akla karşı tezler
-
ismet ozel'in $iiri.. $oyledir:
1.
gecenin ucudur en uygun zaman, bahse girerim
dusunun: sabah cok yakin
oysa isilti yok ortalikta
nerdeyse gece bitmis
ama surmekte karanlik
henuz uyanmis bazilari
henuz uyumamis bazilari
bazilari uyanmis uykusuna doymadan
bazilari uykusuna varmadan doymus
goruyorsunuz ilm-i hilaf u cedel duzeniyle hayat
nasil da surukluyor kendini
ve ben bunu kanitlayabiliyorum
su sair halimle
boylece size ey saygideger erbab-i cumhuriyet
akilli ve yetenekli oldugumu
kanitlamis oluyorum
sizler de
bu derin bilgeligi kavrayarak
kendi degerinizi ortaya koymus oluyorsunuz.
2.
utusuz bir pantalon kadar tedbirliyim
tarihi bir gercek kadar sikilgan
bilmem ki tesalya'daki termofil
bir yigitlik anisi
bir hayinlik aniti mi olsa
yine bilmem quantum kuramini
ogrenen insan hakli midir
kendini ardickusu sanmakta-
ben
yirminci yuzyilin sonlarinda
en uzak uyanislar ikliminde yasadim
bir imparatorluk genisligindeki gencligim sirasinda
kadinlardan daha cok birinci subeye vardim.
3.
en mutlu insanlar belki de
baca temizleyicileridir
oyle dar, oyle kara karanlik bir yerdedirler ki
yureklerini genis, dayanikli
aydinlik tutmak zorundadirlar
buna yukumlu sayarlar kendilerini.
baca temizleyicileri baskalarini sevmekle kalmaz
baskalarinca sevilirler ayni zamanda
cunku herkesi dusunmeyecek kadar mutlu
herkes tarafindan dusunulmeyecek kadar mutludurlar.
4.
koyluleri nicin oldurmeliyiz?
bu sorunun karsiligini bulamiyorum
icinden cikilmaz bir olay, ama onemsiz
koyluleri oldurmesek de olur
hatta onlarin kalin suratlarini
gormezlikten gelebiliriz
yapilacak cok sey var daha
sozgelimi ben, kendim
hic hayit agaci gormemisim
gormeden olurum diye korkum da yok
degil mi ki albatrosu baudelaire'den
yves bonnefoy'dan semenderi ogrendim
bir gun bakarsiniz
su guzelim bilgic beynimi kirip
tenesir tahtasi olarak kullanabilirim. -
sukru erbasi in koyluleri nicin oldurmeliyiz sorusuna karsi kararsiz bir yanittir.
-
"en mutlu insanlar belki de
baca temizleyicileridir" satırlarından mürekkep şiirdir. evet bütün işlerimi bırakıp baca temizleyicisi olmak ister miyim? derhal. "mutsuzluğun da bir vurgunu olmalı/ ya öldürmeli ya yeniden doğurmalı, şu çile çile orlonları uykularıma dolayan telgraf satırları, ya beni baştan yaratmalı ya da bir tetikçi çevikliğiyle vurdurmalı" -
(bkz: erbab-ı cumhuriyet)
-
agir bir siir.
ama siktir edin agirligini da su dizelere bakiverin hele.
"yirminci yuzyilin sonlarinda
en uzak uyanislar ikliminde yasadim
bir imparatorluk genisligindeki gencligim sirasinda
kadinlardan daha cok birinci subeye vardim." -
yalnızca şükrü erbaş'a bir yanıt içermekle kalmayan, william blake'i de onaylayan şiir. azıcık bir vakit daha kurcalayalım daha neler çıkacak. du bakali nolcek?
-
" diriliş dergisinde sezai karakoç, akla karşı tezler'e yer vermek istememişti. yıl 1975 idi ve sezai karakoç fikrini istanbul'dan 'sonradan bunları yayımladığına pişman olur' şeklinde bir haberi ankara'daki bana göndererek belirtmişti. gelgelelim, benim böyle bir ikazı ciddiye almama imkân olmadığından diriliş dergisi o şiirleri yayımlamak zorunda kaldı."
kaynak: ismet özel, çelimli çalım, sayı 18. -
bu şiir nereden geldi aklıma bilmiyorum ama saat üçü geçiyor ve ben gerçektende tarihi bir gerçek kadar sıkılganım.
"gecenin üçüdür en uygun zaman, bahse girerim
düşünün: sabah çok yakın
oysa ışıltı yok ortalıkta
nerdeyse gece bitmiş ama sürmekte karanlık
henüz uyanmış bazıları
henüz uyumamış bazıları
bazıları uyanmış uykusuna doymadan
bazıları uykusuna varmadan doymuş..." -
güzel seslendirilmiş bir halini paylaşmak istiyorum
onun dışında son bölümünü beğenmediğim bir şiirdir.sanki burada ismet özel ciddi idealojik karmaşalar içerisinde gibi. -
“bir gün bakarsınız
şu güzelim bilgiç beynimi kırıp
teneşir tahtası olarak kullanabilirim”
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap