• huseyin rahmi gurpinar'in romani.
    fransa'da guya okumus, aslinda okulu bitirememis, fransiz yasantisina ozenen bi adamin yasami. hafif catlaktir adam. ev ahalisine alafranga yasam tarzini ogretmeye calisir. kuskonmazin ve bilumum acaip yiyeceklerin ne oldugunu nasil yenecegini sayfalarca anlatilir. bayagi kasar bu yuzden. en sonunda butun ev halki sapitir. asiri tutucu bi aileden gelen gelin bile zina yapar artik. sonra başka birine aşık olan damat intihar eder, olaylardan sorumlu tutulan sipsevdi de tekrar fransaya kacar... aile parcalanir.
  • her seferinde asik oldugunu sanma durumu. lakin sik tekrarlanisi.
  • icinden askla ilgili ozlu sozlerin (ve bu sozlerin karikaturize edilerek canlandirilmis resimlerinin) ciktigi sakiz. (bkz: ask)
    (bkz: love is)
  • ebru gundesin soyledigi bir sarki.
  • askın sakızı.
    bir tarafında "sıpsevdi" bir tarafında da "love is..." yazar bu sakızın.
  • duygularla yapılan bir one night stand gibidir. o dönem içerisinde hissedilen şeyler gerçektir, ama kısa sürer...
  • 'aşk...'ın değişik versiyonları olabilir. 'şanssızlık...' için (bkz: #3513998)
  • eskiden bu sakızın içinden resimli yazılar çıkıyordu mesela şu sozu hala hatırlamaktayım:
    aşk yagmurlu bir gunde parlayan güneştir.
  • şarkısı için (bkz: minnie riperton) (bkz: loving you)
  • her türlü aptallığa sahip illüstrasyonlarla süslenmiş olurlardı içindeki kağıtlar. en iğrenç kısmı da hedeflediği yaş kitlesi ile görünüşünün pek uygun olmamasıydı kannımca, gerçi hangi yaş kitlesini hedefler bu sakız onu da hala anlayabilmiş değilim. zaten bu sakızı alanlar da nedense "ya bunun tadı çok güzel" diye açıklama yapma hissiyatı duyardı. turbo vardı o zamanlar gerisi boş...
hesabın var mı? giriş yap