• (bkz: 18 mart)
  • yeni zelanda'dan çanakkaleye gelecek gönüllü anzaklar seçilirken, o zamanlar orada ya$ayan iki tane de osmanlı türkü sıraya girmi$ler ve biz de sava$acağız orada demi$ler.. adamlar bakıyorlar bunlar her yanıyla müslüman tipli.. gidin karde$im i$inize diyorlar.. bizim kurnaz iki türk'te ceplerinde, tanıdıklarında ne kadar para varsa topluyorlar ve cephane satın alıyorlar bir $ekilde.. ve binlerce mermi.. askerlerin gemilere sevkinden önce trenle yolculuk yaptıkların raylara dö$üyorlar dinamitleri ve tren gecerken patlatıyorlar.. trenden sağ kaçan askerlere de siper aldıkları yerden basıyorlar mermiyi.. iki türk orada 1-2 saat sonra anca arkadan çevrilmeleri sonucunda vurulabiliyor.. sonra anzakların bir çoğu, iki osmanlı ile bu kadar uğra$ıyor isek vay bizim çanakkale de halimiz ne olur diye bir çoğu sava$a gelmekten vazgeciyorlar..
    "zafer kazanılmı$ ama nasıl kazanılmı$" dü$ünülmesi açısından güzel bir hikaye.. ayrıca filmlere konu olabilecek kadar da güzel ama dokunaklı bir hikaye..

    yine ba$ka bir rivayette; o yıllarda, istanbul’da otomobil ve kamyon nadir rastlanan vasıtalarmı$ ve lastikleri de yok denecek kadar azmı$.. mehmet muzaffer diye bir türk aramı$, uğra$mı$ ve nihayet karaköy’de musevi bir satıcıda istediklerini bulmu$.. fiyatlar çok yüksekmi$, ve muzaffer, parayı tedarik etmek için ya$lı bir kaymakam yarbayın huzuruna çıkıp para istemi$ ve kaymakam da muzaffer’e :
    “bana bak oğlum! ben askerin ayağına postal sırtına kaput alacak parayı bulamıyorum.. sen otomobil lastiğinden bahsediyorsun.. haydi yürü git!” demi$..
    muzaffer, beyazıt meydanı’na varıp birden durur ve aradığı çareyi bulur..
    neticede, bir yüzlük kaime (100 liralık kağıt para) verip ve araba dörtnala sirkeci’ye yollanır.. üç gün sonra yahudi elindeki yüzlük kaimeyi bozdurmak üzere osmanlı bankası’na gider.. bozmazlar, zira elindeki para sahtedir.. muzaffer, evrak-ı nakdiyelerin basımında kullanılan kağıdın aynını karaköy kırtasiyecilerinden tedarik etmi$, bütün gece oturmu$ çini mürekkebi ve boya ile gerçeğinden bir bakı$ta ayırt edilemeyecek nefasette taklit bir para yapmı$.. paranın üzerinde yazan “bedeli dersaadet’te altın olarak tesviye olunacaktır” ibaresini de deği$tirerek, “bedeli çanakkale’de altın olarak tesviye olunacaktır” yazmı$..

    böyle bir zaferi böyle bir ecdat kazanabilirdi ancak..
  • zafer, savaşta kazanılan başarının adı... savaş kazanmak içinse ölmek ve öldürmek şart...

    yarım milyona yakın insanın hayatına malolan bir savaşın zaferle bitmesinden bahsetmek insanlık adına çok acı...

    savaşların mantığı karşı tarafa güç gösterisinde bulunup bir ders vermek, onun yapmak istemediğini silah zoruyla ona yaptırmaktır.

    insan arzu ve iradesinin hiçe sayıldığı, hak, hukuk gibi kavramların rafa kaldırıldığı bir olayda kazanılan zafer neyi anlatır, anlamak mümkün değil.

    çanakkale savaşı ve zaferi, hem savaş olarak, hem zafer olarak tarihte eşine az rastlanan çarpıcı bir örnektir.

    yüzyıllardır türk yurdu olan bu topraklar üzerinde, ingiliz'e fransıza, rus'a karşı vatanını savunmak zorunda kalan insanlarla, avustralyalı'nın, kanadalı'nın anzak'ın ne işi, ne alıp veremediği vardır?

    ya bu kadar zayiattan, her şeye rağmen kazanılan zaferden sonra, müttefikleri yenildiği için türkler'in de yenik sayılmasına ne demeli?

    zaferimizin karşısında aldığımız sonuç nedir?

    enine boyuna düşünülüp, tartışılıp dersler çıkarılacak, ibretler alınacak bir tarih örgüsüdür çanakkale zaferi...

    coşkudan çok hüzün, sevinçten çok üzüntü verir insana...

    istiklâl marşı şairimiz mehmet âkif'in deyimiyle "bir hilâl uğruna batan güneşler"in öyküsüdür o...

    bugünkü halimizi gördükçe insana "onlar boşu boşuna mı öldüler?" dedirten çanakkale zaferinin aziz şehitleri için tek teselli, onların manevî bir paye kazanmış olmalarıdır.

