• aslinda konsolos olmayip konsoloslukta memur olarak calissa da tum seyahat acentalari tarafindan konsolos yorgi olarak bilinen zat. bu adamin istanbul'un disina tasmis bir ünü vardir, "sena 10 günden fazla vize virmem" lafi klasiklesmistir...eger nedenini sormak gibi bir gaflete duserseniz vizeniz 10 gunden 5 gune iniverir. bundan sonra sarfedeceginiz her cumle size pasaportunuzda cicek gibi duran bir "reddedilmistir" damgasiyla geri doner...
  • 30 gunluk inter_rail biletimle gidip vize istedigim, bana 10 gunden bi gun bile fazla vize vermeyecegini soleyen, nemrut kisilik.
  • bana o kadar dil dokmeme ragmen interrail icin toplam 8 gunluk transit schengen vizesi veren gorevli. biyikli ve keldir (ayni yorgo ise). eh be yorgo dayi ziktin ebemi demisimdir vizeyi aldiktan sonra. benim bir arkadasa bu vize vermemis, ikinci gelisinde arkadasimin onu iceri bile aldirmamistir. bizim eleman da dellenip 'yeter halklar kardes olsun' diye konsolosluk bahcesinde bagirmis sonra gitmis italyan konsoloslugundan cok girisli vizeyi koparmistir. ordan ayri dellendim zaten.
  • her yunan konsoloslugunda bir yorgi olsa gerek. suratsizdirlar hepsi; fakat istedikleri belgeleri goturdugunuz zaman vize vermeme gibi olasiliklari yoktur. marmaris'ten 45 dakika (rodos adasina), nolucak dibimiz diyip sadece pasaportla gidilirse, rededilmistir damgasiyla donulur tabi.
  • hakkinda yazilanlari okuyup da sasirdigim konsolosluk calisani. yunanistan'a niye gitmek istedigimi sorunca verdigim antik sehirleri gezecegim cevabi uzerine mesleginizle ne ilgisi var demis olsa bile o sirada calismadigim halde bana vize vermistir. ancak tam da formda yazdigim tarihler arasi 7 gunluk bir vize. (bkz: kanka olduk biz)
  • reha muhtar'a da kazik atan, ve hakkinda boyle bir yazi yazilmasina sebep olan sahis :

