• akrepcan kardeş size iğneyi batırdığı anda zehri bünyeye alıyorsunuz.! (misal bana ayak baş parmağımdan vermişti maddeyi) akabinde panik yapmıyorsunuz hemen bezle bacağı sıkıyosunuz ama kangren olmamaya dikkat ediyoruz elbet.! sonra arabaya atlayıp hastaneye gidiyorsunuz ki bu arada madde bünyeye yayılırken garip bir uyuşukluk hissi meydana geliyor.! kriz anı beyinde de o uyuşukluğu hissediğiniz an başlıyor zaten.!* velhasıl hastaneye gidiyorsunuz iğnenizi oluyor biraz gözetim altında kalıp "ölecem ben ölecem" geyiği yapıp evinize siktir olup gidiyosunuz.! gece boyu maddeyi tersel olarak bünyeden atıyorsunuz ve hayatınıza kaldığınız yerden full time devam ediyorsunuz.!
    akrepleri sevelim sayalım hatta koruyalım.!
  • akrep sokması durumunda yapılması gerekenler sırasıyla şunlardır;

    -sokulan yer sabit tutulur,oynatılmaz.
    -sokulan yerin yukarısını bir mendille veya çorapla sıkıca bağlamak gerekir.
    -isırılan yerin üzerine buzla kompres yapılır.
    -isırılan yerde ağrı, karın ağrısı, karın kaslarında kasılmalar olmaya başladıysa hemen en yakın hastaneye gidilir ve bu durumda özel serum gerekebilir.*
  • istanbulda haseki hastahanesinde panzehiri bulunur.
  • bildiğim kadarıyla ömrü boyunca bir kez buna maruz kalmışsa bir insan, bünyesi bağışıklık kazanıyomuş akrep zehirine. beni ilkokul 2. sınıftayken sokmuştu, acaba halen bağışık mıyım? bir denemek lazım tabi. şahsi deneyimlerimi buradan size aktarmak isterdim , ancak o acıyı bir daha çekmeye hiç niyetim yok. (bkz: özür dilerim sözlük)
  • benim gibi salaksaniz ya da olmekten korkmuyorsaniz ve yakinlarda da -evin buzdolabinda mesela- panzehir varsa zehirin yayilma surecinin damarlarda takip edilmesi gereken olay..
    bacaginiz tamami ile uyusur, yaklasik 10 dakika uyusuk kalir ve ondan sonra -zehire dayanabilirseniz- yavas yavas uyusukluk ciddi bir terleme ile vucuttan atilir..
    panzehir almayacaklara son uyari; ertesi gun evinde misafir kaldiginiz insanlara bu olayi anlatmayin, 1 yil boyunca firca yiyebilirsiniz..
  • hintli bir adam suda bata çıka ilerlemeye çalışan bir akrep görür. onu kurtarmaya karar verir ve parmağını uzatır ama akrep onu sokar. hintli tekrar akrebi sudan kurtarmaya çalışır ama akrep onu tekrar sokar. yakınlardaki başka birisi ona, onu sürekli sokmaya çalışan akrebi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini söyler. ama hintli adam söyle der: "sokmak akrebin doğasında vardır. benim doğamda ise sevmek var. neden sokmak akrebin doğasında var diye kendi doğamda olan sevmekten vazgeçeyim?" *
  • maruz kalındıysa şayet, hiç unutulmayacak kötü anılar arasında yer alır.

    bundan beş sene öncesi... piknik yapmak üzere sözleştiğimiz arkadaşlarla bir arabaya doluşup yola çıkıyoruz. yiyip içeceğimiz yer müstakil bir ev ve büyük bir bahçeden oluşuyor. eğlencenin sonlarında ayakta şarkılar söyleyip, amatör taklitler yapma evresini aştıktan sonra, yorulduğumu hissedip yere oturmaya karar veriyorum. elimi koyar koymaz diken benzeri bir acı hissediyorum parmağımda ve can havliyle ayağa kalkıp baktığımda, bana bunu yapanın bir akrep olduğunu farkediyorum.

