*

  • karamsar filmleriyle unlu isvecli yonetmen. bir papazin ogludur. zaten egemen baba figuru butun filmlerinde karsimiza cikar.
    7. muhur (bu filmde tanriolgusuyla hesaplasir)
    yaban cilekleri
    persona
    gibi basyapıtlarla dolu bir kariyeri vardir. -iyi ki- hala yasamaktadir, her sene bizim gibi faniler ist.film festivaline gelecegi dedikodusunu yayar ve kendi urettigimiz bu dedikoduya inaniriz fakat o gelmez, zira ucaktan korkar. hatta bunun iccin cannes'daki onur odulunu bile almaya gitmmedi.
    hep liv ulmann adli olaganıustu aktristtle calisti.
    dilimizde afa yay.dan cikan buyulu fener adli enfes bir biyografisi vardir.
  • pardon pardon .. duzeltiiyorum buyulu fener bergman'in otobiyografisidir.
  • modern sinemanın en büyük yönetmenlerinden biri (aynı zamanda senaryo yazarı) resim yapar gibi film çeken insan...
    ben bizzat kendim, sinemayı, bergman itibarıyla iki farklı dala ayırıyorum.
  • tam adı ernst ingmar bergman olan, 1918 yılında uppsala isveç'de doğan, büyük yönetmen. the seventh seal (1957), the magician (1958), winter light (1963), the silence (1963), persona (1966), the magic flute (1975), autumn sonata (1978), wild strawberries (1957) en sevdiğim filmleridir. bergman denince aklıma gelen ilk soru : "why must we live?"
  • (bkz: yedinci mühür)
    tarkovski,woody allen gibi yönetmenleri derinlemesine etkilemiş,filmlerinde çektiği sahnelerle kendinizi bir anda çok iyi veya depresyon içinde bulabileceğiniz dahi isveçli yönetmen.tiyatrodan gelmedir,sinema yapmayı bıraktıktan sonra bile tiyatroya devam etmiştir.
    kendisi tarkovsky'nin andrey rublev'inden,tarkovsky ise onun yedinci mühür ve yaban cilekleri filmlerinden çok etkilenmiştir.birbirlerine büyük hayranlık beslemişlerdir.ama tarkovsky sovyetlerden sürüldükten sonra,bir araya gelme,görüşme şansları oluştuğunda ikiside biraz hayal kırıklığına uğrama korkusuylada,görüşmemeyi tercih etmişlerdir.
  • gencliginde nazicilik oynamis ingmar bergman amerikada art houselarda, nuyorklu sofistike film elestirmenlerinde, ve sinema akademilerinde saygi gormekten fenafillah seviyesine ulasmis, hakki verilmis bir insandir. genele yayilmis bir elestiriler ustu, kavramlar asiri bir hali durusu vardir ki, bunun sebebi elestiri getirilebilecek uslubun sinirlarini kendisinin cizmis olmasidir.

    sinema ekip isidir fikrinden hareket ile tiyatro geleneginden gelme "oyuncular"iyla calismis olan bergman, simdilerin bir cok basarili yonetmenine ornek oldugu gibi, efsane oldugu eserlerde karakteri ile uyumsuz oyuncu sorunlari ile de karsilasmamistir.

    kendisini cok seven vudi elinın bir biyografisinde zart zurt bergman şöyle iyi böyle süper dediği görülmüştür.(kral lear falan yok o godard)

    filmleri genellikle sorulara yanit vermek, cevaplar bulup dayatmak yerine, sorular sordurmak, dusundurmek uzerine kurulmustur. bu yuzden olsa gerek dusunmeye tembel seyirci tarafindan tutulmamis, bir kesim tarafindan hakki verilmemistir (de sikeyim o kesimin verecegi hakki, hukuku)
  • (bkz: persona)
  • film&literature dersinde kendisi hakkında yapılan dersle ilgilenmeyen insanların, hocanın kendilerinden bir örnek istemesi üzerine "bence en iyi filmi casablanca" dediği görülmüştür**
  • "yaslanmak bir daga tirmanmaya benzer. ciktikca yorgunlugunuz artar, nefesiniz daralir,
    ama gorus aciniz genisler." sozunun sahibi isvecli yonetmen.
hesabın var mı? giriş yap