1283 entry daha
  • ele aldığı konulara farklı noktalardan bakarak akılcıl yorumlarda bulunan köşe yazarımız.

    sabahtan beri "lan nasıl yazsam da anlatsam, nasıl dile getirsem de olayı iyi bir dille özetlesem" diye düşünüp sonra da "ben bu hayatta kaybedeceksem bu yazı yazmama tembelliğinden kaybedeceğim" diye hayıflanırken benim "söylememiz ve düşünmemiz gereken konu budur" dediklerimi dile getirmiştir kendisi. bu sebepten ötürü sağolsun.

    zira konu o kadar derin ki...işin somut küresel boyutuna baktığımızda tek başına adice ve zalimce bir saldırıdan ibaret olmadığı ortada. ülke içindeki görüşlere baktığımızda facebook delikanlıları bir yanda, klavye şövalyeleri diğer yanda, allah,akıl,fikir üçlemesinden akılı çıkartan muhteremler öte yanda, allahı çıkartan muhteremler beri yanda. ne yazarsanız yazın bu cephelerden birinin yaftalamasına maruz kalmamak mümkün değil. belirttiğim cepheler temsili olup yaş sınırlaması ya da ses dağılımı gözetilmemiştir.

    hadi başladım az da olsa devam edeyim. bu noktaya kadar gelip kötüleyen olursa canları sağolsun, keyifleri var olsun dert değil. dedim ya farklı bir açıdan bakmak. buyrun okuyun: "yaşanan olaya bir futbol maçının hakemi gibi bakacak olsaydık, israilli futbolcuya direk kasti hareketten ötürü kırmızı kart, türk futbolcuya sarı kart ve türk antrenöre de kendi futbolcusunu tribün galeyanına karşı uyarmayıp sükunete çağırmadığı ve bu yönde girişimlerde bulunmadığı için tribüne yollama cezası verilmelidir." dedim.

    öyle konunun akışıymış paragrafta anlam metinde anlammış, gecenin bu vaktinde dikkat edeceğim hususlar değil.o nedenle aklıma geldiği biçimde yazıyorum. ha şu sebeple de kızıyorum kendime. belki de en önemli ve hepimizin unuttuğu nokta şu. hayat devam ediyor, ve işleri güçleri üzerinde ya da işsiz güçsüzse kendini geliştirme yönünde ilerlemeyip internet kahvesinde vakit öldüren insanlar olduğu müddetçe ülke olarak pek de ilerleyemeyeceğimiz ortada. şu an ben de bu güruha katıldığım için kızıyorum kendime. çok daha faydalı bir işle uğraşıyor ya da uyku dengemi bozmuyor olabilirdim. çünkü benim söyleyip yazdıklarımla devri alem değişmeyecek, boş yere konuşuyoruz vesselam.

    aslında olayın taraflarının ağzından çıkanlara tek tek muhalif gözle bakarak yazmak var da bir başka arkadaş onu yapsın. çünkü dün yaşanan olayda her kesimin + ve - olduğu hususlar var. ha bir de başbakanımız burada olmadığı için şanslı olarak sayıyorum kendimizi. o galeyanla geri dönüşü olmayan ve prestij yitirtebilecek sözler sarfedebilir ve hoş olmayan politik küresel sonuçlar doğabilirdi(hoş, yarın savaş olsa kim türkiyeyi destekler kandırmayalım birbirimizi)

    çok kapalı yazıyor olabilirim mazur görünüz, ama şu üçleme konusunda da toplumca hiç ders çıkarmadığımız aşikar.

    din-para-ülke birebir ve örten fonksiyon kalp-el-beyin

    olması gereken dinin yeri kalp, paranın yeri onu işleyecek kullanacak vs. eller ve ülkenin; çıkarlarının,güvenliğinin,sevgisinin,özleminin vs yeri de beyindir. çok basit olarak dinin yeri el olduğunda siyasi olarak sömürü unsuru; beyin olduğunda ise yine siyasi olarak yönetim şekli ya da yapılmak istenenlerin kılıfı vs. vs. olur.aynı şekilde parayı elden kalbe koyarsanız bunun adı paraya tapmak; beyne koyarsanız da bunun adı para için her türlü zorbalığı yapmak olur.

    daha fazla yazmak isterdim ama tembelliğim nüksetti. satır aralarına dikkat ederseniz boyut farkını ve ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.
  • uzantısı olduğu köhnemiş zihniyetin 1915 ermeni tehciri, 1934 trakya olayları, 1942 varlık vergisi, 6-7 eylül olayları gibi günahlarını da yazmasını beklediğim yazar. bakalım akp ile alakasını nasıl kuracak...

