• kayserili hemşomuz elia kazan'ın yönettiği bu şahane filmde başrollerde orta yaşlı viven leigh ve ilah görüntülü genç marlon brando yer alırlar. blanche orta yaşlarda yalnız bir kadındır, ailesinden kalan taşradaki evi kaybedince yıllar önce evden ayrılıp evlenmiş olan kızkardeşinin yanına new orleans'a gelir. artık yaşlanmış bir hanımefendi olan ve hayal dünyasında yaşayan hassas blanche kızkardeşinin tutku ile bağlı olduğu kocası genç, vahşi ve yontulmamış stanley ile aynı evde yaşamanın bir yolunu arar. ama stanley cin gibidir, böyle orta yaşlı kokonaları tolere edecek adam değildir.
  • film tennessee williams'ın aynı isimdeki oyunundan uyarlanmıştır.
  • türkce ismi de ihtiras tramvayıdır
  • agir, depresif havasi, vivien leigh in sessiz nefes alasim var istekleri arasinda beni bogmus, hacama t etmis yapim. jurnalci muhbir elia kazan in metod aktorlugunu ilk kez denedigi, yayinladigi donem cikarilan 3 dakika sebebiyle "acaba soyle mi oldyu boyle mi oldu?" hissiyati yaratan bir hem konuda hem aktorlukte donum noktasi.12 oscar adayligi var, cok cok forsu var. escinsellik, nemfomani vesaire gibi konulari 50 li yillarda islemek de ki cesareti sebebiyle alkislanasidir, kesilip pice cevirildigi icin ise yuhalanasidir.

    marlon brando ise ayni bana benzediginden olsa gerek nice insandan beni ilk kez gorenlerin tepkilerini almistir. o insanlarin tepkilerine selam ederek yanit vermisimdir.
  • tiyatrodan uyarlama bir film oldugu bilinmese de her halinden belli olan film, cok cok uzun agdali ama akilli dialoglarla suslenmis, lakin filmin vermesi gereken hava bezginlik oldugundan su icinde bulundugum depresif gunlerde daralti yaratmistir.

    filmin sonu olmasa da, filmin onemli bir noktasi oldugundan, ve sonunu bilip izlediginizde rahatsizlik yaratabilecek seviyede bir filmden bahsettigimizden uyarayim.(ama boktan yapimda yapimin kendisi spoiler oldugundan soylenmesinde sakinca yoktur.misal sezercik kucuk mucahitin sonunda sezercik miralay oluyor, babasina kavusuyo, babasinin ustu oldugundan babasi kerhen selam ediyor sezere, ben de buradan o zihniyetindeki diger "minik mucahit"lere selam ediyorum)

    bu filmde stanley kowalskinin, blanche du bois e (edit:spiler gerekcesi ile cikarildi) anda butun elestirmenler dellenmis, ulan o olmaz ise ne anladik biz filmden denilmistir. dvd versiyonlarinda bu sahne eklidir de bi boka benzememektedir uyarayim.
  • ayrica vivien leigh in canlandirdigi florte musait piskin kokana tiplemesi olan blanche de bois(mi acaba?) altin kizlarda ki guneyli yaslanmayi kendine yediremeyen azgin insan blanche deveroux(mu acaba?) da hicvedilmistir(mi acaba? desek olmuyo anasini satiyim)
  • "arzu, bu semtten gecen tramvayin adi olmu$ sadece..." repligiyle hafizamda yer eden tennessee williams klâsigi*.
  • tennessee williams'ın ilk başta adını "poker gecesi" koyduğu, daha sonra bakış açısının stanley'den blanche'a doğru kaymasıyla "arzu tramvayı" olarak değiştirdiği, blanche dubois için "o şeytani bir varlıktı; taşıyabileceğinden daha üstün ve güçlü duygulara sahipti" dediği, tüm oyunun aslında bir poker oyunu olduğu tiyatro eseri. bu poker oyununda kaybeden, erkeklerin dünyasında yaşamaya çalışan blanche, kazanan ise ilkelliği, vahşiliği ve amerika'nın değişen yüzünü sembolize eden stanley'dir. oyunda ışığın ve renklerin yeri çok önemlidir. stanley'nin olduğu sahnelerde açık, parlak ışıklar ve canlı renkler kullanılır. blanche ise silik renkler ve ışıklarla gösterilir.
  • devlet tiyatroları tarafından geçen sene sahnelenen tenesse williams'ın akıcı oyunu.
  • başkahramanı olan kadının hayali dünyası ve gerçeklikle olan çatışmasının hayatını nasıl çökerttiğini anlatan oyun.
hesabın var mı? giriş yap