public display of affection
-
cok hos bir morcheeba parcasi.
they're for all to see
selfcontained lovers
welded orally
no run for cover
i'd join in the fun
if i had someone
but it seems i'm undone
these public displays of affection
surely your love must be new
i can't wait for my next rejection
i'm always the first in the queue
try to hold your soul
but i'll crush your spirit
why do i feel so close?
when i can't get near it
i'm flooded with fear
and it don't disappear
but i'm still standing here
these public displays of affection
surely your love must be new
so concious of my imperfections
i've never lost interest in you
these public displays of affection
surely your love must be new
you're natural overprotection
leaves me with nothing to do
these public displays of affection
surely your love must be new
i've got no time for reflection
my service is long overdue
(bkz: charango) -
ing. uluorta yiyismek
-
(bkz: pda)
-
ing. "kamusal alanda sevgi gösterisi"
-
(bkz: #12855559)
-
geçen ng'de maymunları gösteriyor çiftleşirken, savanın orta yerinde, dişi dört ayak üstünde, erkek arkasında arka ayakları üstünde, dik duruyor, hayvanın yüzü seçilebilecek biçimde; herkesin bildiği bir görüntü... erkeğin yüzünde hayvanlara özgü hiç bi ıkınma, gerilme veya sıkıntı ifadesi yok. etrafı kesiyor! adamın yüzünde gayet açık bi mesaj var "bakın ben çiftleşiyorum, diğer erkekleri yendim, kovaladım, dölümü bu dişinin içine akıtacağım, o da benim çocuklarımı doğuracak, bu dişinin sahibi benim"
mahremiyet dediğimiz şey büyük ihtimalle evrim sürecinde cinsel iktidar ve sosyal iktidar'ın ayrışmasından sonra, ki hayvanlarda ikisi aynı şey; sosyal iktidar sahiplerinin topluma bir dayatması olarak ortaya çıktı. bunu bi yana bırakırsak belki public display of affection değil ama public display of power için çok eskiden kalma bir alışkanlık hatta ihtiyaç diyebiliriz. -
temmuz'da, deniz kenarında, güneşin batmasına yakın bir vakitte, bir kara yolunda arabayla orta hızla seyrederken dinlemeden ölmek istemediğim şarkı.
-
tarafımdan çevirisi şöyle olan morcheeba şarkısıdır.
herşey ortada
kimseyi takmayan çiftler
bademcik ameliyatı yapıyorlar
saklamıyolar bile
bir manitam olaydı
ben de yapardım
ama görünen o ki tek tabancayız
ulu orta öpüşenler!
cicim ayları bitince görücem ben sizi!
ben nasıl olsa reddedilcem
reddedilcek ilk adam benim
istediğin kadar koru kendini
yine de ağzına sıçıcam(ruhen)
yanında bile değilim
ama yine de yakın hissediyorum
korkudan dizlerimin bağı çözüldü
ve hala önümde duruyor
ben ise burda kalakaldım
uluorta öpüşenler
cicim ayları bitince görücem ben sizi!
kusurlarımın farkındayım
seni sevmekten hiç vazgeçmedim ki
uluorta öpüşenler
cicim ayları bitince görücem ben sizi!
bu kendini koruma içgünüdün yok mu
elimi kolumu bağlıyor
uluorta öpüşenler
cicim ayları bitince görücem ben sizi!
oturup düşüncek vakit yok
benim zamanım çoktan geçmiş -
akip giden ritmine hasta oldugum morcheeba sarkisi.
o ritmin icinde kaybolmak istiyorum, baska bir sey dusunmek istemiyorum kendisini dinlerken. kapatiyorum gozlerimi, kendimi herhangi bir tatil beldesinde elimde dangalak bir kokteylle hayal ediyorum.
tabii ki bu hayaller dunyasinda yalnizim, olmak zorundayim. hakkini vererek "i can't wait for my next rejection" demedikten sonra, neye yarar ki bu sarki? -
dışarıdan görülebilecek şekilde sağda solda öbüşmek, (bkz: pda)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap