1105 entry daha
  • sanırım kendisini foucault, marx falan sanıyor. "yazımı kavrayamadınız" buyurmuş.

    http://www.medyatava.com/haber.asp?id=64547

    röportajı da şöyle bitirmiş:

    "aklıma ilk gelenler bunlar; başka ekleyeceklerin var mı?

    özdil: öpüyorum."
  • "ben yazarım, onlar beni yazar"

    hobaaaaaaaaaaaaaa... sen ne ululardan ulu bi bilgeymişsin yılmaz hoca.. secde ediyorum önünde, affeyle bizi.. çok pis mat etti bizi vallayi billayi..
  • gecenin yarısı oldu neredeyse , uzun uzun yazmak zor geliyor ama, bu entryleri okuyan da yılmaz özdil ciddi ciddi kabahatli yazı yazdı sanacak.. el alem inceleme yaaptım demiş, çözdüm yazıdaki anlamları faşist bu adam demiş, yazmış da yazmış.. okuduğunu anlayamayıp az biraz desteğe ihtiyaç duyanlar için biz de ufak tefek bir iki açıklama getirelim, gerisi zaten ümitsizdi; daha önce de dedik, onlar eğlencelik...

    aradaki cümleleri çıkartıyorum, kısa görünsün entry
    __
    kimse kimseye vurmasın.
    .............
    söylemesi kolaydır çünkü.
    __ bu kısımda yazar, bir tespitte bulunuyor, insan insana vurur yumruk atar, fiziksel şiddet uygular. bu aynı yoksulluk, açlık vs. gibi rahatsız edici bir durumdur, fakat bir gerçektir.
    yorumlama kısmına geçersek, şiddet öfkenin belki en ilkel, en yararsız dışa vuruluşudur, atılan yumruk zavallı bir girişimdir belki; ama bu, ülkede ahmet türk'ü yumruklamak isteyecek milyonlar olduğu gerçeğini değiştirmez. istediğin kadar kimse kimseye vurmasın de, öfke olduğu sürece, manyağın biri çıkar, vurur yumruğu. sonuçta tespitten öteye geçmeyen bir bölüm var burada.

    ___
    suya sabuna dokunmadan, “sağduyu” çağrısı yapabiliriz mesela...
    ___bölümde taş kimi yazarlara, sözde aydınlara.. yap sağduyu çağrısı, kına bir güzel, olay bitti.. bir iki eleman alkışlasın, gazeten maaşı versin, iktidar başını okşasın, adın aydına çıksın.. mis gibi hayat, "neden?" demek, sorgulamak, araştırmak, düşünmek yok, çözüm yolu aramak yok, "bugün vurdu yumruğu, yarın vurmasını nasıl engelleriz, öfkenin nedeni nedir" demek yok... pardon, sorgulamak kabahat ortadoğu ve balkanlarda..

    ___
    mayın demokrasiyse...yumruk niye faşizm?dün seyrediyorum televizyonu, papyonlu bir arkadaş, “izmir-bursa hattında, trabzon-samsun hattında tehlikeli yapılanmalar var, oralara dikkat” diyordu...“hakkâri-diyarbakır hattı”nda olan ne peki? oraya dikkat çekmeye gerek yok mu, allah'ın papyonu?
    ___mayın demokrasiyse yumruk niye faşizm? bunu en basit nasıl anlatırım bilmiyorum, "if"li programlama komutu gibi bişey bu. yumruğu da demokrasi kabul et, eğer mayın demokrasiyse. mayını demokrasi sayma dangalaklığını yapmıyorsan, zaten problem yok, yumruğa iyi demiyor kimse. özdil basit, sudan cümlelerle kuruyordu değil mi yazıyı? abi sen o zaman bu basitliği bile çakamıyorsun? senin durum daha vahim değil mi?

    peki, cümleyi kendi halinde,sıradan, insanları yönlendirme amacı olmayan bir "x" insanının ağzından almış gibi yapalım, cümle şu olur sanki: "mayını demokrasi olarak kabul edenlerin, yumruğu faşistlik olarak görmesini anlayamıyorum.." tekrarlayalım, mayın demokrasidir diyen garip bir yaratık değilsen, üstüne alınma, bu kısım sadece o gruba yönelik bir tepki içeriyor.

