• sen hede bu hodoyu hic bir baski altinda kalmadan karin/kocan olarak kabul edio musun tarzi bi olay....
  • tanrının insanoğluna attığı ilk sağlam kazık*. diğeri için (bkz: hafiza) akabinde (bkz: yurttaş kane) ve (bkz: orson welles) bir de (bkz: free will)
  • konu intihar ve ötenazi olduğunda karmaşa yaratan değer.
  • ne hikmetse (ki aslında anlaması hiç de zor değil), amerika sinemasının son zamanlardaki en popüler konularından biri oldu.
  • sağlanması pek çok değişkene bağlı ironik irade çeşidi.
  • bilgisayarların da kendilerine göre bir bilinçleri olsa, mesela biz yedinci bilinç seviyesinde isek onlar üç'te hatta iki'de olsalar, öyle ki bizlerle etkileşemeseler ve fakat olan bitenin farkında olsalar kendi çaplarında, onlar da özgür irade sahibi olduklarını düşünürler miydi acaba. ben bir program yapsam '10 print "hello world"' diye, derleyici ile derleyip bilgisayarımda çalıştırsam bu programı, bilgisayarım "yahu çok içimden geldi, dur şu ekrana bir 'hello world' yazayım" diye mü düşünür. sadece yapmaya programlandıkları şeyleri yaptıklarını farkeder miydiler yoksa onlar da - bizim gibi - ifa ettikleri fiillerin şahsi iradelerinin bir sonucu oldugunu düşünüp kendi hayatları üzerinde söz sahibi olduklarına kani olmuş bir halde övünç mü duyardılar merak ediyorum.

    (bkz: dave hal diyalogları)
  • özgürlüğün sözkonusu olabilmesi için seçim yapma şansından sözedilebiliyor olması gerektiği aşikardır. üstelik sadece böyle bir şans verilmiş olması yetmez ama aynı zamanda bu şansın kullanmasına olanak sağlayacak düzeneklerle de donatılmış olmak gerekmektedir ki irade bu düzeneğin adıdır zaten. yani özgürlük bir kural boşluğu gerektirir, irade de kurallara bağlı olmayan bir karar verme mekanizması. misal kimse dünya üzerinde serbest bırakılan bir cismin düşüp düşmeyeceğine karar veremez (idealistler hariç) zira bu konuda bir özgürlük yoktur; maddenin tabi oldukları yasalar (var olduklarını kabul ediyoruz; niye ediyoruz başka bir tartışmanın konusu) bu alanı doldurmuşlardır. demek ki özgürlüğün varlığı, yasalarla doldurulmamış alanlara bağlıdır.

    böyle boşluklar var diyelim; mesela bedenimizin herhangi bir yerlerinden başlatılan sinir atımlarının bir sinapstan geçtikten sonra hangi akson boyunca devam edeceklerinin maddi yasalara tabi olmadıklarını, bu sebeple de belirlenemediklerini, bize gerekli özgürlük boşluğunu sağladıklarını kabul edelim. özgür iradenin varlığı için bu yeterli değildir. bu durum sadece özgürlüğü anlamlı kılar, irade için ayrıca yine maddi yasalara tabi olmayan ama madde üzerinde etkili bir "donanım" (ruh?) bulunması gerekir. irade, yasalardan bağımsız olmalıdır aksi halde bir tercih şansı sözkonusu olsa bile bu sansın ne şekilde kullanılabileceği önceden kestirilebilir. örnekten devam etmek gerekirse, sinapstan çıkan sinir iletisinin hangi akson boyunca devam edeceğine karar veren süreç takip edilebilir olsaydı nereden başlayan iletinin nereye varacağı da belirlenebilir, özgürlük gene çöp olurdu.

    bu bağlamda aslında özgür iradenin varlığını kabul ederek yaptığımız, beynimizin içerisinde bir yerlerde fizik yasalarına tabi olmayan kimi olayların meydana geldiğine ve yine kurallara bağlı olmayan bir gücün bu olaylar üzerinde etkili olduguna, nasıl sonuçlanacaklarını etkileyebildiğine inanmaktır. üstelik böyle bir kabul bizi bir darboğaza daha sürükler; maddenin kendiliğinden tabi oldugu kurallara tabi olmayan bir sistem oluşturması pek mümkün değildir, bu sebeple tarihte bir yerlerde böyle bir sistemin beynimiz içerisine elle konulmuş olması gerekir. yani evrime inanmaktan vazgeçmeliyiz.