    "dünya bizi potansiyel hamaslı gibi görüyormuşmuş". 9 avrupa ülkesi dün israil'den elçisini çekti, çin ve rusya, israil saldırısını en sert şekilde kınadı, bm başkanı olayı kınadı, avrupa şehirlerinde insanlar protesto için sokağa aktı vs. vs. daha dünyanın bizi potansiyel hamaslı gördüğünü utanmadan, arlanmadan söyleyebiliyor.

    bugün, "bu olayla musevi vatandaşlarımızın ilgisi yok" demek ve olası tepkilerin önüne geçmeye çalışmak bile bizim ayıbımızdır. ama unutma yılmaz efendi, bu memlekette gayr-ı müslimlere edilen zulmün altından her daim ya ittihatçılar ya da savunmakta beis bile görmediğin ergenekon zihniyeti çıkmıştır. bunuda mı görmeyelim, yutalım?

    kusura bakma da, vıcık vıcık hamaset kokuyorsun be yılmaz. biraz genişlet artık şu çapı!
  • türkiye gazze için dünyayı ayağa kaldırarak hamaslı olduğunu ilan etti demiş. evet hamaslıyım aklı evvel kardeşim. eğer insani bir amaç uğruna çalışan bir masum öldü diye dünyayı ayağa kaldırınca terörist damgası yiyeceksem, katiller amacına ulaşmış, mazlumlar sindirilmiş demektir. sen de bunu meşrulaştıran bir yazı yazarak çok muhteşem bir tespit yaptığını sanıyorsun ve bu mal bulmuş dingiller de yine alkışlıyor seni.

    ayrıca merak etme. eğer türkiye'de musevilere yönelik böyle bir operasyon olursa bu memleketin evladı en azılı eşkinaz kesilir. ama anlayamazsın sen bunu. ne sen anlarsın ne de ülkü birliği ettiğin o kendini bilmez bir avuç dengesiz. bilmem kaç km uzaktaki adamlar için niye üzülüyoruz yahu demeye devam edin siz. el ele verin uluyarak koklayın birbirinizi.

    arabı, acemi sikeyim, hepsini geçtim. zaten arkamızdan vurdular dünya savaşında, müstehak (!) hepsine*. insanlığı falan da attım bir kenara, ama ölenler senin vatandaşın. milliyet, vatan diye yırtınıyorsun madem, hiç mi onuru kalmadı bu milletin? dinci olmaları mı seni bu kadar duyarsız yapıyor? musevi yurttaşın kendi okuluna büyük koruma önlemleriyle giriyor, vatandaş zarar verecek diye ödün kopuyor da, elin israillisi senin vatandaşını katledince hiç mi haysiyetine dokunmuyor? ulan yemin ediyorum sabır sınavımsınız, memleketten tiksinme nedenimsiniz.

    allah tüm zalimlerin ve onlara çanak tutan cahil andavalların belasını versin...

    bir yılmaz özdil yazısını ipleyip sinirden kudura kudura entry girdiğim için de kendimden utanıyorum. benim de belamı siz verin sevgili seri eski veren cancişlerim...

    * edep: yazar burada yılözdilgiller gibi konuşuyor. hadi haklısın böyle olsun anlamında. bak birazdan insanlığı da atacak kenara...
  • bu şekilde yazdığı için karşılık olarak para almıyor, karşılık olarak para aldığı için bu şekilde yazıyor.

    (oradan para'yı çıkar, başka bir şey koy, ne fark edecek?)
  • bugünkü yazısına en güzel cevabı mustafa özcan vermiştir.

    http://www.habervaktim.com/…findan_esir_alindi.html
  • bugune kadar yazilmis entrylerde benzer seyler yuzlerce kere soylenmistir bundan eminim ama yazmadan da duramiyorum: ortalamallarin, dumanalti kiraathanelerde butun gun batak oynayan kirli sakalli issiz gucsuz turk erkeginin seviyesinde siyaset analizi yapma iddiasinda bulunup bu kadar populer olmayi basaran kimse olmadi. yilmaz ozdil bu acidan bakildiginda cok basarili bir yazardir. emin colasan bile nihayetinde kendisine en uygun mecrayi buldu, sozcu'de yaziyor.

    ben yozdil'in bugunku komik yazisina benzer yazilari yazmasini, yazabiliyor olmasini degil de, yazdigi sig noktadan beyaz yakali beyaz turklere hitap edebiliyor olmasini garip buluyorum. sanki saygideger yozdil, kalbi musevi vatandaslarimiz icin sizlayan, ülke imajina cok deger veren bu guzel insan bugune kadar etnik azinliklari, hristiyan olsun musevi olsun cemaatleri umursayan bir insanmis, onları hakir gormezmis, hepimiz ermeniyiz slogani ile tuyleri diken diken olan kendisi degilmis gibi; işin içine biraz arap nefreti ve akp karsitligi girmeyegorsun, "fekat yurdumuzdaki musevi vatandaslarimıza ne kadar da ayip oldu oyle degil mi dostlar" soylevine damardan girmesi, yetinmeyip musevilerin icine dustukleri durumu, en basitinden %60'i gunluk temiz icme suyuna erisim imkani bulamayan gazzelilerle kiyaslamasi; rahip santoro cinayeti, hrant dink cinayeti, orhan pamuk'a mahkeme kapilarinda reva gorulen muamele dunya medyasinda girilmedik kose birakmazken, "nobel odullu yazar ulkesinde yargilaniyor, saldiriya ugruyor" haberlerine tef calip oynayan adamin 'ulkemizin imaji'ndan yalniz bugun, uluslararasi sularda yardim gemisine saldiran israil'i kinamayan devlet kalmamis iken rahatsiz olmasi artik ortalama'ya degil ortalama ustu'ne de hitap eder hale geldi, kafalar bu kadar karisti, nefret edebiyati bestseller, tutarsizlik bastaci oldu ya, ben bu gidisatin iyi olmadigini oradan anliyorum nacizane.

