• gürültüden patırtıdan rahatsız olur, misafir gelince "ulan ne zaman gidecekler" diye hesap yapar. sadece kendi evinde yatabilir.
  • bu adam nasıl evlenecek diye eleştirilir. toplum dışı ilan edilir. (bkz: taallukat)
  • ya çok dağınıktır ya da çok titizdir.
  • tek mutsuzluk sebebi hayatına giren çıkan insanlar olan bir insan modelidir. tek başına iken mutlu olabilmeyi öğrenmiş, mutlu olmamakla mutsuzluğu karıştırmaz. sıkılmak nedir bilmez.
  • (bkz: #16627060)
  • klasik bir erkek tribi için nuri bilge ceylan'ın uzak filmi süper bir örnektir. tahammülsüz bir insandır. hiçbir şeye tahammül edemez. yoksa yalnız yaşamaya başladığı ilk dönemler bir erkek için son derece hareketlidir. bol bol insan girip çıkar evine. lakin sonunda bir kedi ile yaşamaya devam ederler. ne birinin evine gitmek isterler ne de evlerine gelsinler isterler. gelenler çabuk gitsin gidince çabuk dönülsün isterler.
  • tek başınalıktan dolayı zamanla donanım kazanır.

    sigorta sarmak(eskiden vardı böyle bir şey), musluk contası tamiri, anten ayarlama, ay sonlarında mutfaktaki üç alakasız şeyle yenebilecek lezzette yemek yapma gibi konularda kendine yetecek denli bilgi sahibidir.

    kriz anlarını daha kolay savuşturur, sakinliği ve evinin huzurunu sever. dağınık ya da toplu kendine ait bir düzeni vardır. kendi kaosuna hakimdir. bu kaos içinde tuzluğun yeri değişse sinirlenebilir, normaldir.

    bulaşık makinası kullanıyorsa ilk bardak rafı dolar. tencere yemeği yapınca iki günden sonra kalan yemek sürünür. arada gaza gelip kiloyla meyve alır, ilkinden sonrası buzdolabında unutulur.

    pijamalarını, sünmüş ve yıkanmaktan incelmiş giysilerini sever. rahatına düşkündür. büyük temizliği de idareten olanı da bilir. evinin huyunu suyunu, çıkardığı sesleri bilir. en ufak bir yabancılıkta kulakları diker. yabancı sesini bilir ve hoşlanmaz.

    kendi kendini oyalamayı, idare etmeyi ve bir yalnızlık level'ı üstünde de sevmeyi bilir.
  • yalnızlık bir toplumsal durum olabileceği gibi münzeviliğe doğru ilerleyen koyu bir seçim haline de gelebilir. toplumun üreyen mekanizmaları için irkiltici bir tercih gibi gözükür, hatta tercihten çok bir kusura dönüştürülür. bir bakıma üretim hattının sonuymuş gibi dursa da, olmayabilir de. yalnız yaşayan kişi ister istemez kişilik geliştirir, çünkü her durumun içinden kendisi kalkmak durumundadır. birlikteliklerde, ailelerde ve komün yaşantılarda başkalarına bırakılan sorumlulukların hepsini kendisi üstlenmiştir, yılgınlaşması veya titizlenmesi bundandır. hayatı net yaşar, başkalarıyla birlikte yaşarken ortaya çıkan havadan sudan meselelere bulaşmak istemez. törenselliği bir kenara bırakır, bir bakıma çileci gibi gözüken, ama aslında sade bir hayat sürdürmeye başlar.
  • "sevdiği insanlarla tekrar bir araya geleceği günleri beklediğinden, yalnızlığı takmayan insandır.

    habire hayatına alakasız birileri girip çıkarken onlarla yalandan eğleneceğine, bir şeyler paylaşacağına, evinde yalnız zaman geçirip bir yığın yalanla, saçma gösterişle uğraşmamayı tercih edendir.

    asosyal değildir. hobileri vardır kendine yetçek kadar. yeri geldiğinde de bu hobileri gayet tabi başkalarıyla müşterek yapabilir. ama akşam eve gelir ve o en rahat ettiği yastığına koyar başını yine.

    gücünü, sevdiği, değer verdiği insanlardan alandır. onlarla birlikte olduğuna, kaplan kesilir. onun dışında, hayatını devam ettirecek ve yapılması zorunluğu olduğu şeyleri yürütecek kadar diğer insanlarla haşırneşir olur. onlara göre sevimsiz görünebilir bu yüzden.

    başka insanlar sevmeye de çalışabilir tabi ki. dener, dünyasına dahil eder onu, aynı şekilde onunda dünyasına da dahil olmaya çalışır. olmasa da olur, olursa da tadından yemez.

    her istediğinde o önemli kişilerle görüşemediğinden, bunu internet veya telefon aracılığıyla yapar. sonra canı orda burda atıp tutmak* istediğinde ekşi sözlüğe sarılır.

    kahve, çay, sigara yoldaşı olabilir. yeni çıkan abur cuburlar hakkında da bilgiye sahip olabilir. karnı istediğiyle doyar yani, kimseye "bu akşam ne yiyeceğiz?" diye sormak zorunda değildir.

    en tatlı 3 adet akşam birasını içme ihtimali en yüksek olan kişi bu kişidir. sevdiği müziği açar öyle içer. anılarını gözden geçirir, biraz hüzünlenir biraz mutlu olur.

    elbette, bu yalnız yaşayan insan, toplum içinde, her türlü şeyini, daha dün tanıdığı insanla paylaşabilen insanlarca, asosyal, takıntılı, hastalıklı olarak nitelendirilebilir. hiç bir zaman anlamaya çalışmazlar, bu yalnız yaşayan kişinin, sevdiği şeyleri sadece sevdiği kişilerle yapmaktan zevk aldığını.

    yalnız yaşayan kişi bu yaşama tapıyor anlamına gelmez tabi ki tüm bunlar. arkasına yatan mantıklar bunlardır. istemezmi, devamlı anasının dizinin dibinde olsun, sevdikleriyle akşam çıksın iki el okey oynasın, ya da bir bara gidip dağıtsın.. ama bu insan, yalnızlıktan kaçıp, onun varlığını kabul etmeyip, yalandan yalandan oraya buraya saldıran değildir işte."

    alıntı:
    yalnızlar derneği haftalık mecmuası.
    sayı 31-moral bozukluğu
  • zorunluluktan, yanlızlığa alışanları da vardır. yanlızlıklarının biteceği günü sabırsızlıkla beklerler. her gece yastığına başını koyduğunda, bu zorunluluğa sebep olanlara ağız dolusu söver, öyle uyurlar.
160 entry daha
hesabın var mı? giriş yap