• pier paolo passolini filmi
  • yirmi altinci uluslararasi istanbul film festivalinde a violent life, pier paolo pasolini* isimli özel saygı bölümünde gösterilecek olan, italyan yazar-yönetmenin 1961 yapımı ilk filmi. türkçe'ye dilenci olarak çevrilmiştir.
  • --- spoiler ---

    "şimdi iyiyim işte."

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    pasolini'nin mükemmele yakın ilk filmi. festivalde izlediklerim arasında alkış alan iki filminden biri (diğeri: uccellacci e uccellini). neo realismo filmlerine senaryolar yazmışlığı olan pasolini'nin yazıp yönettiği ilk filmde de bu akımın izleri hakimdir. savaşın 15 yıl sonrasında bile yaralarını sarıp toparlanamamış bir italya'da, alt tabaka insanların umutsuzluk içindeki yaşam mücadelesi ve içine düştükleri kısır döngü, eleştirel bir sosyal gerçekçiliğin yanı sıra ustaca üstesinden gelinmiş bir komedi dozajıyla dengelenerek anlatılır. hafiften ladri di biciclette'yi andıran sonu ise unutulmazdır.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    - accatone!
    - si sinyore!
    --- spoiler ---
  • tarz itibariyle pasolini'nin gelecektekilere pek ışık tutmayan ilk filmi. işsiz güçsüz bir dilencinin hikayesini anlatır ve biter. toplumsal sorunlar, parasızlık ve alt sınıf statüsünün güzelce işlendiği ama 2007 için öylesine bir film.
  • vivre sa vie'nin yıllar evvel pazarda kaybettiği erkek kardeşi. pazarda kaybolduğundan sokaklarda büyümek, yetişmek durumunda kalmış; ancak dilenmiştir genelde, çalışmak ağır gelmiştir. dostları gibi su/limon/midye değil sütyen satmıştır. ancak pazarda değil.
  • marksist ve feminist eleştirileri rahatlıkla yapılabilecek bir film. pasoli'nin ilk filmi olmasına rağmen basit bir dil kullanmamış, izleyince beni zaman zaman zorlamıştır. teknik açıdan her ne kadar birbirine benzer filmler yapmış olsa da her bir filminde farklı konuları irdelemesi, farklı insan ilişkilerini ele alması işin ayrı noktası. bu filmde erkeğin toplumda diğer erkeklere diş bileyemeyişinin acısını kadın ilişkilerinde göstermeye çalışması, ona üstünlük kurmaya çalışması durumu var ki bir yandan savaş sonrası italya'daki toplumsal krizlerin ne anlama geldiğini çok iyi yansıtıyor (ikinci dünya savaşı sırasında dünya siyasetindeki konumuyla bu konumun toplumsal izdüşümleri üzerinden düşünülebilir) getto bölgeler, patriarka, prekarya terimler birbirine selam verip geçiyor. velhasıl izleyin gardaşlar.
  • tozlu, pis, yıkık dökük bir italya manzarası içinde keyif pezevengi, gerçek manasıyla da, vittorio'nun var olma çabası pasolini penceresinden. oldukça ilginç ayrıntılar barındırıyor içinde, ne kızabiliyorsunuz -aslında yer yer gelen acıma duygusu olmasa kızabilirsiniz belki- vittorio'ya ne de benimseyebiliyorsunuz onu. gerçekçi bir film, her haliyle. insanın ağzında bıraktığı tat gerçekten güzel.
hesabın var mı? giriş yap