• üzeyir garih cinayeti sırasında resmen katledilmiş.işte otopsi raporu:acı çektirmek amacıyla diz kapağına bıcak sokulmuş ve çevrilmiş,bacaktaki kaslarda da bunun gibi yarıklar bulunmaktaymış.ayrıca böbrekleri ve de bıçakla vurulmuş ve kulak memesinin altına ve kalbine de bıçak sokulup çevrilmiş,kalbi parçalanmış ve tek gözü çıkarılmış..ayrıca bıçak yerine kasatura kullanılmış olması da öne sürülen bi fikir..kısacası 2 kişilik işlenmiş bi cinayet olabilirmiş..
  • cinayetin yarattigi en ilginc sonuclardan biri ise polisin cinayetten hemen sonra deli fuat lakapli bir elemani yakalamasi ve elemanin "her nasilsa" sucunu itiraf etmesi ayrintili olarak anlatmasidir..

    olayin bir anda yener yermez'e odaklanmasiyla deli fuat yanilgisina emniyet "istihbarat teknigi" demi$ deli fuat'in esas katilin ortaya cikmasi icin yem oldugunu soylemi$tir. fuat'in tinerci olmasinin yani sira i$birlikci fbi ajani olmasi da takdire $ayan bir kamuflajdir..
  • herhangi bir vatandaşın başına gelse hemen kapancak tipte bir cinayet dosyası.. (işin ilginç yanı üzeyir garih kimdir? nedir? yani?..)
  • hemen bir kurban bulup üstü kapatılmaya çalışılıyormuş izlenimi veren cinayet. adamın üstünden bir tek cep telefonunu alıp, o telefonla sayısız aramalar yapan, bankamatik kartını atm cihazında sıkıştırıp bırakan yani yakalanmak için her şeyi yapan bir katil zanlısı ve yakalandığı gün herşeyi itiraf eden sevgilisi şüphe verici geliyor.
  • hakkında aşağıdaki email dolaşan cinayettir. yazıda bir imza bulunmadığndan kurgunun ve teorilerin kime ait olduğunu bilmiyorum.
    edit : bu yazi yesil.org da yayinlanmaktadir.

    *-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-

    bazı ayrıntılar vardır, çok önemsiz, sıradan, normalmiş gibi gelir insanlara. mesela üsame’nin militanları tarafından yapıldığı söylenen wtc eyleminin harekat üssü olan boston. çok az insan mossad’ın en önemli üssünün boston’da, hem de militanların istirahat ettiği söylenen motelin bir kaç blok ötesindeki 7 katlı bina olduğunu bilir. bir ayrıntıdır ama önemsizdir.

    geçelim…

    üzeyir garih cinayeti de böyle bir cinayet… planlanışıyla, çözümüyle, soru işaretleriyle tam bir profesyonel işi. bizim komplosever beyinlerin tahmin ettiklerinin aksine, cok basit ama, bir kaç denklemlik bir operasyon. ama bunu anlayabilecek bir kompleks zeka henüz yok tc’de.

    mesela insanların aklına düşen uçakların karakutularında ses kaydının olmaması saçma geliyor da, katil adayı yener yermez’in beşiktaş’ta bir bankanın atm’sine bıraktığı kartta parmak izinin nasıl olmadığı sorusu gelmiyor.
    ya da kimin sildiği!!!

    bendenizden beklediğinizin aksine, size garih operasyonu’nun kronolojik anlatımını yapmayacağım. çünkü eminim, cinayeti işleyenler de bilmiyorlar. sadece herkes kendi halkasının içini biliyor. yani önemli işler böyle yürür…

    bilmeyen için hatırlatayım:
    benzeri bir operasyon yıllar once jak kamhi için tasarlanmıştı. bir şekilde duyumunu almıştım operasyonun. ancak operasyonu yöneten ekibin bir üst halkası, kamhi suikasti’nin sadece "girişim" ile sınırlı tutulacağını, verilmesi ve alınması gereken mesajların yerine ulaşacağını söylemişlerdi.
    öyle de çıktı.

