• y kuşağının ilk meyveleridir bunlar.
  • efsane kelimesi azdir bu guzel nesil icin..

    kucuk kardesimiz oldular..
    ayak islerine gönderdik, canimiz sikildiginda tokatladik, buruce lee abimizin en guzel dogus tekniklerini (kartal pencesi/upcaki-dupcaki/ucan tekme/döner tekme) uzerlerinde uyguladik..
    yaptigimiz pislikleri, evde kirdigimiz aletleri, yaptigimiz kabahatleri, isledigimiz suclari uzerlerine yiktik.. annemiz o guzel terlikleri ile dövdu bunlari..
    yolsuz kaldik.. kumbaralarini patlattik..
    benim acimdan..
    tam bir dassak nesildi...
  • ayrıca bu nesilde "yok efendim sen benden 3 yaş küçüksün, git bana su getir, bıdı bıdı!" diyen insan sayısı çok azdır. yaş farkı ne olursa olsun gayet iyi anlaşırlar. yüzyıllardan beridir bu böyle olmuştur.
  • bu nesilin öyle bir dönemi vardı ki neredeyse girdikleri bütün sonu s ile biten sınavların soruları çalındığı için tekrarlanmıştı. sorgulayan, birbirini seven, okuyan parlak bir nesil, televizyonun kaliteli programlar ürettiği zamana denk geldikleri için şanslı bir nesildir.
  • slm arkidişler, bu çok ama çok önemli bi mevzu baştan belirteyim. en azından ben nicedir bunun önemli olduğunu düşünüyorum.

    bu efsanevi nesil, resmen sokaklarda büyüyen en son nesil'dir, sokaklarda büyüyen en son nesil'den kastım bi nevi 80'lerde 90'larda çocuk olmak gibi. ama tam da öyle değil. peki ya nasıl? 1981-1986 arası doğan nesildir, mevzuda da belirtilmiş zaten.

    şimdi malum bizim tasolarımız vardı, bizim futbolcu kartlarımız vardı, cola kapaklarından oyunlar oynardık, bina betebelerinden oyunlar oynardık, dokuz taş olsun, saklambaç olsun, alman kale gol, japon kale gol, dokuz aylık olsun sokaklarda kirlenirdik bunların peşinden. tam artık yavaş yavaş büyüdük bu internet denen zıkkım yeni yeni palazlandı memlekette. ardından çizgi filmlerden tut sokaklarda değişen oyunlara kadar çoğu şey değişti de gitti.

    muhitten midir tam net değilim ama okul sonraları okul bahçesinde top oynayan ve okul hademeleri tarafından kovalanan çocuklar yok amına koyim ya. kolay mıydı bizim zamanda hademelere yakalanmadan top oynamak ? şimdi çocuk göremiyorum amına koyim sokakta, gördüklerimde bi garip, en normal çocuğun saçlar bi şekil, üstü başı bi şekil. anlamıyorum.

    ki sokaklarda oynanan oyun yok artık sanki, hayır sen büyüdüğün için göremiyorsun olm değil. yok yani, mahalle aralarında bi tane alman kale oynayan çocuk yok ya. futbolcu kartlarının yerini abuk sabuk şeyler almış, hepsi elektronik hepsi bi garip. yarak gibi alayı da. apartman taşlarında oturan minik kızlara sataşan erkek çocuklarını ara ki bulasın. ya da evdeki abuk sabuk şeyleri kapı önüne çıkartıp satmaya çalışan cin fikirli çocuklar nerede ?

    yok yani, kalmadı, olan da yokolacak bu amına koduğumun bilgisayarları yüzünden. her çocuk internet peşinde, 3 yaşındakilerin facebook hesabı açılıyor anaları babaları tarafından. peh. ilkokula giden çocuklar okuldan eve evden okula, aradaki zamanda bilgisayar başında. yeminle şu bilgisayarların sebilleşmesine de uyuz oluyorum bu mevzu yüzünden. eyvallah süper alet, süper sistem, süper teknolojik icat, hayata kolaylık da koskoca nesil yalan olacak, bilgisayar nesli diyorlar ya büyükler, heh işte. bizden sonrakilerin alayı o nesilden.

    sokaklarda büyüyen en son nesilin üst limiti de 90'lılardır derim. ondan sonrası hepsi tırışka arkadaş. üzülüyorum gerçekten ya da onlar böyle mutlular, bi on sene yirmi sene sonra '' bizim nesil süperdi ya '' diyecekler, bilmiyorum ama sokaklarda oynayan, bağıran çağıran veletler, kızlar görmemek üzüyor, vay be dedirtiyor bana. işte bu yüzdendir benim bu nesle önem yüklemem, işte bu yüzdendir bu 1981-1986 arası doğan nesilden sonrakilerin sokaklarda büyümenin ne demek olduğunu pek bilemediklerini düşünmem. haa derseniz ki 30'a merdiven dayadınız, te amınakoyim açılacak mevzu mu şimdi bu derim iki nokta üst üste koyup ters parantez yaparım, ortamdan da uzaklaşırım.
  • şahsımın dahil olduğu jenerasyondur.

    ilk entry zihnimde hiç de hoşuma gitmeyecek düşüncelerin oluşmasına yol açtı. bahsedilen durum zannımca terminolojide kuşak çatışmasına denk düşüyor. biz bu zamana kadar kuşak çatışmasında genç olan taraftık ve bize göre yaptığımız her şey güzeldi, doğruydu. yaşlı nesil bizi anlamıyordu, onlar geri kafalıydı vb. ... şimdi bakıyorum da bizi çok da fazla eleştiren, çatışma içinde olduğumuz bir yaşlı nesil yok; lakin biz bu 90'lı dediğimiz nesli acayip eleştiriyoruz. bak kendimi de dışarıda tutmadan konuşuyorum. 90 sonrası için tam bir felaket ifadesini kullanamayacak olsam da tarzları bana da garip geliyor ve ne yazık ki bazen komik bulduğum ve hatta acıma hissi duyduğum da oluyor. ama acaba biz kuşak çatışmasında taraf değiştirmiş olabilir miyiz, diye kendime sormadan da edemiyorum. acaba biz, ben ileride gençlere hiç böyle davranmayacağım, onları hiç böyle acımasızca eleştirmeyeceğim diyen ve sonra da sözünden dönen dönekler miyiz?
    bir de tespitim var : zannımca internet , sosyal medya ve kitle-iletişim araçlarındaki hızlı gelişme kuşak çatışmasındaki makası giderek daraltıyor. önceleri en az 20-30 yıllık fark bulunan iki nesil arasında bu çatışma yaşanırken günümüzde nerdeyse 5 sene farkla birbirini izleyen iki nesil arasında bile belirgin bir çatışma gözleniyor. benden söylemesi.
hesabın var mı? giriş yap