• "zaman bir su gibi akıp gidiyordu. yüksel’e filmleri vereli bir hafta, kadınların kıçından işemediğini öğreneli iki yıl olmuştu. ikisi de dün gibiydi oysa. "
  • alper canıgüz'ün (bkz: tatli rüyalar) 'dan sonraki ikinci romanı. iyibir seyirde gidiyor canıgüz.
  • alper canıgüz'ün tatlı rüyalar'ı izleyen ikinci kitabı. (bkz: fevkalade) 5 yaşındaki baş karakteri burada olsa da onunla bir cinayet çözsek dedirtiyor, finaldeki mektup ağlatıyor, canıgüz'ün zekası büyülüyor...
  • uzun zamandır okuduğum en sağlam kitap. karakterin 5 yaş ve olgunluk arası gel-gitleri, kendi içinde hayatın boktanlığını anlayışı ve öztürk karakteriyle dünyayı kurtarma çabaları çok başarılı.
  • türk romanının bir karakter oluşturma meselesini şıp diye çözmüş şaheser.

    alper kamu, kanlı canlı bir afacan olarak hayatımızdaki yerini aldı.

    onu öz evladımız gibi, kardeşimiz gibi sevdik.

    ürkütücü yönleri de olan bu afacanı, bu harikulade romanı, edebiyat dehası yazar alper canıgüz'ü bağrımıza bastık.
  • komik olmaya çalışmadan gülme krizleri geçirtebilecek, hayata dair acaip mesajlar veren, bitmesin diye kendinize sayfa sınırlaması koyduğunuz, bi de üstüne polisiye. efrasiyabın hikayeleri kitabınıda andırır but better.
  • --- spoiler ---
    hayatımdaki tek iyi şey artık anaokuluna gitmek zorunda olmayışımdı. zarardan kar. uzun süre annem ile babama anaokulunun bana göre biryer olmadığını anlatmaya çalışmıştım aslında. bütün rasyonel dayanaklarıyla. hiç bi işe yaramamıştı maalesef. illa ki uykumda kan ter içinde tepinmek , servis minibüsü kapıya geldiğinde küçük çapta bir sinir krizi geçirmek gibi yöntemlere başvurmam gerekecekti derdimi anlamaları için. kepazelik. insanı kendinden utandırıyorlardı.
    --- spoiler ---
  • olaylarin perde arkasinin anlatildigi bolum biraz bastan savma geldi nedense; yani o noktaya kadar fazla da isleri karistirmadan, hafif bir surukleyicilik ve zeka piriltilari esliginde giden oyku, o anda, bir amerikan filminde seyirci guruhunun en aptal yuzde beslik kisminin baz alinip her ayrintinin aciklandigi 5 dakikalik hizlandirilmis seyirci tatmin bolumlerine yaklasiyor.

    daha dogrusu, o ana kadar guzel guzel islenen hikaye ve bu esnada olusturulan olasiliklar, yaratici senaryolar, iki sayfada bitiriliyor. yanlis anlamayin, sonu kotu degil ve o zerdust kismi da hic de gereksiz degil ama okuyucunun hayal gucune biraz daha yuk binmeliydi. bu kisa oyku boyunca cok iyi bir sekilde hayata gecitirilmis o karakterler sanki alelacele veda etmeden kacip gidiyorlar, hikayenin kendisini de ucundan tutup goturuyorlar erkenden.

    herseye ragmen rahatlikla bir iki oturusta bitirilecek kadar keyifli bir kitap, alip okuyunuz.
hesabın var mı? giriş yap