54 entry daha
  • izlediğin en sıkıcı filmlerden biri. resmen içim bayıldı poooooooof diye inledim evde. her yorumcunun "kesinlikle en iyi film ve yönetmen ödülünü almalı" demesinin tek sebebinin avatar olduğunu düşünüyorum. avatar'a bok atma dönemi geçti, şimdi karşısındakileri yüceltme dönemi başladı.
  • --- spoiler ---

    böyle battal gazi tadında sigarasını yakıp müsamereye gider gibi bomba patlatmaya giden coni deli danalar gibi üzerine araba süren ıraklı ile empati kurma derdine giriyor ya da iki film aldığı küçük çocuğun öcünü almak için şehrin derinlerine dalıyor.

    ulan ibne çocuklara çok meraklısın madem kendi çocuğundan başlasan nasıl olurdu. evangeline lilly de cabası.

    bir yandan harika bir savaş ortamı, çatışma ortamı yaratmışsın, asker psikolojisi üzerine ince detayları sunmuşsun sonra da klişenin köküne kadar batıyorsun.

    --- spoiler ---

    oscar filan bilemem ama cannes da esamesi bile okunmazdı bu filmin.
  • en iyi film oscar'ının sahibidir.
  • oscar'i kaparak kendisini birakip genc hatuna kacan eski kocasinin milyar dolarlik 10 senelik gorsel saheserine en yuce kapagi takmis olan degerli kathryn bigelow'un basarisi tescillenmis savas filmi

    edit: zamanin otesine gonderen sevgili beyler, avatarcilar, anti-amerikan jargonuyla sukse yapmaya calisanlar: bu kadar mi koydu??
  • evet, iki gün önce izlediğim film için yorumumu bu ana saklamıştım; izlediğim en kötü filmlerden biri.
  • avatar' a overrated diyenler acaba bu filmin aldığı 6 oscar için ne diyecekler?
  • bu film (ideolojisinden vs. ayrı olarak) en iyi yönetmen dalında rakiplerinden çok daha üst seviyedeydi zaten, bunu objektif olarak kabul etmek gerekiyor. ayrıca sadece filmi izleyen bir kişinin (örnekse ben) filmi direk militarist veya milliyetçi olarak değerlendireceğini zannetmiyorum. ve fakat törende yönetmeninin yaptığı açıklamalarla birlikte değerlendirdiğimde, en iyi film ödülünü almasına sevinemiyorum.
  • kazandığı 6 oscar'la amerikalıların kıroluk düzeyindeki milliyetçiliklerini hiç azaltmadan devam ettirdiklerini bağıra bağıra ilan etmiştir.

    en anlaşılması güç, soyutluğun dibine vurmuş filmlerde dahi, eksik olmayan olay örgüsünden olabildiğince uzak; bir bomba imha ekibinin birbirinden tamamen bağımsız operasyonlarını arka arkaya çekmenin bir film oluşturabileceğini zanneden bir yapımdır.
    avangarde bir belgesel yöntemi olarak lanse edilseydi bu kadar sinir bozmazdı en azından. bir dalda ödülünü alır, filmdeki klişelere yakışır şekilde teşekkürlerini sıralar, köşesine çekilirdi.

    hee bu arada; o genç, bombaları imha ederken, o bombaları oraya yerleştirenlerin, uzaktan kumandanın bir tuşuna basıp patlatmamasını da academy üyeleri heralde "oğlum öyle olursa film olmaz" gibi bir hoşgörüyle karşıladılar. ama ben yapamadım...
  • the hurt locker filminin politik bir amac gutmedigine; daha cok basrolde oynayan ekibin psikolojik analizini yapan ve az biraz da savasi elestiren bir film olduguna inaniyordum ki sayin bigelow'un oscar odulunu aldiktan sonra yaptigi konusmayi dinledim ve tum fikirlerim degisti.
    avatar gibi savasi elestiren bir film kaybederken the hurt locker gibi savasi mesru sebeplere dayandirmaya calisan bir filmin kazanmasi da oldukca dusundurucudur.
  • oscar ödüllerinin bir amerikan ödülleri olduğunu hatırlamamıza vesile oldu. yani kızamıyorum sonuçta amerikancılık hassasiyeti yüksek olan bir diyar orası.. amerika'nın yenildiği bir filmin değil de bir amerikan askerinin başından geçen kahramanlık güzellemesinin ödülü kapmasında bir anormallik yok bu nedenle

    sinemasal olsun, politik olarak olsun evrensel değerlere göre elbette hakketmedi oskarı moskarı ayrı mesele
194 entry daha
hesabın var mı? giriş yap