• önceki hafta brezilya'da vizyona giren ve polis-çete ili$kisini konu alan film, elite squad.
    http://www.ntvmsnbc.com/news/421002.asp

    fragmanı da $öyle: http://www.youtube.com/watch?v=0jetl9hc3wg
  • imdb'de 1600 kusur oyla muhte$em bir sonuca varmi$ film.
  • sonunda internetten indirerek ingilizce altyazısınıda bularak izlediğim film olmuştur. film brezilyada kurulmuş olan özel tim vari bir timin(bope) elemanlarının nasıl bir psikolojik baskı içinden geçerek eğitildiklerini, brezilyadaki polis yozlaşmasını ne hallere geldiğini etkileyici bir dille gösteriyor. bope gerçek hayattada brezilyada olan bir timdir ve bütün adi polisler, uyuşturucu satıcıları ve suçlular bu özel timden korkmaktadırlar çünkü filmde anlatılan bope üyelerinin yetiştirilirken israril ordusunun bile kendi askerlerini böyle eğitmediklerini( ki israil ordusu malum coğrafi şartlarından ötürü askerlerini en çetin şartlara yönelik yetiştirirler) söylemektedir. filmde anlatılan gösterilen bütün eğitimlerin gerçek hayatta da bope elemanlarına yapıldığı söylenmektedir. film brezilya gibi halkın yüzde 80'ninin fakirlik sınırında yaşadığı bir ülkede sokakların, varoşların aynı afganistan, ırak gibi nasıl bir savaş alanı olduğunu bu sokak aralarında uyuşturucunun, çetelerin kol gezdiğini buralara girebilcek olan ülkedeki tek polis gücünün bope olduğunu göstermektedir. film vizyona girdiği brezilyada en çok izlenen filmler arasında kendine yer bulmuştur.
  • cidade de deus * varken epeyce bir yil sonra esamesi okunmaz bile. yine de, ucuzundan leziz bir caipirinha misali genzi yakiyor.
  • rio de janeiro da uyusturucu mafyası, polis ve ozel kuvvetler arasındaki siddeti ve siddetin boyutlarını anlatan filmdir. 27. uluslararası istanbul film festivalinde gösterimi yapılacaktır.

    --- spoiler ---
    komiser nacimiento rio da ozel bir polis kuvveti olan bope nin ilk adamlarındandır. fakat rio da bireysel silahlanmanın, ve hatta bireysel tufeklenmenin hat safhada oldugu favelalarda savasmak hem zor hem de cok tehlikelidir. bir cocuk bekleyen nacimiento, esinin de baskısı ile bu isi bırakacagı güvenilir bir polise ihtiyac duymaktadır. bu nedenle, ogrencileri arasında bulunan iki polise yogunlasır, matias ve neto. matias bir yandan okuluna devam etmekte, ama polis oldugunu kız arkadasından bile saklamaktadır. sosyoloji derslerinde foucault okumaları yapmakta, geceleri uyusturucu satanlar ile savastıgı favelalarda, gunduzleri sivil toplum orgutlerinde aktivitelerde bulunmaktadır. neto ise bope aktivitelerini sorgulayamacak kadar inanclı ve davasında sadıktır. tek derdi kendini ispat etmek ve guvenilir adam olmaktır. nacimiento ise matiasın beyni ve netonun inancını birlestiremediği icin sonunda kaybeden adam olmaktan kurtulamaz. bope icinde bulunan bu uc adamın hikayesini anlatan film, esasında rio de janeiro da bireysel silahlanma, uyusturucu, polis siddeti ve gündelik siddet uzerine yogunlasmakta, ve acıklıkla gosterdikleri ile elestirmektedir.
    --- spoiler ---

    (bkz: surveiller et punir)
  • memleketinde korsan satış rekoru kırmış bir gişe (!) filmi. 27. uluslararası istanbul film festivali bünyesinde gösterime girdi. film, bugünden on yıl öncesini aktarıyor. andré batista'nın kitabından bráulio mantovani senaryolaştırmış ve josé padilha yönetmiş.

    hiç kimse değil de, bu filmi pana film takımı, soner yalçın ve ayrıcana osman sınav'ın izlemesini tavsiye ediyorum.
    (bkz: bope)
    (bkz: the elite squad)
  • "bu brezilyalıların küçüğü büyüğü artis doğuyor her halde" izlenimi bırakan film!

