• hekimlik / halk sağlığı mesleğini yaptığı ve dilovasındaki çevre koşullarının insanları hasta ettiğini kanıtladığı için tck 213. maddesinde dava açılan onur hamzaoğlu'na desteklemek için açılmış web sitesi. aynı zamanda sitenin sloganı.

    www.onurumuzusavunuyoruz.org

    ana sayfadaki açıkla metni de şöyledir.

    "bir bilim insanı, kocaeli üniversitesi halk sağlığı anabilim dalı başkanı prof. dr. onur hamzaoğlu soruşturuluyor.

    ne için? insan, hekim ve akademisyen olarak topluma karşı temel görevini yerine getirdiği için…

    prof. dr. onur hamzaoğlu uzun yıllardır kocaeli bölgesinde yaşanan ciddi çevre ve sağlık sorunları ile uğraşmaktadır.

    2005 yılında “endüstri yoğun bölgelerde yaşayanlarda ölüm nedenleri: dilovası örneği” isimli çalışmasının sonuçlarını yayınladı ve kansere bağlı ölümlerdeki aşırılığı gözler önüne serdi. bu çalışmasını yerel ve ulusal bilim çevreleri ve siyasi otoriteler ile paylaştı. çözüm önerilerini 2006’da tbmm’ye sundu.

    o günden bugüne ne değişti? hiçbir şey!

    prof. dr. onur hamzaoğlu geçtiğimiz günlerde yürütücüsü olduğu yeni bir çalışmanın sonuçlarını basın aracılığı ile kamuoyuna sundu.

    soruşturma ve yargılama talepleri de bu açıklamadan sonra başladı.

    kocaeli üniversitesi’nde halk sağlığı, çocuk sağlığı ve hastalıkları ile tıbbi genetik anabilim dallarından akademisyenler ile birlikte yürüttüğü, üniversitenin bilimsel araştırma fonu tarafından desteklenen araştırmada annelerin ilk sütünde ve bebeklerin ilk kakalarında bazı ağır metaller ve eser elementler saptandı.

    sorumluluk sahibi bir bilim insanı olarak prof. dr. onur hamzaoğlu bu bilgiyi kamuoyuna açıkladı.

    bu açıklamadan kısa bir süre sonra “kan ve dışkıları bırakın, doğum yapıp çocuk emziren annelerin sütünde bile çinko, demir, alüminyum, kurşun, kadmiyum tespit ettik, tehlike büyük” dediği, basın yoluyla bu bilgileri açıkladığı ve bu vesileyle ‘haberin geniş halk kitlelerine ulaşmasını sağladığı, araştırma sonuçlarını halk arasında panik yaratmak amacıyla kullandığı” iddiasıyla yargılanması için büyükşehir belediye başkanı ve dilovası belediye başkanı kocaeli cumhuriyet savcılığı’na şikayet dilekçesi verdi. savcılık hazırladığı dosyayı, söz konusu fiilin incelenmesi amacıyla kocaeli üniversitesi rektörlüğü’ne gönderdi.

    üniversite izin verdiği takdirde prof. dr. onur hamzaoğlu, tck’nin 213. maddesi uyarınca 2 ila 4 yıl arasında hapis istemiyle yargılanacak...

    prof. dr. onur hamzaoğlu hakkında kocaeli üniversitesi tarafından bu gerekçe ile ceza soruşturması yürütülmektedir.

    bununla birlikte, sağlık bakanlığı kanserle savaş dairesi başkanlığı tarafından yukarıdaki gerekçelerle yök’e yazılan yazının, yök tarafından kocaeli rektörlüğü’nün bilgisine sunulması ve gereğinin rica edilmesi üzerine kocaeli üniversitesi rektörlüğü tarafından disiplin soruşturması açıldı.

    onur hamzaoğlu ne araştırdı ve ulaştığı sonuçlar nelerdi? neden rahatsızlık yarattı?

    dilovası organize sanayi bölgesi nedeniyle kocaeli bölgesinde ciddi çevre ve sağlık sorunları yaşanmakta olduğu bilinen bir gerçektir. kocaeli’de kurulması planlanan yeni organize sanayi bölgeleri bu konu hakkındaki tartışmaları kamuoyunun gündemine taşımıştır.