    şimdi araştırmacıların cevabını arayacakları soru şudur: kamhi suikasti’nden dolayı içeri alınan iki şahıs ( ki bunlardan sadece biridir önemli olan. çünkü esas beyin oydu ) şu anda nerdedir? acaba devlet yetkilileri bu sorunun cevabını biliyorlar mı? yoksa resmi estetik operasyonlarını yapan mikrocerrahın toz edilen randevu defterine mi başvuracağız…
    geçiyoruz…

    mesaj alınmıştır!

    ancak her operasyon kamhi suikasti gibi, mesaj vermek amacıyla yapılmaz. garih operasyonu da böyle bir şeydi. ciddiydi, çünkü bir kaç menfaat grubunu birden sinirlenmişti. siz bakmayın olaydan sonra, bir şekilde medya piyonlarını kullananlar tarafından ‘dul kadın safsatası’ ile kandırılan kamuoyuna. garih de diğer dindaşları gibi kendi ülkesine, zorunlu olarak vergi ödüyordu.

    ne var ki, klasik yahudi genlerinin etkisiyle bir süre sonra ödediği miktarın çokluğundan şikayet edip, indirime gidilmesini istemişti. elbette kabul edilmez olan bu teklif tereddütsüz reddedildi ve üzeyir garih için yaşamın tehlikeli ve kaypak olan günleri başladı. işte tam bugünlerde, ortağı alaton ile yurtdışında emniyetli bir yerde istişare edilip, yeni vasiyetler düzenlendi. garih yaşadığı ülke ile, mensup olduğu etnik kökekinin açıklarını ve güç noktalarını çok iyi biliyordu. vergi vermemek için başka, ancak yerli bir birime müracaat etti. ancak tam bir yağmurdan kaçarken, doluya tutulma hadisesi yaşadı. kendisini yahudilere karşı koruyacak bu yerli derinlik, daha çok büyük bir delik açmış, garih’i emmeye başlamıştı. bundan da rahatsız olan garih, başta devlet bahçeli olmak üzere, tüm legal ve illegal kanalları denedi. ancak bütün bunlara rağmen, bagajındaki çantaya koyduğu para eksilmedi.

    ve garih sonunda bir gün yeter, dedi. resti çekmişti.
    elbette çok kızdı yerel derinlik. zaten son dönemlerde ergenekon adı altında yavaş yavaş deşifre edildikleri için garih, sesini çok çıkararak iliğinin emilmesini engelleyeceğini düşündü.

    *** ve eylem planlaniyor

    eylem için toplam üç toplantı yapıldı. üç ayrı alternatif teker teker değerlendirildi. bir taraftan da eski ahit tetkik ediliyor, dinsel referanslar aranıyordu. bulundu da. o sırada askerlik yapan bir ülkücü ( cezaevinde ülkücü olmuştu zira ) yener yermez’e yahudilik hakkında kısa ve küçük dersler verildi. ( bu arada bu derinliğin elindeki diğer kont-militanlar da gözden geçirildi. bu iş için yetiştirilen ibda-c timleri elden geçirildi ) ancak yermez de karar kılınıldı. eylemi nasıl yapacağı anlatıldı. hatta dosyası son anda af yasasına yetiştirildi ve tsk’daki dosyasına çok sonradan bir akıl hastanesi raporu eklendi. aslında görevi tek başına yapamayacağı cok iyi biliniyordu ve bu tür işler şansa bırakılmayacak kadar ciddiydi. yanında bulunan iki arkadaşı, kendisini yönetmesine rağmen, lider oymuş gibi görüntü çizildi.

    şimdi zihninizi toplayıp ilk güne gidin. ve resmi raporlara olayın kaç suç aletiyle işlendiğinin geçtiğini hatırlayın. 3 değil mi? hatta birinin çok sonradan kasatura olduğu iddia edildi, ama elbette bu bir dezenformasyondu. peki nereye gitti diğer iki bıçak?