    ayrıca, polis teşkilatını yerin dibine geçirmişler...iyi cesaret!
  • brezilya yapımı, polis yozlaşmasını konu alan bunun çözümünü de "dinsizin hakkından imansız gelir" felsefesini şiar edinmiş film. film de "kötü" insanlara işkence normal bir şey. insanları öldürmek de normal bir şey.
    ekonomik olarak çökmüş bir ülkede kişi ve kurumların yozlaşması normaldir. bu yozlaşmanın önüne geçmek için de yozlaşan herkesi öldürmek çözüm değildir. önemli olan hastalığı tedavi edebilmektedir. yoksa sen özel birimler kurup yakaladığını öldürürsün ama senin öldürdüğünün bin katı aynı gün o kötü yola düşer. karakterlere katılmaya çalışılan insani yön de gayet başarısız. bir çocuğun ölümünden kendini sorumlu tutarken yapılan eylemlere bak. o sırada acaba kaç kişi öldü? yani insani yönünüzü çıkartıp rambo serisi izler gibi aksiyonun tadına varmak isteniyorsanız güzel ve etkileyici film. ama bir de filmin arka planına bakıldığında övünülen ve etkilenilen tüm sahnelerin aslında 'insan'lığın yüz karası sahneler olduğunu görebiliriz. hele ki son sahne...
  • brezilya, rio.sokak aralarında çetelerin cirit attığı bu cennette suça karşı savaşan polislerin yozlaşmışlığı arasında asker terbiyeli özel tim.aranızda city of god'u izleyenler aşina olucaktır bu dediklerime , ölümün ve uyuşturucunun samba yaptığı sokaklarda masumların , çetelerin , polislerin ve adından söz ettiğimiz elit tim'in öyküsü ele alınmakta.kafataslı ve silahlı amblemi ile kötü polislere ve çetelere korku salan bu tim'in başındaki nascimento'nun doğacak olan çocuğunun geleceğini ve dolayısıyla kendi ruh sağlığı nedeniyle işi bırakmakya karar vermesi neticesinde kendi yerini devredecek birilerini arayışına girmesi ve hemen kucağına iki tane namuslu polisin (matias ve neto) düşmesini konu alıyor.

    bahsedilen namussuzluk ve yozlaşmayı hakkı ile veren bir film.karakterlere verilen ağırlık sayesinde ve olay örgüsünü yüsek bir tempoda ilerleten film seyiriciyi sıkmıyorda.riodaki düzeni güzel bir şekilde yansıtırken polis içindeki kokuşmuşluğu açık bir dil ile ekrana getiriyor.bu yıl ki başarılı yapımlardan.
  • tamamen yozlasmis bir polis teskilatinda carklara uymayan kalmamistir. yeni tegmenlerden neto (caio junqueira) ve andré matias (andré ramiro) safca bu carklarin dislileri arasinda ezilmeye baslamislardir. bu esnada brezilya ozel birligi olarak anilan bope'un takim komutanlarindan ikisi emekli olmaya hazirlanmaktadir. ozellikle asiri stresten oturu bunalan bu kisiler yerlerine alabilecekleri yeni takim liderleri aramaktadirlar. alpha takimi kaptani capitão nascimento (wagner moura) yerine gecebilecek kapasitede oldugunu dusundugu kisileri bir catismanin ortasinda bulur... neto ve andré. peki onlar bu stresli ozel tim gorevi icin yeterince iyiler mi?

    on bilgi olarak, filmin konusunu aldigi ve uyarlandigi kitap 2006 yilinda yayinlanan elite da tropa. iki eski bope askeri? andré batista ve rodrigo pimentel'in sosyolog luiz eduardo soares ile ortaklasa yazmislar bu kitabi.

