• (bkz: mother nature)
  • ayni zamanda cengiz aytmatovun da yayıncılık'dan cikan kitabi.
  • (bkz: mother earth)
  • ayni zamanda, y: memduh ün o: fatma girik, tamer yigit, suphi tekniker, yavuz selekman , 1973 yapimi dram.
    ‘‘çocuklarım için’’ adlı bir hint filminden uyarlanan filmde, mutlu bir evlilik yaptıktan sonra birden yazgısı ‘‘kara talih’’e dönüşen köylü bir kadının öyküsü anlatılıyormus*
  • dalaman da konuçlanmış şirin bir tandır, sackebapçı.
  • mekana bir ciftlik havasi koklatilmis oldugu ama bunun kalici bir koku oldugundan suphe duyuldugu da bilinmelidir.
  • eski dinlerde görülen, dünyanın ve yeryüzünün kişileştirilmesinden oluşan bir terimdir. gökyüzüne de baba dersek, evrenin o günkü bakış açısıyla bu şekilde oluştuğu söylenebilir. yani, tıpkı erkek ve kadının arasında gerçekleşen bir döllenme gibi biri üstte öbürü altta evren gökyüzü ve toprağın, yan, dünyanın çiftleşmesinden oluşmuştur.
  • (bkz: gaia)
  • bir çırpıda okunan cengiz aytmatov romanı.bir kö$esinden mutlu komunizm senaryosudur,diğer taraftan hüzün,sorumluluk duygusu ve umut koklatır.ayrıca kitap boyunca mutluluk duygusunun renkli renkli anlatımına rastlarsınız.
  • dalaman ortaca arasındaki doğa dostu, ilginç restaurant. masanıza oturduğunuzda önünüze serilen basılı evrakta (ne denir ulan buna) insanoğlunun şehir hayatından ne kadar sıkıldığı, stres altında olduğu bu yüzden de doğaya dönmek istediği anafikirli bir metin bulunur. bir kaç kere gitmeme rağmen tamamını okuyamadım, çok uzun. ama mekanın stresime, gerginliğime zerre faydası olmadı onu da baştan söyleyeyim ki beklentinizi yüksek tutmayin

    böyle ilginç levhalar, patronun komik olduğunu düsündüğü şeylerle dolu etraf. mesela tuvaletinde sifonu çekmeseniz kapı açılmaz şeklinde bir levha var. denemeye cesaret edemedim o yüzden doğruluğunda emin değilim. ayrıca yerlere izmarit atanın hesabının ikiye katlanacağına dair uyarılar da asılı sağda solda. bunu da denemedim. güvercinler, tavşanlar, balıklar falan var. tabi bir de kediler. kediler semirmiş ayı gibi olmuşlar.

    pazar kahvaltıları için güzel mekan. köy kahvaltısı olduğunu iddia ediyorlar ama yok öyle bir şey. reçel, peynir, zeytin ve domates her metropolde bulunabilen evrensel yiyecekler çünkü. yalnız kendi üretimleri olan ekmekleri lezzetli. onu da belirteyim.

    iki kişilik kahvaltı istediğinizde rahmetli dedemin evinde 15 kişilik sofrada yaptığımız kahvaltılara yakın miktarda malzeme geliyor. obezite sorununuz yoksa bitirmeniz mümkün değil. bu durumda iki ihtimal var. ya artanları döküyorlar ki bu doğa dostu, duyarlı mekan imajıyla hiç örtüşmüyor. ya da artan kahvaltılıklar müşteriden müşteriye bayrak misali dolaşıyor.

    öğlen ve akşam yemekleri için de fena mekan değil. yalnız dalaman ortaca arasında bulunan bir tesis için tuzlu biraz. bölgede balık ucuz olmasına rağmen balık yerseniz sokuyorlar amiyane tabiriyle.

    eğer muğla antalya yolunda bir yerlerde karnınız acıkırsa uğranabilecek bi yer. ama biraz dişinizi sıkıp göcekle fethiye arasındaki dağ yolunda sağınızdaki cepte göreceğiniz sarı minibüste köfte yemeniz daha mantıklı. şahane bir manzarası var ve köftesi de güzel. yalnız köfteci amca "manzaram güzel, köftem güzel, yerseniz ekime yemezseniz skime" felsefesini benimsemiş bir esnaf. ilgi, alaka bekliyor, kendinizi velinimet gibi hissetmek istiyorsanız burada da yemek yemeyin. boşuna gerilmeyin. ben kavga ettim, gerildim ordan biliyorum. buraya gelmeden aşağıda bir köfteci daha var. ben inadımdan orda yiyorum ama pek tavsiye etmem. ilgi alaka var ama ne manzara ne lezzet açısından sarı minibüslü ihtiyarla yarışamaz.

    konumuza dönecek olursak, uğranabilecek, yemek yenebilecek değişik bir yer. ama "ulan şu toprak anaya gidip de bir yemek yesek, burnumda tütüyo valla" denecek bir mekan değil.

    (bkz: gurme tadında entry girmek)
hesabın var mı? giriş yap