    kocaeli üniversitesi halk sağlığı, çocuk sağlığı ve hastalıkları ile tıbbi genetik anabilim dallarından öğretim üyelerinin katılımı ile hazırlanan ve prof. hamzaoğlu'nun yürütücüsü olduğu ve koü bilimsel araştırma destek birimi tarafından desteklenmekte olan son araştırma projesi ile, "kocaeli'nin dilovası ve kandıra ilçelerinde yaşayan gebelerden doğan bebeklerde ağır metal maruziyeti ile büyüme ve gelişme durumu" araştırılmaktadır. araştırma projesi kapsamında elde edilen kesin sonuçlara göre annelerin ilk sütü (kolostrum) ve bebeklerin ilk kakalarında (mekonyum) bazı ağır metaller ve eser elementlerin bulunduğu saptanmıştır.

    prof. dr. onur hamzaoğlu, bu sıra dışı ve ürkütücü bulguları kamuoyuna açıkladı ve tüm dünyada dürüst, sorumlu, cesur bilim insanlarının başına gelen onun da başına geldi: taciz!

    aslında bilim insanlarına yapılan bu tacizleri çok iyi biliyoruz.

    dr. irving selikoff, 1964’te asbestoz insan sağlığına zararlıdır dediğinde aynı tacize maruz kaldı.

    dr. herbert needleman 1970’de kurşunun çocuk sağlığına zararlarını açıkladığında aynı tacize maruz kaldı.

    dr. takeshi nirayama 1981’de pasif sigara içiciliğinin akciğer kanserine neden olduğunu açıkladığında aynı tacize maruz kaldı.

    dr. benjamin santer, 1996’da iklim değişikliği ile ilgili bulgularını raporladığında aynı tacize maruz kaldı.

    dr. ignacio chapela, 2000 yılında genetiği ile oynanmış meksika mısırının tehlikesini açıkladığında aynı tacize maruz kaldı.

    şimdi de sıra onur hamzaoğlu’nda…

    bir tarafta siyasi ve ekonomik çıkarları insan sağlığının üstünde tutanlar var, diğer tarafta toplum sağlığı, onurlu bilim insanları ve onur hamzaoğlu var.

    bizim tarafımız belli.

    dilovası halkı canımızdır.

    prof. dr. onur hamzaoğlu onurumuzdur.

    onur hamzaoğlu’nun kılına bile dokundurtmayız.

    analarımızın sütüne, bebeklerimizin kakasına sahip çıkıyoruz."
  • kelimenin gerçek anlamıyla, onuru olan insanın katılması gereken kampanya. lamı cimi yok, sağı solu yok!

    (bkz: http://www.onurumuzusavunuyoruz.org/)
  • aslinda bilinen bir gercegi kanitlamak, durumun vehametini yetkililerin gozune sokmak, halki uyarmak ve onlarin olasi isyanina, hak arama surecine ciddi anlamda destek olabilmek amaciyla bilimsel verilere ulasmis, onlari yorumlamis, televizyonlara cikmis, sesinin ciktigi kadar bilim adami mutevaziliginde, cigirtkanlik yapmadan hepimizin anlayabilecegi dilde yaptigi calismayi duyurmustur

    iste bu insanin bu memlekette ederi, odulu, hakki budur ama doktorumuza hicbirsey yapamayacaklardir, arkalarinda kim olursa olsun!!!!

    destekliyoruz efendim, duyanlar duymayanlara duyursun
  • onur hoca'ya destek vermek amacıyla bir eylem takvimi oluşturulmuştur. bu şekilde de destek vermek isteyenler için:
    http://www.onurumuzusavunuyoruz.org/…d=48&itemid=56
  • dr. onur hamzaoğlu ve bu sürece nasıl gelindiği ile ilgili bianette güzel bir yazı yayınlanmış.

    yalnız "onur"u yargılamak yetmez!
  • akp'nin konuşanı susturma, itiraz edeni sürdürme politikasının yeni örneği.
  • bugün aşağıdaki mesaj gelmiştir onurumuzu savunuyoruz hareketi yürütücüleri'nden:

    değerli dostumuz,

    bu e-postayı size prof. dr. onur hamzaoğlu’na verdiğiniz desteğe teşekkür
    etmek ve yürüttüğümüz çalışmanın son durumu ile ilgili bilgi aktarmak için
    iletiyoruz.