    âkif burada yine hislerimize tercüman olur :

    ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber!
    sana âğûşunu açmış duruyor peygamber...
  • anzaklarin, aslinda ingiliz olmayip farkli bir irk olduklarini ogrendikleri zafer.her sene nisan ayinda gelip ellerinde ickileriyle atalarini ziyaret eder anzac talebeleri.
  • yillar sonra hakkinca anilmaya yeni yeni baslanmis olan ve maalesef yeni nesil bir cok insanin sadece gazetelerde okuyup ogrendikleriyle sinirli kalan, bir milletin vatan askiyla nasil insan ustu seyler yapabildiginin nadir kanitlarindandir.
  • an itibariyla trt televizyonlarinda ilkokul musameresi kivaminda, askerlerimizin tamaminin musluman turk oldugu varsayimindan hareket eden ve 90 yildir ileriye degil geriye mi gidiyoruz dedirten kalitesiz bir programla kutlanmaktan cok daha fazlasini hak eden zafer.
  • yüzlerce kahramanlıkla kazanılmış kanlı zafer. iyi bir rehber eşliğinde, çanakkelede cepheler görülmelidir bu zaferi biraz olsun hissetmek için.
  • ingilizler dışındaki taraflarca* dürüstçe yapılan, taraf devletler için çok anlamlı ve önemli ama savaşan bireyler için de bir o kadar anlamsız, çok büyük fedakarlıklarla kazanılan çanakkale savaşlarının ilk bölümü olan çanakkale deniz savaşlarının kazanıldığı gün olan 18 mart 1915 tarihinde kutlanan zafer.

    http://www.canakkale1915.com/deniz savasi.htm
  • --- spoiler ---
    kimse yaralı ve şehitler ile uğraşmayacak . ben ölürsem üzerime basıp geçin . yaralanırsam yine önem vermeyin . ben de size öyle yapacağım . şehit ve yaralıların yerine gerçekler tayin edilmiştir . savaşta hiçbir ödüllenme beklemeyin . bunu vaat etmem ve edemem

    yüzbaşı mehmet hilmi ( sanlıtop )
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    saat 6 : 22
    gemi sakince karaya oturdu . direniş görünmüyor.
    kolaycxa çıkabileceğiz

    saat 6 : 25
    sandallar kıyıdan bir kaç metre uzakta.
    cehennemi bir ateş başladı .

    saat 6 : 35
    kıyıyla bağlantı çok kötü .

    yarbay w. de l. williams
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    kumandanlarla subaylar kılıçlarını çekmiş halde askerleri merdivenlere sevk ediyorlardı . görünen işbu kumandan ve subaylar da türk kurşunundan kurtulamadı . askerimizin bir tek fişeği boşa gitmiyordu . hatta çok defa oldu ki , bir fişek ile bir kaç düşman vuruldu .

    mahmut sabri
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    bir çok tünel ve siperde türk ve avustralyalılar grup halinde birbirlerini süngüleyerek aynı anda öldüler . birbirlerine kenetlenerek ölümde birleşmşler . ayrılması imkansız bir şekilde bulunmuşlar ..

    les carlyon

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    yavaş yavaş erimeye başladık . bundan evvelki saatlerde dehşetli zannettiğimiz muharebelerimiz meğer ne kadara ehemmiyetsiz bir müsademeden ibaretmiş ... avcı hattımız seyrekleşmeye başladı . işleyen 40-50 tüfek kaldı . artık , bizim burada ölmek üzere olduğumuzu bildirecek habercinin gönderilmesi zamanı geldi ..

    ahmet mucip
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    günün toplam kaybı 5000 civarında , kazanılan metre başına üç adam . yeni zelanda ve avustralya tümenleri dolayısıyla buraya anzak koyu denmesi emri geldi . ne dendiği ne fark eder . bir ihtimal günün birinde kanlı plaj denecek . tanrı şahit bunun bedelini ağır ödedik ..

    percival fenwick
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    türk ordusunun gerçek durumu hakkında çok az bilgileri vardı . ama her şeyin ötesinde ; vatanını koruyan bir ordunun savaşma gücünü ve azmini kimse hesaba katmamıştı ..

    les carlyon
    --- spoiler ---
    çanakkale savaşı gerçeği gelibolu , feza toker - tolga örnek , ekip film yayınları
    --- spoiler ---

    şehitler tepesi boş değil,
    biri var bekliyor...
    ve bir göğüs nefes almak için
    rüzgar bekliyor
    türbesi yakışmış bu kutlu tepeye,
    yattığı toprak belli,
    tuttugu bayrak belli,
    kim demiş meçhul asker diye?

    arif nihat asya
    --- spoiler ---
  • bizim için canlarını verenlere ağlamaktan, sevinmeye mecalimizin yetmeyeceği tek zafer. 250.000 vatan evladının gözlerini kırpmadan ölüme yürüdüğü, tarihin en büyük meydan okuması... asla geri dönmeyi düşünmediler, herbirinin ruhları şadolsun...
hesabın var mı? giriş yap