    durumun farkına varan arkadaşlarım panikliyorlar; bir tanesi ayağındaki pabucu çıkarıp, seri darbeler indiriyor hain akrebe. öldüğüne kanaat getirdikten sonra da: "intikamını aldım" diye bağırıyor. korkuyorum, hem de çok korkuyorum... parmağımın ucunda uyuşma ve yanma var. arabaya bindiriyorlar beni ve sakin olmamı salık veriyorlar. bulunduğumuz yer bir kasaba ve bulabileceğimiz en iyi şey bir dispanser. oysa günlerden pazar, hemen her yer kapalı ve gördüğümüz ilk dispanser de maalesef öyle. parmağımdaki acı gitgide koluma yayılıyor, öleceğim zannına kapılmaktan kendimi alamıyorum.

    epey bir yol kat ettikten sonra, nihayet açık bir sağlık merkezi buluyoruz; artık terden sırılsıklam olmuş vaziyetteyim. hemşireye derdimi anlatıyoruz heyecanla, o kadar alışık ki bu türden vakalara, adeta "biraz öksürüyorum" demişim gibi davranıyor. neden sonra benim gibi iki kişinin daha orada bulunduğunun ayırdına varıyorum. sıra bana geldiğinde panzehir iğnesini vuruyor hemşire ve "geçmiş olsun" dileğini ihmal etmeden bizi yolcu ediyor.

    arkadaşımın evinde istirahate çekiliyorum artık ölmeyeceğimin güvencesiyle. yaklaşık bir altı saat sonra iğnenin etkisi geçiyor ve sabaha kadar kıvranıyorum. üç gün sürecek bir acının henüz en başında olduğumdan haberdar değilim. üçüncü günün gecesi, doktora gitmeye karar vererek uyuyorum. sabah uyandığımda ise ağrı ve yanmanın bittiğine hayretle tanık oluyorum.

    sonrasında öğrendiğime göre, artık akrep soksa da bir şey olmazmış bana. düşüncesi dahi kötü ama, bir tanesi yetti de arttı bile çünkü...
  • türkiye'de hayati tehlike arzedecek zehirli akrep bulunmadığı için endişe etmeye gerek olmayan hadise. türkiye'de yaşayan akrepler en fazla arı sokması kadar zarar verir.

    özel bir alerjiniz yoksa, hastaneye falan da gitmeye gerek yok, şişen yere buzla kompres yapıp, terramycin sürün, biraz ağrır ama 1-2 güne geçer.

    not: götümden uydurmuyorum, doktor söyledi.

    birinci elden edit: güneydoğu anadolu'da androctonus crassicauda tipinde zehirli bir akrep bulunabiliyormuş. güneydoğu'da akrep soktuysa hastaneye koşmakta yarar var anladığım kadarıyla. emk'ye teşekkürler.
  • yaklaşık ortaokul yıllarında sokulmuştum bir yaz günü. acısını şöyle tarif edebilirim, mesela ayağınızdan sokuyorsa ilk anda akrep olduğunu idrak edemezsiniz ayağıma kim çivi çaktı diye düşünürsünüz. çünkü bu denli bir acının ancak çekiç ve çivi ile uygulanabileceğini düşünür beyniniz. sonra hayvanı görünce bağırıp zıplamaya başlarsınız. acıdan gözünüzden yaş gelir, sonra hastaneye gider iğne olursunuz sabaha kadar kuvvetle sızlamadan sonra acıdan kurtulursunuz. bu arada acı ayaktan başlayarak tüm bacağa yayılır, iğne olmazssanız muhtemelen tüm vücuda tesir eder. iğne olmak lazım böyle bir durumda.
  • 95 kiloluk adamı ayak parmağında sokarak, ayağından diz kapağına kadar uyuşturan sokmadır. başıma 3. kere geldiği için alıştım. şişirmesi, morartması falan da yok, işini iyi yapıyor temiz bir şekilde zehrini zerk ediyor pezevenk.

    yine de benim gibi sorumsuz davranmayın, direkt hastaneye gidin.
hesabın var mı? giriş yap