    önce soruşturmalardan söz etmek gerekir. kocaeli üniversitesi rektörlüğü tarafından prof. dr. onur hamzaoğlu’na açılan soruşturmalar henüz sonlanmadı. soruşturmaların bilimsel özerklik ve akademik özgürlükten yana sonlanması
    ile yakından ilgiliyiz. baskı, soruşturma ve yargılama tehdidine karşı prof. dr. onur hamzaoğlu’na verilen destek artarak sürüyor. onur hamzaoğlu için basın açıklaması yaparak destek veren kurum sayısı 90’ı aştı. sizin de imza vererek içinde olduğunuz destekçilerimizin sayısı ise imza kampanyamızın başlangıcından bu güne geçen 20 gün içinde 10.000 kişiyi geçti. bu destek kampanyası, bir yandan onur hamzaoğlu’na yapılan baskı ve tacize karşı duruşun ifadesi olarak umut vermekte, aynı zamanda ülkemizde bilimsel özerklik ve akademik özgürlüğe sahip çıkılması açısından büyük önem taşımaktadır. geçen hafta, 31 mayıs 2011 günü kocaeli adliyesi’nde onur hamzaoğlu’nun kocaeli büyükşehir belediye başkanı aleyhinde açtığı hakaret davasının ilk duruşması gerçekleşti. hamzaoğlu’nun dilovası ile ilgili çalışmalarının
    ardından kocaeli büyükşehir belediye başkanı’nın onur hamzaoğlu’na yönelik
    hakaret içerikli sözleri yerel basında yer almıştı. duruşmanın sonrasında kocaeli’de kalabalık bir katılımla akademik özgürlük ve toplumsal sorumluluk forumu gerçekleştirildi. forum bir sonuç bildirgesinin hazırlanması ve kabul edilmesi ile son buldu. aynı gün prof. dr. onur hamzaoğlu için topladığımız destek imzaları, onur hamzaoğlu hakkında üniversitede sürdürülen idari ve ceza soruşturmalarına
    son verilmesini, üniversitenin yüksek öğretim kurumlarinin özerkliği ve akademik özgürlük üzerine lima bildirgesi ’ne uygun davranarak bilimsel özerklik ve akademik özgürlükten yana tavır almasını istediğimizi bildiren
    bir dilekçe ile kocaeli üniversitesi rektörlüğü’ne iletildi.

    duruşma ve forumla ilgili daha fazla bilgi ve kayda web sayfamızdan
    (http://www.onurumuzusavunuyoruz.org/) ulaşabilirsiniz.

    bu arada web sayfamız yenilendi, zenginleşti. lütfen sayfayı ziyaret ediniz. sayfanın bağlantısını-uygun bulursanız bu mektubu-destek ve bilgi için dostlarınıza iletiniz.

    son olarak bu günkü önemli bir açıklamadan söz etmek istiyoruz. prof. dr. onur
    hamzaoğlu bu gün ( 8 haziran 2010, çarşamba) saat 12.30’da kocaeli yüksek öğretim derneği (kyöd)’nde araştırma sonuçlarını açıklıyor. önümüzdeki günlerde bilgi paylaşımını sürdüreceğiz.

    saygılarımızla.

    onurumuzu savunuyoruz hareketi yürütücüleri
  • bugün gelen iletiler uyarınca son gelişmeler

    "belediye başkanı bu defa mahkemeye geldi.

    savunmayı özetleyelim:

    şarlatan demedim, yaptığı iş şarlatanlık dedim !

    belediye başkanı onur hamzaoğlu’na şarlatan demediğini yaptığı işe şarlatanlık dediğini söyledi.