    edit: "sen bizim yozdilimizi nasıl azınlık düşmanı ilan edersin" mesajı atanlar için, kendisinin genel performansını tam anlamıyla yansıtmaktan uzak olsa da, yaklaşımının tonu sayesinde konu hakkında hiç izlenimi olmayanlara iyi kötü bir fikir verebilecek olan bir yazısının linki şu: http://www.hurriyet.com.tr/….asp?yazarid=249&gid=61
  • hani filmlerde falan böyle masasında gözlüğünü takmış oturan/çalışan bir adamın yanına (müdür gibim) kapıyı çalarak elinde bir kağıt ile mahçup biri girer, adamın yanına yaklaşıp kağıdı verir. o kağıtta da belki veren için çok önemli şeyler yazmakta, hayati önem taşımaktayken, masadaki adam kağıda şöyle 2 sn bakar, hmm evet der ve kağıdı bir yere bıraktıktan sonra karşısındakine doğru "ne istiyorsun bilader?" bakışı atar. o derece umursamaz davranır.

    benim de yılmaz özdil bakış açım masadaki oturan adam bakış açısıdır. arada sözlükte sol frame'de görünce kendisi aklıma geliyor, bakiim nolmuş diyorum, muhtemelen de yazdığı yazı copy paste ile burada oluyor, yazısına göz gezdiriyorum "öeeeh" diyip hayatıma devam ediyorum.

    gurbetteki türk vatandaşları hamaslı gibi olmuş he mi? bizim birkaç türk gemiden çaktırmadan inip haberimiz olmadan kudüse intihar saldırısı mı gerçekleştirdi? basın, türk vatandaşları bildiğin katledildi diye ortalığı ayağa kaldırdı, sivil diye ölenler, bunu yapan bir "devlet" diye...

    şaka
    mısın?

    tanım: köşe yazarlığı yapıp para kazanan bir adam.

    peşin edit: işbu yazının tamamını eleştirmeye kalksam çok süreceğinden dolayı tuttum kendimi.

    bu da zamanın ötesinden edit: sevgili suserler, bilmiyordum bu adamın fikirlerini bu derece benimseyebildiğinizi. belki ben anlamıyorum, yılmaz özdil benim için zamanın ötesindedir. zevk ve renk meselesi demekki.
  • her şeyi geçtim de, kendisini "9/11 eylül" olaylarına karıştıran zihniyetini bir türlü anlayamadım.

    not: zamanı gelince silerim bunu. henüz daha dutluk buralar.

    dedim ama silmiyorum. yılmaz özdil'i okumam. ne sevenlerindenim ilgiyle, şevkle takip eden, ne de nefret edenlerindenim, bir şey yazsa da sözlüğe taşıyıp ödem kussak diye bekleyen. lakin "6/11 eylül" lafı önce benim tarafımdan değil, kendisine ağızla dalmak isteyenlerden biri tarafından yazıldıydı. silmiş gitmiş de ben anlayacağımı anladım. tşk kib bye.
  • yılmaz özdil her zamanki gibi saçmalamış. zaten alışkınız. peki ya yazıya gelen yorumlara ne demeli? alıntılıyorum ki bakarsın silinir falan...

    "...sebebi de van minütmüş. <burada küfür vardı, gg endişesi ile silindi>. 60 yıldır masum insanlara kan kusturan, yöneticisinden sıradan vatandaşına kadar kendi amaçlarına hizmet eden her türlü pisliği mübah gören bir ırkın mensubu olmalarının bu durumda bir payı yok mudur acaba?"

    yavrucum senin bu yazdığını mastar haline getirince sözlüklerde (gerçek sözlüklerde yani) ırkçılığın tanımı oluyor.

    eğer farkında değilsen kara cahilsin, farkındaysan daha beter. daha ne diyeyim.
  • türkiye'de linç kültürünün dinamiğini devletten aldığı hakkında bir fikri olmadığı açık. eğer devlet isterse musevi vatandaşların rahatını sağlar, istemezse, kürt ve solcu gençlerin linç edilmesi gibi olaylara rastlarız zaten. şu aşamada museviler vs gayet rahatlar eminim ki.
6764 entry daha
hesabın var mı? giriş yap