    eğer özgür irade vardır diyorsak kabul etmemiz gerekenler şunlardır:
    1. beynimizin içerisinde sonuçları yasalarla kesin olarak belirlenemeyecek süreçler olmalı.
    2. bu süreçleri yöneten ve yine maddi kurallara tabi olmayan bir "güç" olmalı.
    3. maddenin tabi oldugu yasalara tabi olmayan güç maddenin içerisinden çıkamayacağına göre gökten zembille inmiş olmalı.
  • bir turing makinesi düşünelim. ne oldugunu çok iyi bilmeyenler için bir turing makinesi basitçe algoritmik soruları çözebilen teorik bir makinedir, bizler ona yapmasını istediğimiz işlemlerle ilgili kuralları yükler sonra da çözmesini istediğimiz problemi veririz, makine de bize cevabı verir. misal bir turing makinesi verilen bir sayıyı 10 ile çarpacak şekilde programlanmışsa 4 giriişi ile çalıştırıldığında 40 sonucunu vermelidir. basit işlemler yapan turing makineleri tasarlamak kolaydır; onluk sistemde onla çarpmak demek sayının sağına bir sıfır eklemek demek olduğundan böyle bir turing makinesinin içsel durumları şöyle olmalıdır:

    1. bant boyunca sıfırdan büyük bir rakam görene dek ilerle, sıfırdan büyük bir rakam gördüğünde içsel durumunu 2 yap.
    2. okudugun rakam 9 değilse bu rakamı çıkış bandına yaz ve bir sonraki rakamı oku; 9 ise içsel durumunu 3 yap.
    3. çıkış bandına sıfır yaz ve dur.

    [burda kolaylık için 9 rakamını sayının sonunu göstermek için kullandık]

    gördüğünüz gibi turing makinelerinin özgürlükleri ya da iradeleri yoktur. onlar sadece dışarıdan veri okur, okudukları veriye göre içsel durumlarını değiştirir ve içsel durumları ne yapmalarını söylüyorsa onu yaparlar. bizim çarpma makinesi 158 gördüğünde çıkışını 1580 yapmaya mecburdur; "dur 666 yazayım komiklik olsun" ya da ""canım çarpmak istemiyor ona böleyim iyisi mi ben" diyemez çünkü ne yapacağı kurallarla bağlanmıştır.

    özgür iradeyi kabul etmeyen kimilerine göre insan da temel olarak böyledir. genlerimiz donanımımızın (beynimiz) özelliklerini belirler, işletim sistemimizi inşa eder, hayatımız boyunca yaşadıklarımız ise bizleri programlar, ne ile karşılaştığımızda ne yapmamız gerektiği söyler. davranışlarımız donanımımıza, programımıza ve o an dışardan okumakta oldugumuz veriye göre belirlenir. siyah bir köpek tarafından ısırılmış bir çocuğun beynine "siyah köpek görürsen kaç" yönergesi yazılır, çocugun gözleri siyah bir köpek gördüğünde beyninin otomatikman "korku hormonu" salgılaması beklenir, oysa insan çok daha karmaşıktır; nasıl ki bizim çarpma makinesi bandından geçen her şeyi on ile çaprmıyor, içsel durumu 3 oldugunda duruyorsa çocuk da her köpekten korkmayabilir, misal sevgilisinden yeni ayrılmışsa beyninin içerisinde bir modül bir kesme isteği yaratarak korkuyu bastırabilir.

    özgür irade, her birimizde farklı etkiler bırakan geçmiş etkileşimlerin bir sonucu olan içsel durumumuzu kavramaktan aciz oldugumuz için bir sonraki adımdaki davranışlarımızın nedenlerini anlayamamış olmamızın yarattığı bir hissiyattır.

    eğer özgür irade yoktur diyorsak şunlara inanmalıyız.
    1. beynimiz içerisindeki her şey, dışındaki her şey gibi maddenin tabi oldugu kurallara göre işlemektedir.
    2. özgür irade algısı bir sonraki davranışımızı belirleyen ve bir önceki tecribelerimiz sonucu oluşmuş içsel durumumuzu kavrayamamaktan kaynaklanmaktadır.
  • "bir elimde ustura*
    bir elimde ayna
    umurumda mı dünya."
hesabın var mı? giriş yap