    ___
    bir tanesi de “ilk kez bir parti liderine saldırılıyor” diyordu... normaldir demiyorum... niye “ilk” deniyor?
    ___ üzgünüm ama daha açık anlatmak mümkün değil. ilk değilse neden ilk diyorsun?

    ___
    başbakan geçmiş olsun diye aramış ahmet türk'ü, ki aramalı... peki, deniz baykal'a niye geçmiş olsun yok? taş atmak, yumurta fırlatmak şiddete girmiyor mu? light linç olur mu?samsun'da polisler açığa alındı, ki derhal alınmalı... van'dakiler niye yerinde duruyor hâlâ? kandil'den gelenlerle otobüsün üstüne çıkıp şehir turu atmadığı için mi suçludur baykal?
    ___ yumurtayı herkes atıyor, alışıldı artık, burun kırmıyor gibi savunmalar getirilebilir belki baykalın duruma. iyi de fiziksel saldırının kriteri ille kan akıtmak mıdır, doğrudan temas olmazsa fiziksel saldırı geçersiz mi sayılır? evet diyecek mutlaka çıkar, bana demokrasi dersi vermek isteyen olur elbet. ama; zekayı kullanarak eleştirmek ancak sözle mümkündür, sen aklının gücünü iletişime yansıtamıyorsan, binlerce yıl önceki atalarından kalan ilkel fiziksel yöntemleri eleştirmede, yıpratmada kullanırsın.
    sonuç olarak anlamayan için bölüme yine netleştirme uygulayalım: asıl soru şu: neden çifte standart? her iki tarafa yapılan fiziksel saldırı da kötüdür.

    ve son olarak: yumruğunu" “adaletin tokmağı” yerine koyup, ahmet türk'ün burnuna inen kişi, bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu... "
    yine bir tespit. yalan mı? o yumruğu atmak isteyen milyonlar yok mu bu ülkede? bu insanların var olduğunu söylemek mi kabahat, yoksa bu öfkenin nedenini sorgulamamak mı?
    bu öfkeli adamları yok sayarak çözemez kimse bu problemi, önce öfkenin sebebini ortadan kaldırmak gerek.

    "çünkü, teröristi meşru hale getiren “açılım” saçmalığı, sadece bir tarafta değil, öbür tarafta da “eşkıyayı kahraman” yapmaya başladı."

    yılmaz özdil daha ne desin, dağdaki terörist de eşkıya, samsundaki yumrukçu da. kabahatse, yumruğu atandan önce topluma bu öfkeyi yükleyende.

    söz konusu yazarımız, kısa da yazsa, uzun da yazsa, basit de tutsa yazıyı, anlamayan anlamıyor, basit denilen yazıya yazı kadar açıklama girsek de anlamayacak. bana faşist diyecek, yazara geri zekalı diyecek vs.
  • "ben yazarım, onlar beni yazar" demiş. ne alaka abi troll müsün?
  • kendisi eleştiriliyor ya hani. eleştirilecek tabi, gayet normal.

    ama yazılarının sığ ya da kötü olduğunu, takipçilerinin çapsız olduğunu söyleyen, hatta bunu yorulmadan her gün tekrar eden insanların bayıla bayıla okuduğu köşe yazarlarına bakıyorum: ahmet altan, cengiz çandar, mümtazer türköne, engin ardıç, emre aköz, ve daha böyle gider bu.

    artık şu tabloya nerenizle gülersiniz size kalmış, ben tercihimi çoktan yaptım.

    mühim ilave: oral çalışlar'ı unutmuşum. evet durum o kadar fena..

    nazlı ılıcak? ya nazlı ılıcak? bu da mı unutulur??*
  • kendisinden yakında şu başlıkla bir köşe yazısı bekliyorum:

    (bkz: dönekten köşe yazarı yaparsan)

    gerçi böyle bir yazıyı o kadar çok üzerine alınan olur ki, bir linç girişimiyle karşılaşabilir.
  • kendisi "power is everywhere; not because it embraces everything, but it comes from everywhere." demiş vakti zamanında. sekiz senedir manasını kavramaya çalışıyorum. bu da writer'a kapak olsun.
  • kaleminin ayarı iyice bozulmaya başlamış yazar; diyecektim, vazgeçtim.
    oral çalışlar'ın yazısıyla fark ediyoruz ki aslında en baştan da o kadar bozukmuş.
    (bkz: yozdil)
  • (bkz: cahil cühela)
6958 entry daha
hesabın var mı? giriş yap