11 entry daha
  • hürriyet cumartesi'de aa tatil falan diyor diye gayri ihtiyari yazısını okuma gafletinde bulundum. tatile giden dadılar hakkında yorumlarda bulunmuş. insanın sen kimsin diye suratına sorası geliyor.

    http://www.hurriyet.com.tr/….asp?yazarid=362&gid=61
  • bence sadece "moda gundemi" yazmali. bugun hurriyet anne-cocuk sayfasinda son derece saygisiz bir yazi yazmis. 4 yasinda bir cocuk annesi olarak kendisine buradan seslenmek istiyorum:
    1. dadilar parayla satinalinabilen koleler degildir.
    2. rahatinizdan tatilde bile vazgecemeyip, yuzme bilmeyen bir kadincagizi sirf rahat etmek adina bir tekneye tikiyorsaniz olabilecek aksilikleri hesap etmeliydiniz.
    3. malesef ki cogunlukla cocugumuzu emanet ettigimiz insanlar bizimle ayni duygu, dusunce seviyesine ve hayat felsefesine sahip degil. eger illaki de boyle birini ariyorsaniz paraciklarinize kiyacaksiniz. kesinlikle emin olun ki bu kisi daha once ailesiyle mavi yolculuga cikmis ve yuzme biliyor oldugundan sizin muhtesem tekne yolculugunuzu berbat etmeyecektir. isin cozumu sizde yani, yeterki paraya kiyiverin.
    4. herhalde cocugunuz sadece bir yumurta ile yapilmis bir tencere corbayi bitirmeyecekti bir ogunde. bir kase corba icindeki yumurtadan bir halt olmazdi. bosu bosuna hem dadinizi demoralize ediyor hem de tatilinizi tatsiz hale getiriyorsunuz.
    5. evet haklisiniz herkes gorevini 4/4'luk yapmali ama yapmayanlarin "kafasini tupsuz bir sekilde havuza gommek" arzunuz gercekten igrenc! sanirim sinirleriniz epeyce yipranmis. bence bir profesyonelden yardim alin.. aksi takdirde 2 ayda bir dadi degistiren ve cocugunuzu mutsuz eden bir anne olacaksiniz.
    6. yukarida anlattiklarimi gercekten dikkate alin, ise yarayacagini garanti ediyorum.
    7. yine de iyi tatiller
  • 12 haziran 2010 tarihinde yazdığı yazıyla ne yapmaya çalıştığını anlamadığım kişi. insan annelik baskısıyla falan dadısına mantıksızca kızabilir belki ama bu yazıyı yazıp, kontrol edip yollayana kadar bir durur, kendisine "ne yapıyorum ben?" diye sorar. bir gazete sütunu ve bir miktar para insanı bu kadar mı burnu havada yapar kardeşim? söyledikleri ayrı mide bulandırıcı, üslubu ayrı. dadısı bebeğini alıp peşinden geliyormuş, kendi çocuklarını ve kocasını özlüyormuş da sibel arna bundan rahatsız olup köşe yazısı yazıyor.

    ben dolaylı yoldan twitter'da millete laf sokana kadar, "büyüklük bende kalsın" deyip de vazgeçiyorum, en büyük ulusal gazetemizde çıkan yazıya bak. kusursuz bir dünyada bu yazı ahlaksızlık içerdiği için kovulma sebebidir bence. ama biz ahlaksızlığı hep başka şeylerde arıyoruz.
  • bence yazmamalı... gazeteciliği bırakıp evinde çocuğu ile uğraşsın...ama çocuğa da yazık...
    okuduğum yazısı bir gazeteciden çok sonradan görme bir sosyetiğin "ay şekerim biz geçen gün tekne gezisine çıktık, çocukları alıdık, o kadar sosyetiğiz ki dadıları da aldık, onlar da bi havaya girdiler kendilerini insan sandılar iyi mi ahahahah" konulu tatil hatıraları şeklinde..
    yazık, bir sürü pırıl pırıl genç gazeteci iş sahibi olmak için uğraşırken bu kadın hem de hürriyette yazıyor...

    dünya tuhaf....
  • tanimam kendisini, lakin sol frame´de adini görüp ilgili yazisina tiklayinca isini iyi yapmayan dadilarin "kafasini tüpsüz bir sekilde havuza gömmek" isteyen biri oldugunu ögrenmis bulundum. mesaj gayet acik: "paramla döverim". ay di mi sekerim, bu görmemisler denizi görünce birden civitiyor, böyle köle modundan cikiyo gibi oluyooleeaarr. ivrenc bisi!!! allah muhafaza isini yarim saat aksatmalari, denize 20 dakika bakmalari, uzun pacali donlarini katlayip kokmus ayaklarini suya sokmalari durumunda o ayaklari tutup tekneden asagi sallandirmak, o da yetmezse köpekbaliklarina atmak lazim gelir.
  • sözlük düşmanı ünlülere katılması an meselesi olan kadın (yazar demeye klavyem varmadı). zaten yazamıyor, sözlüğe sataşıp köşesine tık almaya çalışır artık, dadıları boğmaktan vakit bulursa tabii.