    brezilyada ozellikle de rio'da yozlasmanin had safhada oldugunu cidade de deus ile gormustuk. cocuk suclular, uyusturucu trafigi ve rusvet alan polisler. yine temel ayni sayilabilir. tarz konusunda ise kimse kusura bakmasin, iki film tamamiyle farkli. siddet noktasinda gosterme ve hissettirme konusunda bir farkliliklari yok ama anlatilma biciminin ayni oldugu gorusune kesinlikle katilmiyorum. cidade de deus'da siddetin dozaji tepeye vardiginda bile siirsel bir bakis acisiyla olaya yaklasirken, tropa de elite'de ise siddet tum dogal pisligiyle birlikte sunuluyor. daha ikinci paragrafta bu kadar cidade de deus dedin, hani farkliydi diyenler icin; ayni kokenden cikan iki filmi karsilastirmamak, veri olarak ele almamak mumkun degil diyebilirim sadece.
    cidade de deus'da fernando meirelles'in yapmayi en cok sevdigi yoldan her seyi goruyorduk. fotograf kareleri. cok guzel bir sekilde genele yayilan bu durum izleyiciyi tam manasiyla avucunun icine aliyordu. rio sokaklarinin, hele ki kenar mahalle sokaklarinin artik bok cukuru olduguna eminim. ates olmayan yerden boyle zift gibi duman cikmaz arkadasim.
    neyse dagittim. tropa de elite'te josé padilha fotograflardan uzak, surekli hareket eden, surekli takipte kameralar kullanmis. sagdan soldan, asagidan ve yukaridan cekimler. cidade de deus'da %90 civarinda hareketli kamera vardir ama kameralardan gecis olmaz pek. yani tek kameradan izleriz veya izliyormus gibi hissettiriliriz. bunda ise birden fazla aciyla, her an, ansizin degisen acilar mevcut. kisaca bicem acisindan oldugu kadar teknik acisinda da farkliliklar var. bu teknigin tercih edilmis olmasi en baslarda iyi gibi gelse de bir sure sonra izleyiciyi fazla yoruyor. tam odaklanamama gibi bir soruna yol aciyor. bunu bir eksi olarak not alalim.

    senaryo acisindan bakildiginda, gerceklerden yola cikildigi icin oldukca bastan kabulcu olmak gerekiyor. oldukca degisik bir kulturu ve yasam tarzini aninda icsellestirebilmek ve hatta ogutebilmek zor geliyor. sahsi kanaatimce boyle olmasinin en buyuk sebebi yeterince genis aciyla olaylari ele almamasi. sudan cikmis balik gibi izleyiciyi kaldirimin ustune koyup tepesine cifteliyle ates ediyor film. fakat tam tersi olur da aninda moda girebilirseniz o zaman alinacak keyif katlaniyor. bir tercih meselesi olmus bu.

    bir de bu adamlar muzikten anliyor kesinlikle. filme yedirilen muzikler tam manasiyla super. biraz once soyledigim moda girisi saglayan seylerden birisi bu.

    gelelim ele aldigi konunun derinligine. bope'u bope'un icinde bulunmus bir (aslen iki) kisiden dinledigimizi unutmamamiz gerekiyor oncelikle. bope'a girisin ne denli zor oldugunu filmde goruyoruz. bu sartlar altinda bope'dan ayrilmis bile olsa bir kisinin sonradan bope ile ilgili anlatacaklarinda onlara direkt olarak giydirecek, elestirebilecek bir yapida olmasini beklemek cok hafif kaciyor. sosyolog arkadas ne denli etkili olmustur bilemiyorum tabii ki yine de yonetmeni bu noktada kutlamak istiyorum. bope'a dair sempati olustugu anda o sempatiyi oldurecek hareketleri gozumuzun onune sermis. ben acikcasi bope'un su sartlar altinda olmasi gerektigi gibi oldugunu ama hangi sartlar altinda olunursa olunsun hicbir yerde var olmamasi gerektigini dusunuyorum.
    ozellikle nufus, carpik sistem gibi sebeplerden oturu kenara atilan, dogal ihtiyaclardan bile yoksun birakilan insanlarin dramini gormezden gelmiyorum. fakat bu noktada bir durmak gerekiyor. bope'un baskin yaptigi anlarda etrafta oylece aptalca dolanan insanlar, saskinlikla tufeklerle burun buruna gelenleri gozumun onune getiriyorum. bunlarda o yoksunluk icindeler ama hepsi suc bataginin, beyaz tozun icine burunlarini daldirmiyorlar. bope'un tavir ve hareketleri "cok uc durumlarda" degerlendirilmelidir bu sebeple. bir yandan etraftaki masumlar olacak, bir yandan o masum sandigin kisinin sirtindan cikabilecek bir tabancayla kursun yeme riskin. oyle pis yani. ortam pis, bope pis, film ise harikulade demek gerekiyor.

    uzun zamandir izledigim en saglam islerden birisi diyerek abartmis olmam inanin. cidade de deus'u izlemis bir bireyin onu izlememis gibi yaparak izlemesi arkasindan ikisini artilari ve eksileriyle karsilastirmasi gerekiyor. sayet izlemediyseniz o filmi zaten dayakliksiniz demektir. iflah olabilmek icin once onu sonra bunu izleyin ya da tam tersi sizin tercihiniz. izleyin yeterki. aferim.
hesabın var mı? giriş yap