• (bkz: 13 mart 1992)
  • asıl büyük erzincan depremi için: (bkz: 27 aralık 1939 erzincan depremi)
  • deprem sırasında zamanın tek özel kanalı star tv'de kemal sunal'ın yüz numaralı adam filmi vardı ve deprem haberi için yayına ara verildiğinde haberi -yanlış hatırlamıyorsam- rana elik anons etmişti.

    edit: fragilex o gün erzincan'da depremi yaşayanlardanmış, star'da bir dizi vardı diyor.
  • yamulmuyorsam eğer, o esnada stardaki dizinin adı manueladır.

    manuela'nın oynadığı kesin ama kanal hakkında tereddütlerim var. çünkü tam 19:20'de* başlayan dizi için 19:23 civarında kanal değiştirmek için kalkıp televizyona uzandığım sırada deprem başlamıştır. sonra bir el beni geri çektiğinde*, televizyon pat diye yerime devrilmişti. uzun sürmesine rağmen, deprem bittiğinde ancak dış kapıdan çıkabiliyor durumdaydık. dışarıda diz boyu kar ve akşam ayazı, etraftan gelen bağırtılar, gürültüler. mart olmasına rağmen depremden sonra uzunca bir süre kar yağmadı, bütün karlar eridi. soğuk devam etmiş olsaydı kayıp daha çok olurdu diye düşünüyorum.*

    ilk gece biz çocuklar dışarıda ateş yakıp yorgan döşek -ne kadar olursa o kadar- keyif modundayken, çoğu yakın akraba bizim eve toplanmıştı. sebebi ise, civardaki evlere nazaran farklı bir yapıda inşa edilmiş olan evimizin nispeten daha güvenilir kabul edilmesiydi. yakınlarda çalışan tek telefon bizimkiydi nedense. alakasız yerlerden, ıspartadan, kastamonudan tanımadığımız insanlarla görüşmüşlüğümüz olmuştu telefonda.

    yakın etrafta yıkılan bina, can kaybı yoktu. depremin etkilerini ancak 3. gün çarşıyı dolaştığımda anlayabilmiştim. sürekli gittiğim bir saatçi vardı, tabelasında saat olanlardan. oradan geçtiğimde gördüğüm şey; ilk katı olmayan, 1. katı ilk kat yerine gelmiş ama tabela kaldırımın üstünde, neredeyse çizilmemiş ve saat tıkır tıkır çalışıyor.

    bir arkadaşım 3 gün selimoğlu işhanının yıkıntıları altında kalmıştı. ikiz kardeşi bu süre esnasında kardeşini ararken 90-100 cesedin kafasını kaldırıp baktığını "kardeşim değil" diyerek bıraktırdığını anlatıp dururdu.

    istanbulda kahvede depremi öğrenen amcam elindeki kağıtları cebine atıp ilk bulduğu arabayla gelmişti.

    gelen yardımlardan çok zengin olan da oldu, kuyumcuyu yağmalamaya çalışırken vurulan da, yardım için gelmiş bir kamyon çadırı çalıp refahiye yolunda yakalanan da.
  • 17 yıl önce, belki de bütün hayatımın değişmesine neden olan deprem..
  • hatırladığım kadarıyla cem özer in laf lafı açıyor programı esnasında altyazı vasıtasıyla ülkenin bu vahim olaydan haberi olmuştu.
  • resmi açıklamalara göre can kaybının 653 olduğu deprem. ben çocuktum, hayal meyal hatırlıyorum o dönemi, çok net değil, ama erzincan'da yakınları olanların yas tuttuğunu biliyorum bir süre.
  • ben de bu depremi bir anlamda televizyondan farkettim. zira televizyonun üzerinde duran metal süsün deprem esnasında zangırdaması gözümün önüne gelir ara sıra.
  • bugün 26. yıldönümü. yıkılan evlerin önemli kısmı, yumuşak kat göçmesi nedeniyle giriş katının üzerine çökmüş. bu depremden çıkarılması gereken derslerin hiçbiri çıkarılmadığı için, binlerce insan 7 yıl sonraki marmara depreminde hayatını kaybetti.
  • ramazan ayı'nın tam ortasıydı diye hatırlıyorum. takvimden bakılıp teyit edilebilir. teravih namazı vaktiydi. çocuk olmanın verdiği cahillikle deprem nedir bilmediğim için sadece ne olduğunu anlayamadan büyük bir korkuyla ve hızla dışarı kaçışan kalabalıkla birlikte ve tabi yalınayak dışarı çıktığımı anımsıyorum.
    kıştı, eski erzincan kışlarından bir kıştı.
    evimiz ssk hastanesine yakındı. hem hastanenin poliklinik binası hem de lojmanlarının büyük kısmı yıkılmıştı. yaralısını alıp bir umut hastaneye koşan insanların hastane yok diye bağrışmaları ve kendilerini yerlere atmaları halen gözümün önündedir.
    günler süren kurtarma ve aylar-yıllar süren enkaz kaldırma çalışmaları şehri uzun bir süre şantiye havasına sokmuştu; ki zaten yaklaşık 10 yıl sonra tüm yurdu etkileyen başka bir felaket bu şantiye havasını bütün memleket sathına yaymıştır ama bu depremden daha yıkıcı sonuçları olan bir felakettir.
hesabın var mı? giriş yap