• henüz doğmamış olandır. doğduğu anda dünyaya barış, huzur ve mutluluk getirecek olandır. şu an dünyadaki tüm şiddet, savaş, açlık, ot, bok bu berberlerin saçları doğru düzgün, yani tarif edildiği gibi değil de kendi istedikleri gibi traş ettiği insanların çıldırması yüzünden ortaya çıkmıştır.

    ya çok zor bir şey değil ya. hakikaten. çok kısa olmasın diyorum. ne demek bu? ne demek lan göt? kısa olmasın demek. e sen ne yarrağıma beni asker traşı yapıp gönderiyorsun? çay, sohbet, muhabbet derken anasını siktin ama saçın. n'olucak şimdi? kim verecek bunun hesabını? lütfen ama. biraz dikkat.

    peki, "abi enseleri biraz kısaltsak daha güzel olu..." cümlemin bitmesini bile beklemeden bana saç ve kafatası hakkında bilimsel açıklamaya girmen de neyin nesi? amına koyim enseleri kısalt diyecektim altı üstü. adam bana ilk insanın kafatası yapısını anlatıyor. siktir.

    kaç insan bu bilimadamı kılıklı piç berberler yüzünden bir hafta şapkayla gezdi haberiniz var mı? berberler işini doğru düzgün yapsa şapka satılmaz lan bu memlekette. bakın aha buraya yazıyorum, sonra demedi demeyin, kesin bu şapka endüstrisinin gizli ajanları lan bu berberler.

    her neyse, şayet saçı tam tarif edildiği gibi kesen bir berber varsa kendisine ağırılığınca altın ve haremimden iki tane cariye verip sarayıma aldıracağım. sadece beni traş edecek. yeter lan !
  • içindeki çocuğu öldürmüş, esrik(?) duyguların berberidir. bu omuza da dayamaz he gidince.
  • evet bu olsa olsa kadın kuaförüdür. bizzat askerde test etmişliğim var. askerlerimden biri kadın kuaförüydü ve tereddütlü bir şekilde saçlarımı ona teslim ettim. sonuç muhteşemdi. şimdi sivil hayatta böyle bir berberin eksikliğini çekiyorum, dolayısıyla saçlarımı kendim tıraş ediyorum, mutluyum*.

    edit: yazım hatası.
    edit 2: birileri çekememiş yeteneğimi, sıkıntınız varsa sizi de tıraş edeyim.
  • benim berberim. hem de tam 5 liraya yapıyor bunu.

    (bkz: 3 numara)
  • biraz kassan belki bulabileceğin berberdir... ama ben olmadığına inanıyorum. varsa da ben görmedim tanımadım... eğer yaşıyorsa ve çıkmıyorsa da ortalığa tenesüf ederim. bilipte görenler haberdar etmiyorsa da allah sizi davul etsin ne diyeyim. neyse....

    asıl mevzu bu berber ve kuaför takımının o sempatik, şenşakrak görünümlerinin altında yatan psikopattadır... bu gizli psikopatlar saça karşı acayip bir kesme aşkı beslemektedir. evet kesme... yok edici gibi düşün bunu.
    saç, kıl, tüy, yün(!) gördükleri zaman onları bir düşman olarak algılayıp, yok etme hırsıyla allah ne verdiyse girişirler olaya. üstelik bunu yaparken o sempatik ve sakin güler yüzlü hallerinde en ufak bir değişim olmaz... yok edicimizin aynadaki suratına bakarken ne halt yediğini bu yüzden anlayamaz, istediğin şekilde kesecek umuduyla kendini ona teslim edersin... ama sonuç kabusun olur hep.
    (saçı keserken ki o kırt kırt makas sesinden, sebebi bilinmez bir şekilde orgazmdan daha fazla zevk aldıkları bile söyleniyor bunlar için.öyle diyolar bilemem!)

    bu sebepten bırakın istenen modeli, saçlarının sadece (bak sadece diyorum!) uçlarındaki kırıklarından kurtulmak için giden bayanların bile, her zaman bi 10-15 cm kesilmeden o koltuktan kalkamadıkları tespit edilmiştir acı bir biçimde. ve sırf bu sebepten bir çok bayan çatallaşmış o saçlarla ortalıkta dolaşıp göz zevkiinin içine eder ya erkeklerin. çünkü bilir hatun ucunu verse kökünü kaptıracak. korkar güvenmez bu kesici psikopatlara...

    yani demem o ki; istediğiniz model kısa olsun uzun olsun ne olursa olsun, her zaman istenilenden daha kısa olacaktır bu bilinçle gidin bunlara. bunlar hümanist görünümlü yok edicilerdir çünkü... evet.

    (bkz: tespit yapmanın verdiği garip gaz)` : eheh`
  • dört yapraklı yonca gibi nadir bulunan berberlerdir kendileri.
  • tipik türk berberinin içinde bulunması oldukça zor bir berber tipidir. he yok mudur dersek vardır elbet. ama çoğumuz bi süre sonra bu ütopik berberi aramaktan vazgeçip kendimizi ortalama bi berberin kollarına teslim ederiz. her seferinde; " bi kaç gün sonra kendine gelir nasılsa" diyerek avutaraktan.

    ben hep şunu bilir şuna inanırım ki; berber müşterisi kadar berber de özveri ve tevazu gösterse bu ülkede hiç kimse berber korkusu, ve berberden çıktıktan sonra aynayla yüzyüze gelme kompleksi yaşamaz. arkadaş müşteri olarak tevazu paçalarımızdan akıyo, yapayanlış bi makas darbesine bile o koltukta çıtımız çıkmıyo, öylesi sinmişiz ki bi yandan tv izleyip bi yandan saç kesen berberin sıçıp sıvadığını görüp gene de ses edemiyoruz.

    o değil detayıyla anlatmak teşebbüsünde bulunulduğu an berber direk mesleğine eleştiri okları gelmiş gibi " ben anladım demek istediğini sen merak etme " diyip sözünüzü kısa kestirip susturuyo. ve gene bildiğini yapıp ölçüyü ziyadesiyle kaçırmış oluyo. sanki biz para verilen kobaylarmışcasına bi muameleyle karşı karşıya kalarak, ve her salondan çıkışta; " bi kaç gün sonra nasılsa tam istediğim kıvama gelir" diye avunaraktan evin yolunu tutuyoruz.

    şu da ütopik düşüncemdir ki; bi gün bu ülkede herkesin kafa şekline ve saç yapısına uygun traş yapacak bi berber yetiştirdiğimizde abramovicler gatesler kadar zengin, top ten'e direk bodoslama girecek kadar meşhur bi işadamı çıkartacaz . işte o gün yurdun dört bi yanından insan trenlere uçaklara vapurlara atlayıp o berberin yolunu tutacak. kapılarında yatıp kalkacak. olacak bunlar.
  • (bkz: peri masalı)
  • 4 asırdır gelmesi beklenen mesih, kutludoğan.
412 entry daha
hesabın var mı? giriş yap