• sessiz kalmamalılar tabi ki diye cevap verilebilecek soru cümlesidir. tıpkı kendi değerlerine saldırılan, küfredilen, hakaret edilip toplumsal linçe maruz kalan kimsenin sessiz kalmaması gerektiği gibi. ancak ses çıkartılırken tıpkı diğerleri gibi terbiyeli ve etik davranabilmeliler ve biraz olsun mağdur edebiyatından sıyrılabilmeliler kanaatindeyim. neden mi? çünkü bu öteki lik kavramı türkiye'de hiçbir zaman müslümanlar için geçerli olmadı. kimse oruç tutuyor diye köprüden atılıp öldürülmedi, kimse namazını kılarken ibadethanesi havaya uçurulmadı. çünkü bu memleketin ezici çoğunluğunun din hanesinde müslüman yazıyor en ateistim diyen bile sosyal nedenlerle müslümanlığa ve islamın yaşamına soktuklarına daha aşina daha hoşgörülü.
    ama bu memlekette yahudiysen her israil-filistin gerginliğinde diken üzerinde oturursun, ramazanda o ya da bu nedenle oruç tutmuyorsan istanbul'un bir çok semtinde bile saldırgan bakışlara maruz kalırsın, ölürsün cenazen islami usullere göre gömülür ateist olsan bile. hani hundusunu, budistini, pagan'ını saymıyorum bile (evet bunlar da var güzel kardeşim-yani ben diyelim pagan'ım sen bana peygamberinin kabe'deki putları -ki onlar ay tanrısının üç kızının heykelleriydi ve araplar onlara değil onlar nezninde ay tanrısı ve onun üç kızına ibadet ederdi- sen o zaman benim inançlarıma saldırmıyor musun? en basitinden geyiğini çevirip benim kutsalımı karikatür objesi haline getirmiyor musun)
    yani kimse kimsenin kutsalına saldırmamalı, sen benim inançlarıma değerlerime saldırmamalısını bırak saygı göstermelisin ki fizikteki
    etki tepki mekanizması devreye girmesin. bir platformda,
    ateist kadınlara tecavüzün suç sayılması ,
    ateist orospuların seçim sonrası mutluluğu gibi başlıklar açılıyor ve bu başlıkları inançlı bir müslüman tarafından açılıyormuş izlenimi yaratılıyorsa o zaman birilerine dur demenin vakti gelmiş de geçiyor demektir. üstelik islam, hristiyanlık, yahudilik, kemalistlik, koministlik bilmemne adına değil
    insanlık adına
  • - merhaba hanımefendi, bara mı gidelim yemeğe mi?
    - önce arkadaş olabilir miyiz diye sormanız gerekmiyor muydu?
    - hayır deme olasılığınız olduğu için öyle bi soru sormadan direkt mevzuya gireyim dedim.

    gibi acemi, cüretkar ve absürd bi çapkının numarasına benzeyen soru*.

    yani sözlükte dine küfredildiği üstüne tartışma yapmaya gerek yok, şimdi çıkar hayır küfretmiyoruz falan derler, sonra tartış dur, sanki küfredildiği üstüne bi fikirbirliği varmış gibi yapayım, direkt "küfür var zaten o tartışılmaz, gelin bu küfür üstüne ne yapmamız gerek onu tartışalım" anafikirli konu başlatayım denmiş.

    hayır arkadaşım, daha cümlenin ilk yarısı bile hatalı. burada dine küfreden de yok, hakaret eden de.. tck'yı hakaret etmeye bile izin verecek kadar fazla özgürlükçü bulan -ki bu lafın devamı "ah keşke tck'mız daha yasakçı olsaydı" minvalli bi serzeniştir- fikriyatınıza göre hakaret ediliyor olduğu sadece sizi bağlayan kişisel fikrinizdir. allah'a kibirli de denir, sadist de denir, işkenceci de denir, denir oğlu denir. yeter ki bu lafların altını doldurabilelim. kaldı ki doldurabildiğimiz içindir bu serzenişleriniz ya neyse.. mesela (bkz: allah'ın dalkavuğa ihtiyaç duyması).

    küfür ya argodur, ya da birini (bir kişiyi, inancı, fikri vs) aslında olmadığı şeyle etiketlemek, kısaca çamur atmaktır. ne argo var laflarımızda ne çamur atma.. ama tamam bu dediklerime katılmayabilirsiniz, hayır hakaret ediyorsunuz diyebilirsiniz. o zaman gelin bunun üstüne tartışalım. ama sanki bu tartışma olmuş bitmiş, sözlükte dine küfredildiğine çoktaaaaan kanaat getirilmiş gibi polum yapıp, "sessiz kalalım mı n'apalım" tartışması başlatamazsınız.

