• ibrahim çalli kusagida denir. osman hamdi, halil pasa, hoca ali riza gibi sanatcilardan sonra gelen, sami yetik, mehmet ruhi, ali sami boyar, nazmi ziya guran, ibrahim calli, hikmet onat, feyaman duran, avni lifij ve namik ismail'den olusan ikinci kusak sanatcilarin olusturdugu gruptur. 1909-1914 yillarinda bu sanatcilarimizin tumu fransada egitim gormuslerdir. bu egitimden donenlerin disinda kalanlar 1914 de 1. dunya savasinin cikmasi uzerine topluca geri cagrilmislar bu nedenle adi gecen sanatcilara 1914 kusagi denilmistir.
  • ilhan berk kuşağı
  • savaş kuşaği. (bkz: baby boomers)
  • efenim 1914 yılında doğan kişilerin hala hayatta olması bana bu 1914 kuşağının bir sırrı gibi gelmekte. muazzez ilmiye çığ, erol güney, annemin teyzesi, alt komşumuz ve daha bir çoğu.

    savaş zamanı doğan bu kişilerin savaşta yaşamayı becerdik, eh artık iyice yaşarız dediğini varsayıyorum ben. zira annemin teyzesi, 95 yaşına gelmesine rağmen hala ah kızlar yarın gelseydiniz ya, saçımda 1 cm beyaz var, boyatacaktım diyiverir. oysa tüm saçı beyaz olsa, hadi onu da geçtim saçının yarısı boyalı, dipten 1 karış beyaz çıkmış olsa da bizim için fark etmeyecektir.

    alt komşumuz, geçen sene tek başına şehir vasıtalarıyla kapalı çarşıya gider, alışveriş yapar, otobüslerle izmir'e gider, arkadaşlarını ziyaret ederdi. arkadaşları ölünce artık izmir'e gitmez oldu ama hala market alışverişini kendi kendine yapmakta.

    muazzez ilmiye çığ hanımefendi hala dinç, hala yaşam sevinciyle dolu. programlara çıkmaktan çekinmiyor. erol güney yaşına rağmen gazeteciliğini sürdürüyor.

    artık onların devrinin sonu geliyor, fazıl hüsnü dağlarca 1914 doğumlu, geçen sonbahar ayrıldı aramızdan. orhan isimliler şanssızdı bence. orhan veli ve orhan kemal erken gitti.

    ama olsun, varsın, yaşadılar, öğrettiler, savaşlar dahil 20. yüzyılı anlattılar. sizleri aramızda görmekten mutluyum.
  • 1914 kuşağı emperstyonistlerinin yaklaşık 40 adet tablosu deniz göğüş isimli koleksiyonere aittir.
    yaklaşık 10 adet civarı (bkz: ibrahim çallı) dır

    ülkenin yetiştirdiği, çoğu sanayii nefise mezunu, avrupada ekol atölyelerde yetişmiş u ressamların tamamı çok özel isimlerdir
  • avrupa'ya sanat eğitimi almaya yollanmış ama birinci dünya savaşının başlaması ile güç bela ülkeye dönen sanatçılardır. güç beladan kasıt yollar kapalı olduğu için dönüş yolu meşakkatli olmuştur.

    bu kuşakla alakalı olarak bilinen en önemli yanlış, türk resmindeki renklerde tonlamanın bu kuşakla değiştiğidir. fakat tonlama bu kuşaktan önce değişmeye başlamıştır. halil paşa ile değişmeye başlamış ve osman hamdi bey (mimozalı kadın) ile devam etmiştir. ayrıca sanatçılarımız bu metodu avrupa'dan 50 60 sene sonra kullanmaya başlamıştır. bu anlaşılabilir. çünkü resim sanatı bu topraklara zaten geç girmiştir. bu abiler izlenimcilik eserleri vermeye başladığında avrupa, fovizm ve kübizm gibi akımlara geçiyordu. fakat şu da var, bu abiler eğitim alırken hala revaçta olan akım izlenimcilikti. o nedenle üzerlerine daha çok durmaları normal.

    fransa'da gittikleri okullarda aldıkları eğitim ise izlenimcilik değil, klasisizmdir. hocaları ya da üstatları artık ne derseniz, fırça darbelerini falan göstermemeye dikkat ettiriyorlardı bizim çocuklara. resim teması olarak mitoloji, din ve tarih sahneleri seçiliyordu.

    bizim türkler, işte bu okul ortamında klasisizmin katı takipçileri arasında klasik resme bağlı kalmamış, modaya ayak uydurmuşlardır. hem de neredeyse hepsi.
hesabın var mı? giriş yap