    belediye başkanının açıklamalarını şöyle özetleyebiliriz: "kendisine böyle bir araştırma görevi verilen bilim adamı bu araştırma sonuçlanmışsa bunu mülki idareye, sağlık müdürlüğü ve belediyeye bildirmesi gerekir. önce buralara tebliğ etmesi, 'buralarda tehlike var' demesi gerekir. böyle bir araştırmanın sonucu valiliğe bildirilmemiş, üniversiteye tebliğ edilmemiş, belediyeye herhangi bir bilgi verilmemiş. doğrudan doğruya televizyonlara çıkıp 'şov' yapıyor. bilim adamına bu yakışmaz, bilim adamı sonuç almalı. bu bilim adamına yakışmaz, böyle bir şey yapmanın adına da 'şarlatanlık' denir dedim. 'şarlatan' diye bir şey söylemedim, yapılan işin ve eylemin adına 'şarlatanlık' dedim. "

    belediye başkanı, savunmasında ayrıca, hamzaoğlu hakkında 'toplumu paniğe sevk ettiği' gerekçesiylekocaeli cumhuriyet savcılığına şikâyette bulunduğunu kaydetti (kocaeli üniversitesi izin verirse bu dava açılacak).

    mahkemede gazeteci tanıklar yeniden dinlendi ve ilk ifadelerini tekrarlayarak belediye başkanının onur hamzaoğlu’na şarlatan dediğini yeniden belittiler.

    çalışma bilimsel/etik değil !

    belediye başkanının avukatı şunları iddia etti: “onur hamzaoğlu bu araştırma için kocaeli üniversitesi tarafından görevlendirilmiştir (!). araştırma projesinde çalışmanın 36 ay süreceği belirtilmektedir. bu süre dolmadan, çalışma bitmeden, sonuçlar üniversiteye sunulmadan kamuoyuna bildirilmiştir. bu davranış bilimsel (!)/etik (!) değildir”.

    onur hamzaoğlu ise çalışmasını bir proje olarak üniversiteye sunduğunu, buradan mali destek için onay aldığını, çalışmanın 3 ayağı olduğunu;

    birinci ayağının anne sütü ve bebek kakasında ağır metal araştırması olduğunu bu kısmın sonuçlandığını, diğer iki ayağının;
    hava ölçümleri ve
    bebek gelişimi izlemesi olduğunu ve bunların devam ettiğini belirtti.

    3. bir duyum aldık!

    belediye başkanının avukatı bir duyum (!) aldıklarını, kocaeli üniversitesi'nde etik kurul tarafından açılan soruşturmada hamzaoğlu hakkında 'etik olmadığı' yönünde bir karar verildiğini, bununla ilgili üniversiteden bilgi istenmesini talep ettiklerini söyledi.

    etik kurul yönergesinin birinci maddesi soruşturmaların gizliliğidir. buna rağmen böyle bir duyumun mahkemede dile getirilip üstelik olumsuz sonuçlandığının iddia edilmesi üniversitede yürütülen süreçleri şaibe altında bırakmaktadır.

    kaldı ki konu hakkında türkiye biyoetik derneği’nin görüşü tam aksine böylesi bir çalışma yürütmenin kamu yararına olduğu ve kamuoyu bilgilendirilmesinde hiçbir etik sorun bulunmadığı yönündedir.

    onur hamzaoğlu ne dedi?

    1.“2004 yılında dilovası belediyesinin sunduğu imkânlar ile çevre kirliliğini araştırmaya başladık.

    bu araştırmada, 100 ölümden 33'ünün kanser nedeniyle gerçekleştiğini bulduk. bu oran dünya ve türkiye ortalamasının üzerinde idi. sonuçları tıp fakültesi dekanlığı aracılığıyla rektörlüğe, rektörlük vasıtasıyla dakocaeli valiliği’ne ilettik.”

    2. “ bunun üzerine 2005 yılında yeni bir araştırma daha başlattık. bu araştırmada dilovası'nda 10 yıl ve daha fazla yaşayanların kanserden ölme riskinin, daha kısa süre yaşayanlara göre 4, 5 kat fazla olduğunu saptadık. “sonuçları tıp fakültesi dekanlığı aracılığıyla rektörlüğe, rektörlük vasıtasıyla da kocaelivaliliği’ne ilettik.”

