yokluğun

• yokluğun,
  az önce buradaydı
  biraz daha
  kalsana. ^{* *}
• yokluğun,
  hiç olmayabilirdi
  sen hiç olmasan
  seni hiç bilmemekten
  kötü değil yokluğun.
• yokluğun,
  ulaşılmaz olmanın sebebiyeti,
  evine gelip de aşağı inmeni sağlayamayacak kadar aciz olmamı sağlamanın nedeni,
  
  yokluğun,
  bu sefer gerçekten beni sarstı,
  gerçekten kendime olan saygımı yitirtti,
  
  yokluğun,
  kendimden kaçamadığım bir an oldu şimdi
  her zaman kendimden bile sakındığım gerçeğin
  ve yıllar önce
  geldiğimde
  yine aynı yokluğu yaşatmıştın bana
  yine inmemiştin
  ayağına kadar gelmiştim
  beni kovmuştun
  bugün aynısını yapman beni o zaman götürdü
  sen 'anlıyorum' dedin bana
  ama anlasan inerdin
  anlasan
  severdin..
• yokluğun,
  beni benden alıyor
  ama seni senden almama izin vermiyor
• yokluğun,
  her zaman üstün geldi
  aramızdaki mesafeyi koruman için
  sana gerekli fırsatı verdi
• yokluğun neyi değiştirirdi ki;
  yıllarca aklımdaydı ismin
  sanki gittiğim her yere benimle gelmedin!
• yokluğun,
  her zaman senin istediğindi
  senin izin verdiğin sürece yanında olmamı
  istemediğin sürece engelin olmamı sağladı
• yokluğun,
  senin başarındı
  senin eserindi
  senin sağladığındı
  yokluğumu istemendendi
• yokluğun,
  yokluğumu sana vermeyeceğimin
  en güzel kanıtıydı
  senin çaban da bundandı
  ama hiçbir zaman elde edemedin edemeyeceksin
  
  yokluğun,
  yok olmama baskın çıkamayacak
• esiyor akşamlarımda...
  kadehlerde sen çaresizim ben..
  yoksun sen yoksun ya akşamlarda...