• nedenleri
    • milliyetçilik hareketlerinin, liberalizmin güçlenmesi ve bunların bağımsızlığa dönüştürülmek istenmesi.
    • sanayi devrimi ile ortaya çıkan işçi sınıfının bir takım sosyal haklar talep etmesi.
    fransa'da kral, işçilerin sorunlarını çözmeyi ihmal etti. ayrıca kişi hürriyetlerini kısıtlamış, şahsi iktidarını kuvvetlendirme yoluna gitmiştir. bu durum, ihtilâlin patlak vermesine neden oldu. ihtilalin çıkmasında liberallerin ve sosyalistlerin büyük etkisi olmuştur.
    sonuçları
    • kral istifa etmiş ve fransa'da cumhuriyet ilan edilmiş, sosyal hukuk devleti kavramı doğmuştur.
    • halka seçim hakkı tanınmıştır.
    • ölüm cezası kaldırılmış ve esir ticareti yasaklanmıştır.
    • avusturya'da toprak köleliği kaldırılmıştır.
    • 1848 ihtilalleri, italya, avusturya, prusya, belçika, hollanda ve ingiltere'de görülmüştür.
    • avrupa'da liberalizmde önemli gelişmeler olmuştur.
    • italya ve almanya'da siyasi birliğin kurulmasına zemin hazırlanmıştır.
    • avrupa'da krallar, uyruklarına yeni haklar vermişlerdir.
    • ingiltere'de seçim hakları genişletilmiş ve işçi sınıfına yeni haklar verilmiştir.
    • avrupa'da sosyalist akımlar yayılmaya başlamıştır.
    • rusya, bu ihtilâllerden 20. yüzyılın başlarına kadar fazla zarar görmemiştir.
    20. yüzyıl boyunca avrupa devletleri, osmanlı devleti'ne karşı çifte standart uygulamışlardır. bu devletler, viyana kongresi'nden sonra monarşilerin güçlü siyasi kuruluşlar olarak devamını amaçlayan bir siyaset izlediler. bu nedenle sert önlemler almışlar, 1830 ve 1848 ihtilâllerini kanlı bir şekilde bastırmışlardır. ancak kendilerindeki gibi yönetimi monarşi olan osmanlı devleti'ni destekleyecekleri yerde parçalanmasını ve yıkılmasını hızlandırıcı faaliyetler içine girmişlerdir.
    başta rusya ve avusturya olmak üzere avrupa devletleri, osmanlı devleti'ndeki azınlık isyanlarını desteklediler. bu durum, avrupalıların diğer ülke ve devletlere çifte standart uyguladığını göstermektedir.
    kaynak: http://bilgilik.com/
  • immanuel wallerstein'ın, "yalnızca iki dünya devrimi olmuştur. biri 1848'de oldu. ikincisi ise 1968'de.." dediği üzere, ulusların egemenliğini savunan (kendi içinde ve dışarıya) sistem karşıtı hareket.
    devamı için: http://www.metiskitap.com/…catalog/book.asp?id=1099
  • "1848 devriminin gerçekleştiği ülkeler kervanına rusya da katılmış olsaydı 1917 devriminin gerçekleşme olasılığı düşerdi" konulu bir tez hazırlanmış mıdır araştırmadım ancak bu başlığın oylumlu bir eser ortaya çıkaracağından eminim.zira bu devrimin gerçekleştiği ülkelerde demokrasi ve özgürlükler adına liberal geçişler sağlanmıştır ancak erk sahibi sınıfın iktidarını işçi sınıfı ele geçirmemiştir.geçirememiştir.bu da "karşı devrim" ya da "liberal değişimlerle yetinme" sonucunu doğurmuştur.tarih öğretmenlerimiz dahil fransız ihtilalini çözümlemeyen kalmamıştır ancak 1848 devrimini en iyi karl marksve kankaları çözümlemişlerdir.bu yerinde tahlillerden olsa gerek 1917 devrimi daha önce alınan derslerle başarıya ulaşmıştır.
    karl dede 1917 devrimini göremeden "hakkın rahmetine" kavuşmuştur.ebedi istirahatgahında sakalını ve sırtını kaşırken düşüncelerinin yerküreyi sallayışını dinlemiştir.bu günlerde yaşanan "malum küresel mali kriz" ile birlikte yine kulak kabartmaya başlamıştır olan bitene.
  • 1848'de hem eski-yeni arasında,hem de yeninin içinde çatışmalar yaşandığından;48,1830'dan da kapsamlı ve kanlı olmuştur.1848 hareketleri de önce fransa'da çıktı.fransa'da 30 hareketleri'nden sonraki dönemde sosyalizm güçlenmeye başladı; cumhuriyet isteyenlerin sayısı arttı; bir kutuplaşma ortamı doğdu. bu kutuplaşmayı dengelemek için demokratik bir yapı gerekliydi. oysa şimdi ağır iş şartlarının yoğunlaştığı,gerginliğin yükseldiği bir ortam var. bu ortam içinde oy hakkının,siyasal damarların genişlemesi,düşüncelerin özgürce tartışılması istendi. buna kral ve yönetim sempati duymuyorlardı.18 şubat 1848'te fransız reformcuları paris'te toplantı düzenlemeye karar verdiler.ancak,hükümet bunu bir hün önce yasakladı.bunun sonucunda durum sokaklara yansıdı ve iş çatışmaya vardı. güvenlik kuvvetlerinin ateş etmek istememeleri üzerine hükümet zor durumda kaldı ve görüşme istedi.(tıpkı 1789'da olduğu gibi) fakat olaraylara hakim olamadı ve isyan yayıldı.kral louis philippe kaçarak ingiltere'ye gitmek zorunda kaldı.bu kez cumhuriyetçiler baskın çıktı ve cumhuriyet ilan ettirerek geçici hükümet kurdular. bu yeni hükümette farklı görüşler vardı:sosyalistler,daha ılımlı olanlar vs.cumhuriyet rejiminin gelmesiyle birlikte,ekonomik sıkıntılar ve işsizlik böyle bir ortamda azalmadı;hatta arttı.bu ortam içinde eskiyi arayış,tekrar otorite arayışı eğilimi baş gösterdi.ülke yavaş yavaş sağa doğru kayma gösteriyordu.