    edit: ya ben neyse bişey demiyorum ama öyle şeyler söylemek istiyorum ki şu kadına, öyle yeni de değil seneler önce çocuğu yokken yazdığı boş moda köşesinden beri. bok gibi yazıyorsunuz hanımefendiciğim. şahsi görüşümdür. bir de nora romi var bu ayarda. melis alphan'a şükrettiriyorlar, o derece.
  • bugünkü yazısını okurken ben utandım. ama kendisi bu yazıyı türkiye'nin en yüksek tirajlı gazetesinde yayınlatabilmiş.. yazık!
  • şahika koçarslanlı'nın köşe görmüşü. oğlunun dadısı olan teyze için sabır, kendisi için akıl fikir dilemekten başka elimden bir şey gelmez. keşke gelse....

    hadi yazıyı yazarken sinirle yazdın, insan okurken utanır, ayıp be...
  • son yazısında bi bihter gibi dudaklarını büzüp "aşşşaalıkk" demediği kalmış kadın. bir insan bir çalışanı bu kadar mı küçük görür, çocuğunu mutlu etmeye programlanmış bir robot muamelesi mii yapar. beş posta denize giremediği için aklı çıkmış da yanlış çorba yapmış bak sen.. itseydin denize, alsaydın hıncını anca rahatlardın. çünkü defalarca mavi tur yapmak senin hakkın ama çalışanının "keşke kocamla çocuklarım da burda olsaydı" demesi cinayet sebebi. e senin çocuğun sana festival gibi de onun ki kurbağa larvası mı, çalışması insanlığından çıkmasını mı gerektiriyor. çocuk doğurmuşsun ama anne yüreğini taşıyamamışsın yoksa bu cümle sana fenalık geçirten bi hayıflanma değil, bir annenin duyduğu özlem, paylaşma duygusu olduğunu anlardın. bi koca bulup bi köşe kapınca insanda bu kadar hava olur mu firdevs misin kızım sen? siz dadı maceralarınız gibi toplumu çok ilgilendiren(!) saçma sapan yazılar yazın sonra vay efendim ekşide benle ilgili kümülatif olarak negatif yazı var. sizin ne olduğunuzu anlamak için bizim entrylerimize gerek yok kendi yazılarınız gazetelerinizin arşivinde duruyor ve onları çocuklarınız da okuyacak.
  • 'kimdi yahu bu?' diyerek adına tıkladım ve kim olduğunu hatırlamamamın tamamen vücudumun savunma mekanizmasından kaynaklandığı kanaatine vardım. bu entry'yi yazar yazmaz tekrar unutmayı planlıyorum bu kişiyi.
    kendisi burnu düşse eğilip almayan insanlar şeklinde tanımladığımız bir gruba aitmiş bu yazıdan bu sonucu çıkarttım ben. bu gruptaki canlılarda görülen, insanları 'parası olan ve yaşamayı hakeden' ve 'parası olmayan ve kafası dalış tüpü olmadan suya gömülesiceler' olarak ikiye ayırma hastalığına yakalanmış. kocasını ve çocuğunu özleyen, kendi maddi şartlarıyla böyle bir tatile birlikte çıkmaları mümkün olamayacağından ailesinin de yanında olmasının ne de güzel olacağını dile getiren, böyle mekanları ailesinden ayrı gezdiği için bir yanı buruk kalmış bir insanı anlayamayacak kadar sadece kendi dünyasıyla ilgilenen biriymiş demek ki. ya da denize girmek istemek için illaki yüzme bilmek gerekmediğini düşünebilecek kadar.
    gerçi o kadar haksızlık etmemek lazım sibel hanım da bir an farketmiş ve belirtmiş zaten 'neden? nedeni basit. o da insan' diyerek. ama derinlerde bir yerde kendisini o insandan ne kadar yukarılarda gördüğü de çok belli. acaba hanife hanım'a gün içinde dinlenmesi, ihtiyaçlarını gidermesi, bir nefes alması için ayrılmış bir zaman var mıydı onu da çok merak ettim ben. gerçi gerek yok fakirler yorulmaz, çişleri gelmez, başları ağrımaz, bi şeyler içmek 'bir kahve / sigara molası vermek' gibi aktiviteler onlar için değildir. kim için üzüleceğimi bilemedim.
381 entry daha
hesabın var mı? giriş yap