• sener sen'in oynadığı duygusal bir film,filmin en canalıcı özelliği sessiz film oynarken rakibi kurutması
  • mukemmel bir film. birden cok izlenesi olan turk filmlerinden birisi. seyrederken binbir turlu duygu sarar yurecigimizi...
    "-..... sonra mujde hanim, av avci, avci da av olur ....."
    (bkz: ha$met asilkan)
  • yavuz turgul-şener şen dayanışmasının ikinci latif örneği (sonrasında gölge oyunu var ki, adında gölge geçen -yerli/yabancı- en şık filmdir zaar)..

    film, salon zamanında boyuna aşk-meşk filmleri çekmiş, lakin seksen sonrasında çaptan düşmüş bir yönetmenin "çabalama kaptan" halinin tasviridir.. nitekim, bu entelijansiya mağduru yönetmenimiz; bir attila ilhan kasketi takayım, bir pipoya dadanayım, bir robdöşambr kuşanayım derken enikonu, "kurt kocayınca aleme madara olurmuş" olur..

    caanım yönetmenimiz, kadınlarla (bu kadınlardan biri de pıtırcık akerman oluyor) olan münasebetinde de çuvallayınca, "kıçımın ve beynimin kılları ağardı mı hakikaten benim, hayın felek madik mi attın yoksa bana, tutunamadım, depresyondayım" lakırdıları eşliğinde bir son sahne hazırlar ki bize; şöyle bir hep beraber ağlar mıyız? ağlarız..
  • yavuz turgul-sener sen dayanismasinin ikinci latif ornegi. zira, sirada once muhsin bey vardir. ilgililere duyurulur....
  • bu filmin cd'sini ararken işporta cd'cilere de danışılmış ve aşağıdaki diyalog yaşanmıştır bizzat (1999 aralık-kadıköy)
    -özellikle aradığınız bir film var mı abicim?
    -evet, aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni var mı?
    cd'ler biraz karıştırılır veeee
    -abicim o yönetmenin filmi henüz gelmemiş
    (bkz: dumur)
  • 80 lerin sonunda moda olan toplumsal icerikli entel turk filmi (ya da 12 eylul filmleri) furyasi ile bir guzel dalgasını geçen filmlerden biridir, bu turun sinema camiasini domine ettigi yillarda, issiz kalarak caresilik icinde bu "sosyal icerikli film" furyasindan biz de nasiplenelim diyerek bu tarz bir film cekmeye karar veren bir kerime nadir ve muazzez tahsin berkant ekolunden eski yesilcam yonetmeninin yasadigi komik, absürd olayları o yıllarda muhtemelen bizzat yaşamış "bu aralar bu para ediyor abi, sanal gerceklik dehlizinde kaybolmuş yanık bir eylül karanfilidir kalbim" meyanında senaryolara n adet film çekmiş adamların aynıile hikayesidir

    adamımız esas kadin oyuncunun - ki filmdeki adi jeyan dir (hahaha buna çok gülmüştüm) - ziyareti sirasinda kerime nadir ve muazzez tahsin berkant romanlarinin dolaba kaldirilarak adam sanat, varlik, gösteri vb gibi dergilerin one dizilmesi, film ekibinin bir kismi hapisten cikmis eski solculardan toparlanmasi ve -bu sana benim degil halkimin tokadidir- gibi donemin kitsch sol kiliselerinin kullanildigi sahneler, mekan olarak cumhuriyet meyhanesi, papirüs bar, çiçek bar vb gibi olayı malum mekanların kullanımı her izlendiginde donemi ve furyayi bilen izleyiciye ayri bir keyif veren filmdir

    muhtemelen yine jeyanın kankası olan entel kamera asistani filmin boş salona oynamasını şener şen e (aka: haşmet asilkan) şöyle açıklar:
    - sen dışarıdasın abi

    eh be oğlum murathan mungan ın "çember" şiirini konunun anlam ve önemine binaen aynen monte ediverdin oraya içerdesin dışındasın çemberin falan ... ah be şener im kolay almazlar onlar adamı aralarına bilemedin mi

    şahane filmdir...
  • olsada tekrar izlesek diye kıvrandığım harika film.
  • sener senin canlandirdigi yonetmenin eline gecen son sansı;solcu genclerin esir aldıkları zengin birinin kızıyla koskte gecirdikleri zamanı anlatan devrimci ask filmi gibi absurd ve klise bi konuya sahip bi film cekerek degerlendirmeye calsimasi ve film cekimi esnasinda yasananlar,o donemin sartlarında ucuza gelsin diye filmlerde yapılan absurdluklerin marjinallik ve entellektuellik kisvesi altinda pazarlanmaya calisilmasini cok iyi anlatir bu film.
    ozellikle basroldeki herifin tam bi kalas olmasına ragmen oyuncu olmadıgı ve masraf olmasın diye oynatilmasi,herif hata yaptıkca bosuna film seridi harcamayalım diye sener senîn senaryoyu anında degistirmesi gibi sahneler cok yaratıcıdır,hele elemanın ayagının takılıp,yere kapaklanması,sener sen'le kameramanın adam kadraj dısında dustu,seyirci dustugunu gormez deyip filmi kurtardık diye nerdeyse sevincten gobek attıkları sahne adamların caresizligini cok guzel gosterir.
  • ayrica sener sen'in muhsin beyle(beyefendilik,zamana ayak uyduramama)ve zugurt aga(zenginken fakir konuma gelme,zirveden dusme) karakterlerini cok guzel harmanladigi bi film.
    ozellikle filmde finaldeki sener sen'în telefon gorusmesindeki konusmaları ve yaptıgı hareketlerle, zugurt agadaki cig kofte sattıktan sonra,eski marabasını gormezlikten gelip arkasını donup,sevincten kıvırtarak yurudugu sahnede aynı mantıkda,aynı guzelliktedir.
    _neeee film mi cekmemi istiyosun(acaip sevinir intiharin esigindedir cunku),bi dakika not defterime bakiyorum(burda birden sakin ve cool bi adam taklidi yapar),cok yogunumda bu gunlerde.(iste burasi kopartir,bi de cidden telefon defterine bakiyo)
  • toplumsal ve dönemsel eleştirilerinin yanında, tutunabilme isteği izleğini çok güzel işlemiş film. haşmet asilkan da yaşlı aktör* de genç aktör* de kör kameraman* da yaşamın dışına itilmiş kişilerdir. ne var ki ellerinde birer yetenekleri vardır her ne kadar bu yetenek para etmese de. bu yeteneğe dayanarak yaşama, yaşama anlam katarak yaşama, yani bitki gibi değil, insan gibi yaşama isteği ve çabası çok çarpıcı biçimde görülür filmde.
hesabın var mı? giriş yap