1363 entry daha
  • kötülemeye çalışanlarda entelektüel seviyenin düştüğü, soyut nitelemelerin ve kişisel husumetin ön plana çıktığı gayet istikrarlı şekilde gözlemlenmiştir. zira tarih bu çaba içinde olanlara pek az yardımcı olmaktadır. yazık.
  • bugün meydanı boş bulup kendisine demediğini bırakmayan vatan hainleri bir gün istiklal mahkemeleri yeniden kurulduğunda kaçacak delik arayacaklardır.
  • hataları vardır, hataları vardır, hataları vardır....

    şu hatalar bi liste halinde; bi excel, bi word dosyası şeklinde yazılsın da bitsin artık bu entry zulmü.

    anladık hataları var atatürk'ün. eee?
    bu hatalar kabullenildiğinde daha ileri daha medeni bir toplum olacağız değil mi?

    kimle peki? ülke kurucusuna "paşaaa paşaaa hesap ver bakalım, katilsin zaten canım, ehe ironi şıfıdak şıfıdak güleyim azcık da" üslubuyla hitap edip "büyük eleştirmen", "tarih dehası", sözlük ağabeysi" olduğunu sanan siz sevgili yurtdaşlarımla mı çıkacağız fezaya?

    yaptığı hiç bir iyiliği göremiyor, görseniz de anmak dahi istemiyorsuz; sadece hatalarını görmek, olan veya isnat ettiğiniz kötü yönlerini konuşmak istiyorsunuz. tarihte yapılmış hatalardan ders çıkarmak çok mühim, ama tarihte yapılmış doğruların hiç önemi yok. öyle mi?

    kusura bakmayın yıllarca "biz atatürk'e bişey demiyoruz ki, ama o kemalistler yok mu kemalistler" diye çırpınırken zamanı gelende kendisine "katil" diyerek rüzgarın estiği, dalganın sürüklediği yönden dümen kırmaya çalışanların sözlerini eleştiri kabul etmem mümkün değil (çok da tın değil mi?) biti kanlanmış zaar der geçerim.

    düzgün eleştiri için (kendisinin hoşgörüsüne sığınarak hedef gösteriyorum) bkz: brick top entryleri.
  • kendisi elestirenler sevaplarini yoksaydikca, sevenlerde hatalarini yoksayacaktir. (kaldi ki hatalari sevaplarinin yaninda devede kulak kalir)
    (bkz: kisasa kisas)
  • bugün sadece kendi özel kütüphanesinde, okuduğu kesin olarak tespit edilen, üzerlerinde kendisinin aldığı notlar bulunan 3997 kitap vardır.

    ömrünün neredeyse 4 de üçünü ordan oraya geçirdiği göz önüne alındığında okuduğu tespit edilemeyen kitap sayısı daha net anlaşılır.

    çok erken bir yaşta vefat etmiş ve ömrünün büyük kısmında vatanı için ordan oraya koşturmuş biri olarak inanılmaz bir entellektüel birikimi vardır vesselam.
  • selam ben muhip.

    atatürk'ü koruma kanununun varlığını anlamsız buluyorum. bir şahıs olarak kendisine yapılan hakaretler pekala şahsa hakaret kapsamında değerlendirebilir.

    devlet ağzından dilenmiş özrü asla samimi bulmam. (avusturalya-aborjinler meselesi gibi) gereken eşitlik sağlansın, hatalardan ders çıkarılsın, (hatalardan ders çıkarılsın) ama doğrular yokmuş gibi davranılmasın. hatta söyle diyelim doğrular yokmuş gibi davranarak, sadece yanlışları göz önünde bulundurarak birşeyleri telafi etmek düşünülmesin.

    "sırf başıma birşey gelecek diye, yoksa ben çok güzel eleştirmesini de bilirdim de şimdi söyletmeyin bana" denmesin.

    alaylı üslüp, hakaretamiz kelimeler yoluyla insanları sinirlendirip; "işte bunlar böyle azizim, eleştiremiyoruz bile" diye şikayet edilmesin. olur mu?

    edit: eleştirilmesin demedimdi, hele ki eleştirince ne olacak lan, örtün üstünü susun konuşmayın hiç demedimdi. ama yine de muhip, el hubb, el habib... (öyleyim ama)
  • bazı karanlık odaklar tarafından kendisi hakkında sistematik bir şekilde yıpratma çalışmaları başlatıldığına göre akp nin atatürk açılımı yakındır ve bu tür faaliyetlerle de toplumda bunun zemini oluşturulmak istenmektedir.
  • hani eskiden lunaparklarda bi zamazingo olurdu, boksörlerin çalıştığı armut tipli, bi tavana asılı duran bi cisim (anlamışsınızdır, kasmayayım daha fazla), ona güm diye vurursunuz, cisim tavana çarpardı ve ekranda vuruş şiddetiniz görünürdü. şimdi bu şiddet derecelerini bilmiyorum ama ortalama bi insan vurduğunda derece 50 gösteriyor olsun. sonra çok kuvvetli bi adam gelsin ve vurduğunda derece 80 göstersin.

    aradan yıllar geçsin ve bu güçlü adamı anan biri şey desin, "bi vururdu gösterge 1000’i bulurdu, ibre daha ileri gidemez, gösterge kırılırdı".. başkası da -haklı olarak- yok daha neler desin.. işte atatürk tartışması bu minvalde ilerliyor.. ha pardon şeyi de unutmamak lazım, arada birileri de çıkıp, "ne 1000’i lan, vurduğu şey tavana bile değmezdi, hadi değse bile taş çatlasın 10 falan gösterirdi derece" diye çamur atsın..

    atatürk 8000 kitap okumuş deniyor.. şimdi bu laf o "derece kırdığına" dair atıp tutmakla özdeş bi laftır kusura bakmayacaksınız. zaten matematiksel olarak da absürdlükten bahsedilmiş, günde bir kitap, hadi iki günde bir kitap bitirmesi gerektiği söylenmiş. ama atatürk bu sefer de üstün zekalı ve saatte bi kitap bitirebilen biriydi denmiş.

    bu memlekette ortaokul okumuş herkesin hatırlayacağı bi atatürk anısı vardır. atatürk’ün yanına biri girer (boşver kim olduğunu, hatırlamıyorum şimdi), atatürk’ün elinde bi kitap, yanında da bi sürü bez vardır, atatürk giren adama şey der “dün gece çok ilginç bi kitap geçti elime, bütün gece okudum, ama gözlerim sürekli yaşlanıyordu, ben de bez kestirdim, gözlerim yaşarınca kuruluyorum”..

    bu hikayede bize atatürk’ün kitap okumaya ne derece önem verdiği fikri verilir ama şu üstüne tartışılan mevzu konusunda yeni bi bilgi daha veriyor.. o da atatürk’ün senin benim kitap okuma hızımızdan daha hızlı olmadığı.. tüm gece aynı kitabı okumuş. yani öyle saatte bi kitap bitirebilen biri değilmiş.

    şimdi atatürk için, hayır 1000’i vurmazdı ama 80’i bulurdu dedim bu entry’de.. bu da aşağılama sayılır mı..
  • tek hatası erken ölmesidir.
  • "o, ülkesine artık diktatörler hükmetmesin diye uğraşan bir diktatördü." h.c. armstrong bozkurt
28073 entry daha
hesabın var mı? giriş yap