    bu sırada garih toplantı üzerine toplantı yapıyor, aracı üzerine aracı arıyordu. ertaç dinar’dan, ilhan kesici’ye kadar bir çok kişiyle üst üste toplantılar yaptı. yarı-resmi israilli temsilciler ile mülakatlar yaptı. bu sırada, operasyon ekibi, olay yeriyle ilgili keşiflere başlamışlardı bile. çok ayrıntılı bir çalışma ile, işin içine fuhuş yapan kadınlar katıldı. yermez’in olaydan bir kaç ay öncesinden bu insanlarla tanıştırılıp ilişkiye girmesi sağlandı.

    olay gününü daha sonra anlatacağım, zira ulaşamadığım karanlık bir iki küçük ayrıntı kaldı. ama sonrası zaten çok net..

    garih vurulduktan sonra gözcü ve bıçaklayan iki kişi onun üzerinde, tarif edilen şekilde çalışmaya başladılar. talmud’ta belirtildiği gibi, arkadan kalbine kadar ulaşacak bir darbe vurdular. sonra kücük ve sivri bir bıçak ile her iki gözünü deldiler. eski ahit buna göz akıtma diyordu ve aç gözlülere uygulanan bir cezayldı bu. ne yazık ki otopsi kayıtlarına geçmeyecekti bu yaralar. zaten bütün bunlar ilk etapta görülmesin diye ceset ters çevrildi. ve sol diz kapağı da tam altından keskin ve kalın olan bıçakla parçalandı. bu da "yahudilik davasından dışarı adım atmanın" cezasıydı. bütün bu mesajları alabilecek kişiler vardı.

    nitetim rigudin, yani vasili vasili siguryev bunlardan biriydi. balkan bölgesinin avcunun içi gibi bilen bu ajan, esasen garih’in öldürüldüğü günkü bulgar iş konseyi ile görüşmeyi sağlayan kişilerden biriydi. ve gündemsiz bu ölümün peşine düşmüştü. iddiaya gore dimitar rigudin trud gazetesinin 28 ağustos salı günkü sitesinde şu iddiayı dile getirmişti: "israil gizli istihbarat örgütü mossad, amerikan merkezi istihbarat örgütü cia'ya rapor gibi bir kaset hazırladı." rigudin'e göre, kasette, "garih'in başına bir şey gelirse, bizden uzaklaştığı için gelir" sözleri kayıtlıydı. rigudin, bu sözlerden hareketle, garih cinayetinde mossad parmağı olduğunu açıkça yazmıştı. ve 4 eylül gibi öldürüldü. bilin bakalım nasıl?

    söyleyeyim:
    çok yakından ensesine ateşli silahla tek el ateş edilerek!
    eylem aklınıza ilk neyi getiriyor acaba? bir ayrıntı daha, aslen rus olan rigudin, ibranice’yi ana dili gibi biliyor. tabii eski ahit’i de…

    yapılan ilk planlara gore yener yermez’in ortaya çıkmaması lazımdı. ancak hesapta olmayan bir aptallık. yani cep telefonun başka gsm kartıyla kullanılması, mossad ajanlarının yermez’e ulaşmalarını sağladı.

    o sırada buram buram acemilik kokan bir firar senaryosu oynandı. oysa yermez’in birilerinin elinde olduğunu işten anlayan herkes biliyordu. senaryonun delmikleri tıkandıktan sonra kayseri otobüsüne onu oturtanları bulup sormak lazım: bütün türkiye’nin aradığı katil adayını, hangi geri zekalı düşünce, kendi köyüne gitmek için, üstelik adım başı arama yapılan şehirlerarası otobüse bindirip yollar?

    bu aşadaman sonra, ikinci senaryo devreye girdi. ve hemen fuhuş yapan cahil küçük kadınlar senaryosu oynanmaya başladı. türk medyası da buna çoktan razıydı zaten. deli fuat’ın yerine deli yener konmuştu o kadar. bir de, türk insanının affetmeyeceği ‘mezarlıkta zina yapan ahlaksız sapıklar’ görüntüsü.

    olaydan bir kaç gün once kudus’te yayın yapan jarusalem post gazetesi, türkiye’deki yahudi işadamlarınrın adlarını sayarken, garih’ten pek iyi cümlelerle söz etmezken, ölümünden sonra bir yahudi kahramanın öldüğünü duyarması, kendi içlerine ağlamak.