    asıl bu çirkef tavra sessiz kalınmamalıdır. ama korkmayın, sessiz kalmamaktan kastım işte bu entry'yi yazmaktan ibarettir. kimseye imalı imalı "atın bunları sözlükten" mesajı vermek değil..
  • sözlükteki kutuplaşmanın, sözlük dilinin kurulmasının, ülkenin temsiliyet durumu ile birebir ilintili olduğu düşünüldüğünde, neden sessiz kalsınlar ki diye yanıtlanması mümkün soru. aynı soru, kavramlar karmaşasının ortasına gömülmüş islamcıların, laiklerin, ateistlerin, türklerin, kürtlerin, kadınların, erkeklerin birbirlerinin temsiliyetine neden bu kadar tahammülsüz olduklarının araştırılması ile genişletilebilir. ateistim; başörtüsü sorununa dair eylemlere katılırım, mücadelelerini sonuna kadar desteklerim. bir kutuplaşma varsa, bunun nesnel koşulları da vardır elbet ancak kavramların doğru kullanılması, kimliklerin 'tekel'leştirilmemesi üzerine de düşünmek gerekir. iktidar yanlısı her fikir dışındaki bu kavram karmaşasının içinde boğmaya çalışır. islamcılık ile ateizm üzerinden süregiden tartışmaların bu kimlik kaosu ve 'tekel'ciliği nedeni ile meclis kavgalarını aratmaması da kendi içinde ironiktir. kendini ateist adledenlerin ordu konusundaki 'hassasiyetleri', kendini islamcı adledenlerin gülen konusundaki 'hassasiyetleri', kendini erkek adledenlerin penisleri konusundaki 'hassasiyetleri' karşısındakinin 'duyarlılıkları'na dokunmadan hiçbir anlam ifade etmez, her biri kendi içinde yeni bir faşizm doğurmaya meyillidir.
    özgürlüklerin savunulmasında bol bol 'ama' biriktirenlerin küfürü, tacizi, tecavüzü de 'ama'layarak olumlamaları her daim mümkündür.
  • aynı soydan gelen tüm sorular gibi, beklenen yanıtı dikte eden soru.
    benzer soruları sivas'ta, maraş'ta da sormuştunuz zaten. inancınıza uymayan her şeyi "küfr" ilan ederek, yaşama, dünyaya dair gerçek sorular soranları yakmaya devam edebilirsiniz. ama merak etmeyin, yanıt veremediğiniz için diş biledikleriniz, her şey olabilirler, ama korkak değiller.
  • tanım: müslümanlar din dışındaki herhangi bir şeye küfür edilirse sessiz mi kalır sorusunu akla getiren soru cümlesi.

    sessiz kalır veya kalmaz. bu tamamen her müslümanın kendi kararıdır. ancak şu var ki müslümanlar sessiz kalmamalı, tepki vermeli vs. gibi söylemler tck ya göre suç teşkil eder. tekrar etmekte fayda var. bana göre değil tck ya göre.. editlerle notlarla "hala mı sessizsiniz kardeşlerim, sizden bir cevap bekliyorum inşallah" söylemi de tam olarak yapılmak isteneni özetlemektedir. daha da ileri gidelim konuyla ilgili tck ne demiş bakalım.

    madde 216. - (1) halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    bunun dışında şöyle de bişey var tabi.

    (bkz: her entry'de sözlüktekileri ayrımcılıkla suçlamak)

    edit: imla
  • "küfür yapılır mı?" sorusunu akla getiren sorudur. (bkz: soruya soruyla karşılık vermek)
  • 'muslumanliga kufretmek yasaklansin ama diger dinlere kufretmek serbest olabilir, beni bozmaz abi' manasi iceren soru cumlesi.
  • (bkz: cihat)
    tanımlar içerisinden gelen edit: cevabı ''slay those who insults islam'' pankartları sallayan müslümanlarda gizli olan soru.
  • baklayı ağzında ıslamayanların sorduğu soru.
    bu soruyu soranlara göre, allah'ın eleştirilmesi maddi olarak eleştirilmesi mümkün değilmiş. peki, nedir allah? muhammed'in yazdığı bile değil, terennüm ettiği bir kitaba inananların tanrılarına koydukları isim. bu sana göre "küfr" oluyor, bana göre ise hakikat. ben senin hakikatını zor kullanarak ortadan kaldırmaya çalışmıyorsam, sen de benim hakikatımı zor kullanarak ortadan kaldırmaya çalışmayacaksın. bu kadar basit.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap