* yer vermeleri üzücü.ve bence eksikliğini hissettiğim en önemli şey ise zengin rifflerden eser olmaması.albümün geneline bakıldığında,eski progresif rifflerden ziyade ritm ağırlıklı gitarların fazla oluşu da eksisini verdiğim bir durum.gitarlar,yöresel enstrümanların önüne geçemiyor şarkılarda.

    ama yine de üç gündür ara ara doz niteliğinde dinliyorum tabi.
  • iki şarkısı "esinlenmeler" içeren orphaned land albümü.

    albüme adını veren şarkı olan all is one, yıllar yıllar evvel türkiye' de hit olmuş rebeka adlı şarkıdan araklanmış! özellikle başlangıçtaki melodi. bak bu all is one:

    http://www.youtube.com/watch?v=irwbbgsylqg

    bu da akın' ın rebekası:

    http://www.youtube.com/watch?v=-ls5_u55nu0

    bununla da yetinmeyen bu pis adamlar, başka bir şarkılarında da bir ilahiden esinlenmişler. bu kadarına pes!

    şu bahsettiğim şarkı, let the truce be known:

    http://www.youtube.com/watch?v=cvvqgkrug4e

    bu da herkesin bildiği allahu allah isimli ilahi:

    http://www.youtube.com/watch?v=jdygpq45z-c

    işte böyleyken böyle dostlar. demem o ki bu siyonist oyunlarına gelmeyelim. bunlaaaar ülkemizi bölmeye çalışan dış mihr.. yok o bu değildi.

    olmadı orfınd... yakışmadı...
hesabın var mı? giriş yap