    3. “bunun üzerine 2007 yılında sağlık bakanlığı kanser savaş daire başkanlığı, kocaeli sağlık müdürlüğü ve kocaeli üniversitesi tıp fakültesi halk sağlığı anabilim dalı olarak yeni bir araştırma başlattık. bu araştırmada, 2000-2007 yılları arasında ölen 100 kişinin 30'unun ölüm nedeninin kanser olduğunu saptadık”. bu sonuçları da tıp fakültesi dekanlığı aracılığıyla rektörlüğe, rektörlük vasıtasıyla da kocaelivaliliğine ilettik.”

    “bu çalışmaları ulusal bilim çevreleri ve siyasi otoriteler ile paylaştık. çözüm önerilerimizi de 2006’da türkiye büyük millet meclisi araştırma komisyonuna sunduk”.

    4. “son olarak ise kocaeli üniversitesi halk sağlığı, çocuk sağlığı ve hastalıkları ile tıbbi genetik anabilim dallarından öğretim üyelerinin katılımı ile hazırlanan ve benim yürütücüsü olduğum, kocaeli üniversitesi bilimsel araştırma destek birimi tarafından desteklenen yeni bir araştırma projesi ile kocaeli'nin dilovası ve kandıra ilçelerinde yaşayan gebelerden doğan bebeklerde ağır metal maruziyeti ile büyüme ve gelişme durumu araştırıyoruz”.

    “bu araştırmanın kapsamında elde edilen kesin sonuçlara göre annelerin ilk sütü ve bebeklerin ilk kakalarında bazı ağır metaller ve eser elementler bulduk.”

    “basın mensupları kocaeli bölgesinde yeni sanayi tesisleri kurulacağı bilgisi ile bana bunun çevre kirliği ve halk sağlığına etkisi olup olmayacağını sordular. ben de onlara son araştırma kapsamında annelerin ilk sütü ve bebeklerin ilk kakalarında bazı ağır metaller ve eser elementler bulduğumuzu söyledim.”

    “bu bulgular kocaeli üniversitesi rektörlüğü’ne ve sağlık bakanlığı’na resmen iletilmiştir.”

    5. “şikâyetim devam etmektedir. ancak, asıl konu yaptığım şikâyet değil kocaeli'de, dilovası'nda, kandıra'da yaşayan bebeklerin, annelerin, hepimizin sağlığının bundan sonra nasıl devam edeceği konusudur.”

    duruşma 24 kasım 2011 tarihinde devam edecek.

    onurumuzu savunuyoruz hareketi dün duruşmaya büyük bir katılım gerçekleştirdi.

    gerek kişisel gerekse kurumsal desteklerle duruşmayı izlemeye gelen yüzlerce kişi salona sığmadı.

    duruşma ertesinde kocaeli tabip odası’nda saat 13.30-16.30 arasında bir durum değerlendirmesi yaptık.

    toplantıya yürütücüler, destekçiler ve türk tabipleri birliği, disk genel merkezi, kesk, ses genel merkezleri, ankara, istanbul, eskişehir, adana kocaeli tabip odaları, eğitim- sen izmir 3 no’lu şube, eğitim-sen istanbul 6 no’lu şube, eğitim, sen kocaeli, kimya mühendisleri odası istanbul şubesi, tmmob harita ve kadastro mühendisleri odası doğu marmara temsilciliği, üniversite konseyleri derneği, üniversite öğretim üyeleri derneği kurumlarından başkanlar, yönetim kurulu üyeleri ve temsilciler katıldı.

    bu toplantıda alınan kararlar:

    kocaeli bölgesindeki çevre kirliliğinin yol açtığı halk sağlığı sorunlarının ve ülkemiz bilim insanlarının akademik özgürlüğünün savunucusu olmaya kararlılıkla devam edeceğiz.
    bu bağlamda kocaeli bölgesi çevre kirliliği konusunda türk tabipleri birliği tarafından bir rapor hazırlanacaktır.
    bu konuyu kapsamlı bir biçimde ele alan bir sempozyum düzenlenecektir.

    onurumuzu savunuyoruz.

    en içten saygılarımızla.

    onurumuzu savunuyoruz hareketi yürütücüleri"
  • banu guven in hazirladigi roportaj suradan izlenebilir:

    http://banuguven.com/…ir-halk-sagligi-mucadelesi-2/
hesabın var mı? giriş yap