    napolyon adının,geçmişe özlemin güçlendiği bir sırada,napolyon'un yeğeni ortaya çıktı.yürütme organını güçlendirici bir geçiş yaşandı ve louis napoleon bu seçimi kazandı.cumhuriyet kılıfıyla,adı konmamış bir krallık doğdu.yani 48'in etkisi yalnızca ''monarşiden kurtulmak' oldu.bu sonuç üzerine yine tepkiler doğdu;fransız solundan bir girişim geldi ; fakat bu olayların çapı sınırlıydı ve olaylar bastırıldı.yasaklar getirildi.basına,gösteri haklarına kısıtlamalar koyuldu.bazı milletvekilli-ki bunlar harekete karışanlardı- meclisten atıldı. nihayet kısa bir süre sonra louis napoleon önce süresi uzatılarak başkan seçildi ; sonra 1852 yılında kendisini iii.napoleon adıyla imparator ilan etti.iki kanatlı göstermelik bir meclis kuruldu.bu,louis napoleon'un adı konmamış diktatörlüğüdür.daha sonra gelecek olan tepkiler sonucunda iii.napoleon parlamenter rejimi işletmeye yönelik tavizler verecektir.

    bu dönem keyfi uygulamaların,usül dışı kazançların,gösterişe düşkünlüğün yayınlaştığı bir dönemdir.dolayısıyla,48'in amacı itibariyle 1848,fransa'da başarılı saymak mümkün değildir.

    1848 ana hatlarıyla,bir başarısızlık dönemidir.bu başarısızlık,olayların 1830'a göre daha kanlı olmasıyla da ilişkilidir.olayın bu yönünü göz önüne alan birçok kişi,sonuçtan memnuniyet duymuşlardır.yani bir kabullenme sonucu doğmuştu.
    ikinci olarak yenilikçiler,yani daha soldakiler açısından 48,başarılı olamadı;ama eski güçler için de bir kayıp yarattı.(metternich artık avusturya'da iş başında değildi,macar isyanları vs) olaya uzun dönemli olarak baktığımızda ise,yeni akımların geliştiklerini görüyoruz.

    1848'in ardından tıpkı 1830 sonrasında olduğu gibi,nispi bir 'refah' dönemi yaşandı ve ihtilalci hava bir süreliğine dindi.ayrıca 1848'de ' marksizm 'in etkili olamadığını;fakat 48 sonrasında geliştiğini de belirtebiliriz.
  • bu olaylardan sonra fransa'da kurulan geçici cumhuriyet hükümeti'nde temsilci olan şair alphonse de lamartine, ikinci cumhuriyet'in bayrağı olarak kızıl bayrağı öneren işçi birliği delegelerine karşı, paris'deki hotel de ville'in önünde bir sandalyenin üzerine çıkarak halka, "yurttaşlar! kızıl bayrak champs-de-mars'dan başka bir yerde dolaşmadı! ulusumuzun kanına işlemiş olan üç renkli bayrak ise zafer ve vatanın özgürlüğü için bütün dünyayı dolaştı!" şeklinde seslenmiş ve işçilerin isteklerinin reddedilmesine yönelik kamuoyu yaratmaya çalışmıştır. elbette ki işçiler sosyalist devrimi bir bayrak değişikliği ile gerçekleştiremeyeceklerini biliyorlardı. her ne kadar alphonse de lamartine gibi burjuvalar "ayak takımı" olarak nitelendirdikleri işçilerin hükümete girmesine ses çıkaramasalar da, blanqui gibi radikallerin çabalarına da engel olabilmişler ve takip eden süreçte birçok sosyalisti hapse attırmışlardır. böylece proleterlerin dirayetiyle feodallere karşı ikinci kez gerçekleştirilen devrimi demokratik nitelikten öteye götürerek sosyalist niteliğe kavuşturma çabaları, burjuvazinin gerici hamleleriyle engellenmiştir.

    (bkz: merthyr ayaklanması)
  • tarih hiçbir zaman aynen tekerrür etmez. bunu gözeterek konuşacak olursak, birebir aynı olmasa da bugünkü arap ihtilalleri, nitelik olarak 1848 devrimlerine benzemektedir. marx:"maymunun embriyosunu anlamak için, insana bakmak lazımdır" der. bu bağlamda, gelecekten günümüze doğru bir bakış, arap coğrafyasında cereyan eden ihtilallerle 1848 arasında bir bağ illaki bulacaktır.
  • 1848'de partizanlarin oldugunu ogrendigimiz devrim. anlatirken, aktarirken politikayi tarihten soyutlayamadigimiz, romantik anlatima gecis yaptigimiz gerceginin gostergesidir.
  • victor hugo'nun sefilleri yazdığı dönemden sonra, ilgili olarak hakkında söylediği şudur; "zavallı büyük halk, ne istemediğini biliyor ama ne istediğini bilmiyor." tanıdık geldi mi?

    http://www.taraf.com.tr/…-tarihinde-bir-gezinti.htm
  • bir yönü ile gezi parkı direnişi ile de ilintilenebilir.
    http://www.dunya48.com/…za-erdem-ilkbahar-ve-devrim
hesabın var mı? giriş yap