    dün atina'ya gitmek için havaalanında check- in yaptırıyorum... check-in yapan hostes, utana sıkıla yanıma yanaşıyor...
    -reha bey schengen vizeniz tek girişli... o tek girişi de daha önce yapmışsınız... bu vizeyle yunanistan'a veya başka bir avrupa ülkesine giremezsiniz..."
    -"anlamadım" diyorum, "ben bu vizeyle yunanistan'dan sonra takımla birlikte berlin'e gittim... alman polisinden hiçbir sorun çıkmadı..."
    aynı anda vizeye bakıyorum... gerçekten tek giriş yazıyor...
    peki almanya'ya bu vizeyle nasıl girdim?..
    belli ki, her tarafı vizelerle dolu 3 yapışık pasaportu gören alman polisi özel uçakla gittiğimiz için, ihtimal vermediğinden "herhalde ben göremiyorum" demiş giriş damgasını basmış...
    eşyalarımla yeşilköy'de dımdızlak ortada kalıyorum...
    işte o an, kafamda şimşek çakıyor... yunan başkonsolosluğu'ndaki yorgo o anda aklıma geliyor...
    yıllar yılı, istanbul'daki türkler ve atina'da rum kökenli türk vatandaşları arasında kulaktan kulağa "nazi subayı" olarak anlatılan yorgo'nun azizliğine uğradığımı o an anlıyorum...
    biliyorum ki yunan başkonsolosluğuna giden herkesin yorgo'yla ilgili bir anısı var...
    50 yaşın biraz üzerinde bir istanbullu rum yorgo...
    her vize isteyene mutlaka felaket bir zorluk çıkartıyor...
    ya vize vermiyor ya da verene kadar inim inim inletiyor...
    "sen niye gidiyorsun ne işin var ki atina'da" diye karşılıyor her geleni...
    yüzlerce kişilik sıradaki kadınları erkekleri tipini beğenmediği için azarlıyor, "boşuna bekleme sana vize yok" diyor...
    benim hayatta en yakın arkadaşlarım içinde çok fazla istanbul'lu rum vardır...
    çok dost insanlardır, hayatta da her konuda güvenirim...
    istanbul'u hâlâ özlemle anar, her azınlığın zorunlu kaderi yaşanmış acı tecrübeleri hatırlamak istemezler...
    biraz burukturlar... ama severler bizleri... hem de gerçekten severler...
    ama yorgo'nun böyle olmadığını biliyordum...
    yunan başkonsolosluğunda vize sorumlusu olunca kişiliğinin derinliklerinde kalan kin ve öfkeyi dışa vurduğunu, azınlık olmanın ona yaşattığı acı tecrübeleri, vize için gelen suçsuz türklerden fitil fitil çıkarttığını duymuştum...
    ama bana da böyle bir oyun oynayacağını doğrusu beklemiyordum...
    büyükelçiyi ve başkonsolosu aradım...
    akşamın o saatinde başkonsolosluğu açtılar... gece 9'a kadar mesai yapıp vizemi düzelttiler...
    kaçan uçağımın yerine, kendi ceplerinden uçak bileti almaya kalktılar, kabul etmedim, teşekkür ettim...
    "çok mahcup olduk" diyordu başkonsolos...
    oysa mahcup olmalarına hiç gerek yoktu... ben onları tanıyordum... hayatımın 7 senesi onların arasında geçmişti...
    her dakika savaştan söz edildiği günlerde bile bir gün ters bir şey gelmemişti başıma...
    ama biliyordum ki, o yorgo, vize için başvuran on binlerce türk vatandaşına yunanlıları gestapo gibi tanıtmaya devam edecek...
    dostlarım için üzüldüm...
    yoksa keyfim bozulmadı... atina'nın göbeğinde dostlarımın arasından yazıyorum bu yazıyı...
    tıpkı eski günlerdeki gibi...
  • ilginctir ki ben bu yorgo amcadan iki kere vize almi$imdir ve sorun cikmami$tir... hatta ikinci seferinde, "sen ne yapacaksin genç yunanistan'da? bak ben seni hatirladim, sana daha oncede verdiydim ben vize" demi$ vaaaay adam da ne hafiza var ya diye dusunup kiz arkada$imi 1,5 ayligina ziyarete gidecegim belirtmi$ bunun yaninda nasil hatirladigini sormu$umdur bana vize verdigini, kendisi de "burada vizeyi herkesciklere ben veriyorum" diye yanitlami$tir. i$te hemen hemen böyle olmu$tur tani$mamiz yorgoyla. ki o zamanlar bu vize konularinda toyuz, bu tur kiz arkadas felan söylemleri sakat zira vize veren görevliler, aha bu hatunla evlenir kapagi atar ulkemize seklinde dusunup daha ilk dakikadan istiri cekerler. yanniz yorgaki (askerden arkadas onun icin böyle diyorum kendisine) "kiz arkadasin yunanli mi senin?" * demi$ ka$larini cataraktan, ben de he kem kum olmu$umdur fekat yanindaki biraz tombulca yine vize görevlisi yunan hanfendi "ay ver be yorgotzum vizeyi, gentsleri ayirmak olmaz" demi$tir. ben dumurdan dumura ko$arken yorgo "sana birbutsuk ay degil 1 aylik vize veriyorum" ondan sonra pasaportu en erken ne zaman alabilecegim tartismalari felan *
  • 2000 yilinda bir temmuz gunu elimde 15 pasaportla karsisina dikildigim, bu ne cesaret der gibi bir bana bir pasaportlara bakinca gulmemek icin kendimi zor tuttugum zor adam. her pasaportu tek tek inceleyip, 25 yasindan buyuk her erkek icin sektirmeden bu yasta adamin ogrencilikle ne isi var, askerden mi kacacak bunlar diye beni terleten, daha tanisali bir ay olmamis takim arkadaslarim icin omrumun savunmasini yaptirtan zati muhterem.
    sorgu sualiyle okul yasantimda hic bir sozlude cekmedigim sikintiyi yasatan, gelmis gecmis hocalarimi hayir duasiyla anmama sebep olan kisi.
    hala her yunan konsoloslugunun onunden gecisimde orda midir diye merak ederim. kimbilir kimleri sorguya cekiyordur simdi...
  • merak edenler için yaziyorum, mr yorgo hala görev basinda ve ayni terslikte muamele ediyor...
  • söz konusu bey, bugün vize başvurusu sırasında bize yunanistana gidiş sebebimizi ve niye bu kadar kısa süre için (3gün) yunanistana gitmek istediğimizi sormuştur.

    21 haziran 2005 iron maiden atina konseri ve rockwave festivaline gittiğimizi söylediğimizde ise gayet rahatlamıştır ve bu sefer şu soruları sormuştur:

    - iron maiden biletlerini aldınız mı peki?
    - iron maiden'dan başka hangi gruplar çıkıyor?
hesabın var mı? giriş yap