• asil adi june brown olan sanatci 1923 yilinda melbourne'da dogmustur. gencligi boyunca tiyatroya ilgi duymustur. melbourne'da o yıllarda june brown adında bir aktris yasadigi icin adini june brunell olarak degistirmistir. 1948 yilinda helmut newton ile evlenmistir. 1956 yilinda "erik kuttner en iyi kadin tiyatro oyuncusu" odulune layik gorulmustur. esiyle beraber yasadigi paris'te fotografci olan ve adini bu sefer de alice springs olarak degistiren sanatci 1970'den sonra sayisiz fataograf sergisi ve fotograf kitabina izmasini atmistir. gectigimiz yil esini kaybeden alice springs son yirmi yildir monte carlo'da yasamaktadir.
  • (bkz: helmut newton)
  • avustralya'nın tam ortasında kurulmuş bir şehir. nüfusu otuzbin civarındadır. çöl şartları ağır basar. nüfusunun %75'inden fazlası deniz kıyısında yaşayan bir ülkede yaşayanlar için, burda yaşamak zor olsa gerek.
  • mystery jets'in seratonin albümünün açılışında bizi karşılayan sevimli aşk şarkısı. albümün en dikkat çekicisidir ayrıca.

    freedom is an illusion generated by your brain
    to deadly cut the words to ever explain
    and love is the taste you get on the tip of your tongue
    better to have loved and lost
    than to have lived and never loved anyone

    i'd stand in the line of fire for you
    i'd bend over backwards for you
    i'd do anything that you want me to do
    'cause i don't have nothing if i don't have you, my love
    and it hurts 'cause it's true

    pain is what keeps your eyes from closing as the night falls
    and is you in your sleep and wakes you when it gets light
    and sadness is like a wave that sweeps you off your feet
    with tears that cut like knives
    that are running like rivers down your cheeks

    i'd stand in the line of fire for you
    i'd bend over backwards for you
    i'd do anything that you want me to do
    'cause i don't have nothing if i don't have you, my love
    and you have to believe me 'cause it's true

    i'd bend over backwards for you
    i'd do anything that you want me to do
    'cause i don't have nothing if i don't have you, my love
    and it only hurts because it's true

    yeah, it only hurts because it's true
    yeah, it only hurts because it's true

    freedom is an illusion generated by your brain
    to deadly cut the words to ever explain
    love is the taste you get on the tip of your tongue
    better to have loved and lost
    to live like never loved anyone

    and it only hurts, it only hurts 'cause it's true
  • e$i en guzel kadinlari, en $ehvetli moda fotograflarini cekerken kendisi de donemin unlu erkeklerini fotograflami$tir.

    on yedi, on sekizinci yuzyilda burjuva ailelerinin sipari$ uzerine yapilan portrelerine benzeyen bir fotograf stili var kanimca.

    berlin'deki helmut newton fotograf muzesinde "june's room" diye ayri bir odasi da var, kendi adina olan ikinci kat haricinde.
  • avustralya'nın tam ortasında yer alan ve develerin yaşadığı çölümsü şehir. ünlü charles darwin üniversitesi'nin de burada bir kampüsü vardır.

    http://www.cdu.edu.au/…centres/alice-springs-campus
  • zamanında (2012) hortumun ateşlisini yaşayan şehir.
    ya arkadaş hadi hortum anladık, mesela hortumun içine girdiğinizi düşünün dönüp duruyorsunuz, sonra sizi hiç alakası olmayan bir yere fırlatıyor. bi ayılıyorsunuz kendinize "ben neredeyim amk" diye soruyorsunuz, ama olm, ateş hortumu ya da ateşli hortum nedir yavv? mesela bu ibine hortum ineği falan içine çekse, yarım saat sonra ineği inek tandır olarak bir yere bırakacak.

    hee bir de alice springs diye şehir ismi mi olur yavv. tam bi şarkıcı ismi gibi.
  • avustralya'nın kendisine en yakın metropole uzaklığı 1500 kilometre olan* taşra şehri. kuzey avustralya eyaletine bağlıdır ve 30000 civarındaki nüfusunun yüzde 20'si aborjinler ve aborjin dışındaki yerli halktan oluşur. (bkz: torres strait islanders) eh tabii kıtanın asıl yerlileri büyük bir gayretle ve sistematik bir çalışmayla asimile edildikten sonra bu uçsuz bucaksız çöllerde bırakıldı demek ki. aborjinlerin çocuklarının alınıp toplama kampı gibi yerlerde yetiştirildiği, kendi dillerinde konuşmalarının bile yasaklanıp zorla ingilizce konuşturulduğunu gördüğümüz (bkz: rabbit proof fence) filmi de yaşananlar hakkındadır. aborjinler için kutsal sayılan (bkz: ayers rock) buraya yaklaşık 450 kilometre kadar yakındır.
  • avustralya'nın ortasındaki çölün de ortasında bir şehir. eski adı stuart iken avustralya'nın ilk posta müdürünün eşi lady alice todd orada can verince kente onun adı verilmiş. avustralya dışındakiler şehrin adını a town like alice adlı bayağı güzel eski bir roman ve diziden hatırlayabilir. bu bölge jeolojik olarak çok ilginç, dünyanın en eski dağı ayers rock (yerli adıyla uluru) buraya yakın, ayrıca "tırtıllar tarafından oyulduğu iddia edilen" kayalar filan var.

    yine de okyanusun kıyısında bir ada ülkesindeyseniz yaşanacak cehennem değil...
  • kuzey topraklarına bağlı çölün ortasına kurulmuş şehir. insan niye çölün ortasında yaşar diye düşünmemek elde değil.
hesabın var mı? giriş yap