• algı kapıları olarak türkçeye imge kitabevi tarafından 1995 martında çevirilmiş olan kitap. kitapçılarda bulmaya çalışmak anlamsızdır, siz en iyisi hiç kasmadan doğrudan (bkz: sahaf)
  • aldous huxley, 6 mayıs 1953 günü saat 11 sularında kanadalı genç psikiyatrist dr. humphry osmond'un gözetimi altında laboratuar koşullarında 400 mg. meskalin sülfat'ı oral yolla alır. sonrasında "adem'in yaratılışı esnasında hissettiklerini yaşadığını" söyleyeceği bir trip geçirir ve bu trip esnasında bahsi geçen kitabı için çeşitli notlar alır. doors of perception bir insanın psikoaktif uyuşturucu etkisi altındaki sayıklamaları değil; üzerinde uzun süre çalışılmış bir eserdir ayrıca.
  • (bkz: the island)
  • aldous huxley adlı yüce şahsın yazdığı bir kitap. kitaptan öte notlar demek daha doğru olur. huxley'nin deney amacıyla güney amerika yerlilerinin peyote adını verdiği bir uyuşturucunun özü olan (ki bu madde sanıyorum vücutta salgılanan adrenalinin değişmiş hali gibi bişey) meskalin adlı uyuşturucu maddeyi alma deneyimini ve bundan çıkardığı sonuçları topladığı kitap.

    kitabın başında ve kitap boyunca sürekli, kendisinin hayal gücünün çok kısıtlı düzeyde olduğunu ve bu yüzden rüyalar ve hayaller yerine gerçek dünya üzerinden halüsinasyonlar gördüğünü belirtir

    kitabın özü ve isminin kaynağı şudur: bizim şu andaki dünya algımız yaşamımızı sürdürebilmek üzere koşullandırılmıştır (bkz: darwinizm). ve algı kapılarımız algılanabilecek başka şeyleri süzer. meskalin sayesinde beyne glikoz gitmesini engelleyerek beynin bu gardiyanlık görevini sekteye uğratabiliriz ve böylece şimdiye kadar algılayamadığımız şeyleri de algılayabiliriz.

    kitapta kumaşın kırışılıklarının ne kadar mucizevi geldiğinden ya da renkleri ne kadar parlak algıladığından bahseder. ve bir yerden sonra tasavvuf edebiyatı yapmaya başlamış gibi gelmeye başlamıştı bana. çünkü sonuç olarak şöyle bir yere varır: "meskalin almış insan algılamaktan o kadar zevk alır ki, algıladığını anlamaya çalışmaz." tasavvuf da zaten varlıkların içindeki tanrıdan dolayı varlıkların insana huşu vermesi felsefesi değil midir?

    kitap insanda uyuşturucu alma isteğini(özlemini) aşırı derecede kışkırtır. ve fakat transa geçmenin başka yolları da mevcuttur (bkz: trance).

    son söz: daha önce transı yaşamamış veya rasyonaliteden kurtulamamış olanlar için kitabın daha az şey ifade edeceği kanısındayım. vice versa.
  • bulmak icin sahaflara gitmeye gerek olmayan, en basitinden, ankara'da dost'ta bile olan arastirma kitabi, bu kitabin devami olan cennet cehennem (heaven and hell) ile ayni ciltte satilir.
  • 2003 itibariyle 2. basımı yapılan kipatı sahaflara gitmeden, her tarafta karşılaşılan envai çeşit kitapçıda da bulabilmek artık mümkündür.
  • " hepimiz birlikte yaşarız, bir diğerimize etki ve tepki yaparız; ama her zaman ve her koşulda kendi başımızayızdır. şehitler savaş alanına el ele giderler, tek başlarına çarmıha gerilirler. birbirine sarılmış aşıklar umutsuzca yalıtılmış sevinçlerini tek bir benüstülük halinde kaynaştırmaya çalışırlar. boşuna. doğası gereği her vücut bulmuş ruh yalnız olarak acı çekmeye ve zevk almaya mahkumdur. duyular, duygular, iç görüler, hayaller . . . bütün bunlar özeldir ve sembollerle ikinci ellerin aracılığı dışında iletilemez. deneyimler hakkında bilgi biriktirebiliriz, ama deneyimlerin kendilerini biriktiremeyiz. aileden ulusa her insan grubu bir ada evrenler toplumudur.

    çoğu ada evrenler nihai anlamayı, hatta karşılıklı anlaşmayı veya " duygu paylaşımını " mümkün kılacak derecede birbirine benzer. yani kendi mahcubiyetlerimizi ve utançlarımızı anımsayarak benzer koşullarda diğerlerinin kederlerini paylaşabiliriz, kendimizi onların yerine koyabiliriz (her zaman, elbette, biraz uzak kalarak). ama bazı durumlarda evrenlerarası iletişim tamamlanmamış, hatta var olmamıştır. zihin belleğin kendi yeridir ve delilerle olaganüstü yeteneklilerin yerleri sıradan erkek ve kadınların yaşadıkları yerlerden o kadar farklıdır ki, anlama ve benzer duygulanım temeline hizmet için belleğin çok az veya hiç ortak zemini yoktur. sözcükler seslendirilir, ama aydınlatamazlar. sembollerin gönderme yaptıkları şeyler ve olaylar karşılıklı özel deneyim alemlerine aittir. " * *
  • bir zamanlar teşvikiyede konuşlanmış the doors sandwich houseun kapıları da böyleydi işte.
  • bergson'un algı ve hafıza ile ilgili teorisini referans almaya çabalar bir alıntıya sahiptir. evrende olan biten her şeyin algılanabileceğinden falan bahseder, o ha dedirtir.

    huxley, d.c broad'dan alıntı yapıyor: "that we should do well to consider much more seriously than we have hitherto been inclined to do the type of theory which bergson put forward in connection with memory and sense perception. the suggestion is that the function of the brain and nervous system and sense organs is in the main eliminative and not productive. each person is at each moment capable of remembering all that has ever happened to him and of perceiving everything that is happening everywhere in the universe. the function of the brain and nervous system is to protect us from being overwhelmed and confused by this mass of largely useless and irrelevant knowledge, by shutting out most of what we should otherwise perceive or remember at any moment, and leaving only that very small and special selection which is likely to be practically useful."
  • izmir'deki kitapçılarda şu sıralar bulunabilen kitap.
hesabın var mı? giriş yap