    şimdi ne olacak?

    garih cinayeti şeklen cözülmüş gibi gösterilebilir. ki öyle bir yöne doğru gidiyor. zira ergenekon’un çözülmesi şimdilik mümkün değil. mossad ise uzun süredir vergisini aksatan garih’in temizlenmesinden memnun, alaton’un aynı akibete uğramaması için görüşmelere başladı bile. garih’in aylar önce geri yolladığı yahudi korumalar yine alarko binasının önüne gelmeye başladılar.
  • bu cinayetle ilgili aşağıdaki bir kaç kelimeye dikkat etmenizi isterim... evet bu bir komplo teorisi de olabilir... ancak yine de:

    (bkz: mason)
    (bkz: mason ritüelleri)
    (bkz: bıçak)
    (bkz: 11)
    (bkz: eyüp mezarlığı)

    (bkz: dul kadının çocuğuna yok mu bir yardım eli uzatan)
  • gece gece aklıma gelip, araştırmak durumunda bulunduğum cinayettir. aslında durum gayet açık, cinayeti ne ilk gün yaka paça göz altına alınan fuat isimli 14 yaşındaki çocuk işledi, ne de yener yermez. üzeyir garih şahsi fikrimce belli odaklar tarafından öldürüldü, önceden planlandığı için önce medya zaman kazandırdı, polis, muhtemelen aldığı emirlerle ilk gün olayları savsakladı ve ciddi bir şekilde araştırmadı, yener yermez ortaya çıkarıldı, ve teşhir edildi.

    kafa karıştırmak için ortaya çıkarılan ve '' yener yermez ile mezarlıkta sevişecektik'' diyen kadınlar da cabası. ha bir de hiç suçu olmadığı halde yerlerde sürüklene sürüklene teşhir edilen kadınlar var elbette. bütün bunlar planın bir parçası olsa gerek.

    aslında ben cinayetin, ishak alaton'un da müteakip günlerde verdiği demeçteki gibi '' üzeyir garih dul kadının çocukların'' yardım yapmaktaydı ve bir sebepten bu yardımı kesmişti. bu kimilerine göre büyük israil'i kurma planına akıtılan para fonu ile alakalı bilemiyorum. fakat cinayetin 2-3 milyon için işlenmediği artık çok aşikar.

    çünkü ; para için işlenmiş olsa üzeyir garih'in kolundaki o paha biçilmez saat niçin alınmamıştı ?

    ayrıca, mezarlıkta karşılaşılmış olsa bile, üzeyir garih yener yermez'e, iddia edildiği gibi '' git eşek kadar adamsın çalış kazan'' demiş olsa bile, yener yermez gidip bıçak alıp gelene kadar, üzeyir garih neden hala mezarlıktaydı ? ayrıca mezarlıkta ne işi vardı ? işin daha ilginci nakşi şeyhlerinden birinin mezarının başında ? peki cesedinin fevzi çakmak'ın kabrinin yakınında ve kısmen üzerinde olması ne manaya geliyor ?

    yener yermez gidip bıçak alıp geliyor, tam da o sırada üzeyir garih türbeden çıkıyor ? fazla rastlantı değil mi ?

    bu cinayet olduğunda sanırım 10 yaşındaydım. hayal meyal hatırlıyorum. koşuşturmacalar, şok şok şoklar, az sonralar, sonra günlerce yener yermez'in sorgulanışı, itirafları, gündem oluşturma çabaları falan olurdu. tabi anlamıyoruz. tinerciler iş adamını öldürmüş diye geçiyor haberlerde.

    ve tabi bir diğer mesaj da, türkiye'nin avrupa ve ab düşmanı olarak lanse edilmesi. yener yermez askeri personel olduğundan, türk ordusu da ab'ye düşman imajı verilmiş olabilir. çünkü üzeyir garih htırladığım ve bildiğim kadarıyla, inanç ve ibadet özgürlüğü fikrinde direnen bir isimdi. onun öldürülüşüyle dışarıya '' işte bu kadar saygılı bir musevi bile bu ülkede öldürülebiliyor'' mesajı verilmiş olabilir. ne kötü günlerden geçtin be ülkem..
hesabın var mı? giriş yap