sevgililer günü

• hoşgelmiştir.
• 5 dakika önce başlamış olan gün. haydi gençler kapışın^*!
• (bkz: gece 12'de sevgililer günü entry'si girmek)
  (bkz: yalnızlığın anlaşıldığı anlar)
• yalnızların en çok politikleştiği gün...kahrolsun kapitalizm!
• yalnız olmayanların da en çok politikleştiği gün... kahrolsun kapitalizm! kahrolsun sevgililer günü piyasası!
• aziz valentine yaşasa sövmekten ağzının yamulacağı gereksiz gün.
  
  henüz sevişememiş ergenlerin yeni umut kapısı. ısrarla hediye bekleyen sevgiliye, sevişmeyi garantileyecek kadar pahalı bir hediye alınır ve mümkün olan bütün tali yollara girilir.
  
  ben ki; manitalar gününe her zamanki stratejilerim çerçevesinde sap giren biri olarak, eğer bir sevgilim olsa, sevgilinin 14 şubat beklentisine dayanamayarak bim'den aldığım onlu çokoprens ile kapısına dayanır, gerekirse bu kapıya dayanışımı bahçeden yolduğum çiçekle desteklerdim. lakin kesinlikle 14 şubat ta değil. onbeş şubat olur, 7 mart olur, tarih önemli değil be.
• lost'ta hurley'in başını yakan, hayatını kaydıran rakamlar neyse dostlar, başta erkekler olmak üzere pek çok kişinin canını sıkan, bizleri yaşamaktan soğutan rakamlar da 14/2. lost'taki gizemli sayılar kadar olmasa da, bu rakamların, yani rakam ve ayın üzerimizde etkisi büyük. eğer bir gün, miladi takvimde modifikasyona gidilse ve özellikle erkeklere 365 gün içinden hangi tarihi çıkartalım diye sorulsa, tüm erkekler istisnasız bu tarihi verir gibime geliyor.
  
  bildiğiniz yıkım günü bu gün. 2012'ymiş, marduk'muş, nostradamus'un kehanetleriymiş falan hikaye. 14 şubat gelmeden birkaç hafta önce sendroma giren; "sevgilime ne alacağım", "alacağım şeyi sevgilim beğenmezse ben ne yapacağım", "kendime nasıl ödenek çıkartacağım", "hediye düşünmekten en sonunda kafayı sıyıracağım" diyen kaç kişi tanıdım ben. hatta tanımakla yetinmedim, bunlardan biri bile oldum. sevgilisi olmayan ve bu günü dertsiz, tasasız geçiren arkadaşlarımın yanında the others'tan biri gibi hissettim kendimi. ölmeden ve kıyamet kopmadan 14 şubat yıkımıyla, eşşiz travmasıyla, malum gün gelene dek ne yapacağını bilmeyen keçi sendromuyla yüzleşen arkadaşlarım hep çuvalladı, hep dert sahibi oldu. buna ben de dahilim.
  
  14 şubat'ı çıkaran veya böyle bir günün çıkmasına vesile olanların allah topunun cezasını versin. oh be!
• bianet'ten 2 güzel yazı:
  
  "aşk olsun" - bülent kale
  "aslında her çiftin bir özel günü vardır. ama sistem detayları sevmez, farklılıktan hoşlanmaz, çeşitlilik sinirini bozar. var gücüyle kendi tüketici formülünü dayatır. 14 şubat bir yanıyla tüketim kültürünün bir uzantısıdır elbet, bir yanıyla da sistemin tektipçi yanını ifşa eder."
  http://www.bianet.org/…anet/toplum/120046-ask-olsun
  
  "sevgi emekse aşk demokrattır!" - faruk arhan
  "aşk dünyasında mutlu biri, dünyayı mutluluğuna ortak etmeye çabalayabilir. böyle biri, insana ve emeğine, varlığına ve kökenine, kimliğine ve kişiliğine değer verir. keza aşk kötülüğü değil, vicdanı yani iyiliği esas alır ve emreder."
  http://www.bianet.org/…sevgi-emekse-ask-demokrattir
• 'şimdi uyusam tarih atlar mıyım?' diye durmadan kendi kendime sormama sebep olan gün.
• gokhan ozgun zamanında çok farkli bir şekilde ele almiş bu konuyu, okuyup anlamaya değer ^*
  
  http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=247726