• nazım hikmet'in türkiye'de yayımladığı* ilk kitabıdır.
  • güneşi içenlerin türküsü ile başlayan, bir komik adem ile biten, aşmış şiir kitabıdır.
  • 2002 yılında yapı kredi yayınları tarafından tekrar basılmıştır.
    kitabın arka kapağında şöyle yazmaktadır :

    "türk şiirinin çizgisini değiştirmiş,
    çok yönlü, evrensel boyutlu bir şair..."
  • ilk kez okuduğumda tam olarak kavrayamadığım, fakat ikinci okuyuşumda beynime dank edip beni benden alan aşmış nazım hikmet eseri.
  • güneşi içenlerin türküsü
    salkımsöğüt
    orkestra
    piyer loti
    makinalaşmak
    açların gözbebekleri
    gövdemdeki kurt
    bahri hazer
    yangın
    yanardağ
    sanat telakkisi
    korsan türküsü
    rodos heykeli
    jokondun hatıra defterinden parçalar
    berkley
    her kitabımın son sözü
    adlı 16 şiirden mürekkeb olup bu şiirlerin toplam satır sayısını kendisine ad edinmiş bu 56 sayfalık minik nazım hikmet kitabının 1932 baskısı, konstrüktivistik/fütüristik esintiler taşıyan şöylesi mükemmel bir kapağa ve tam da bu kapakla paralel bir şekilde mayokovski etkisiyle yazılmış makinalaşmak istiyorum gibi şiirlere sahipken kitabın 1988'den itibaren yapılan yeni baskılarında kitabın içine, orijinalinde bulunmayan diğer şiirler de doldurularak toplam sayfa sayısı ikiyüz küsüre ve satır sayısı ise kim bilir kaç bine çıkarılarak kitabın isminin yerleyeksan edilmesi sanki yetmemiş gibi bir de 1932'dekiyle kıyaslanması mümkün olmayan ruhsuz kapaklarla (1, 2) piyasaya sürülmüş.

    sabiha/zekeriya serteller'in çıkardığı resimli ay dergisinin mayıs 1929 nüshasında yeni çıkan kitapların tanıtıldığı köşede (s.35) 835 satır'ın hakkını vererek tanıtıldığı yazı:

    "bu ayın en mühim fikir hadisesi hiç şüphe yok, nâzım hikmet beyin 835 satır ismi altında çıkan şiir kitabıdır. 835 satır bizde edebiyat, ve bilhassa, şiir sahasında yeni bir devrin başlangıcıdır. şair kitabının isminde bile bu yeniliği göstermiştir. nâzım hikmet’in kitabına bu ismi intihap etmesinin manası vardır. onun şiirleri manzume değildir ve mısralardan terekküp etmemiştir. şu veya bu parçası güzel olan mısralardan mürekkep bir manzume tam manasıyla şiir değildir. fakat asıl yenilik şairin ruhunda ve sanatındadır. nâzım içi dışı dolu bir şairdir. şiir onun için fikirlerini ifade eden bir vasıtadan ibarettir. nâzım’a eskiden beri tanıdığı bir takım kalıplar dar gelmiş, o kendi fikirlerini ifade edecek yeni kalıplar icat etmiştir. onun için nâzım’ın şiirlerini okuduğumuz zaman ilk hamlede kavrayamadığımız bir. yenilikle karşılaşıyoruz. o türk şairlerinin mağmum ve mariz havasından kurtulmuş yepyeni bir şairdir. şiirlerinde yeni vezinde bir canlılık vardır. güneşi içenlerin türküsü, ismindeki şiir bu canlılığın en kuvvetli bir misalidir. nâzım’ın şiirlerinden yeni bir hayatın doğduğunu hissetmemek mümkün değildir. bu kitap nâzım’ın şiirlerinin ancak bir kısmını ihtiva etmektedir. şairin asıl hususiyetini gösteren şiirleri bu kitapta yoktur. o şiirleri de dinlemiş olanlar bilirler ki nâzım türkiye’nin edebi hayatında yeni bir devir açmıştır. 835 satır bu devri başlangıcına işarettir."
  • peyami safa, 835 satır’ın yayımlandığı yıl nâzım hikmet şiirinin biçimsel özelliklerine değinirken şöyle yazar:

    “nâzım hikmet, dünya edebiyatında kendine çok has bir nev'in yaratıcısı olmuştur. o ne bir fantezi heveslisi, ne bir garipperest, ne de yeni moda müptelası bir edebiyat züppesidir.

    o sadece, ağlamayan, haykıran zekâsının malzemesini eski insanlıktan aldığı halde, çatısını yeni bir teknikle kuran, ona müstakbel dünyaların rengini veren büyük bir kalfa mimarıdır. en yeni binalarda kullanılan taşlar da bu dünya kadar eskidir. nâzım bilir.”*

    yakup kadri karaosmanoğlu ise şöyle yazar:

    “835 satır, türk şiirindeki, hatta türk dilindeki inkılabın ilk satırıdır.”**

    *(kemal sülker, nâzım hikmet’in gerçek yaşamı, 1977)

    **(şükran kurdakul)
  • nâzım hikmet'in 1929 yılında muallim ahmet halit kitaphanesi'ndeki baskı esnasında bir sayfası boş kalacağı için son anda oturup yazdığı "her şiir kitabımın son sayfası" şiirini içeren kitabı.

    kitapla ilgili bir hikâyeyi de şeref özsoy'un kitap hikâyeleri adlı eserinden nakletmiş olayım.

    "kitap çıktıktan sonra gençlerle bir söyleşidedir nâzım hikmet. birisi kitabın isminin neden 835 satır olduğunu sorar. özel bir anlamı olmadığını söylese de gençler ısrarlıdır, aralarında polisin olmadığını, rahatlıkla anlatabileceğini anlatırlar. dayanamayan nâzım hikmet sorar: "sizin çıkardığınız bir sonuç / anlam mı var?"
    "evet!" der gençlerden birisi ve devam eder: "ankara'nın rakımı 835 ve satır da darbe anlamına geliyor yani siz ankara'da darbe olacak demek istiyorsunuz."
    gülmeden edemeyen nâzım hikmet yanıtlar: "ilahi çocuklar hiç aklıma gelmemişti doğrusu"

    not: yazarı kaynak belirtmediği için gerçekliğini tam anlamıyla bilemiyorum. fakat kitap genel olarak iyi araştırılmış metinleri ihtiva ediyor. yalnız gençler ankara'nın rakımını ya uydurmuş ya da yanlış biliyorlarmış. şehrin rakımı 938 metre.
hesabın var mı? giriş yap