39 entry daha
  • --- spoiler ---

    abd'den korktuğunuz kadar allah'tan korksaydınız bu memleketi bu hâle getirmezdiniz. (ak parti sıralarından gürültüler)

    başkan - sayın ince sayın ince, o son cümleniz hiç uygun olmadı. sayın ince

    --- spoiler ---
  • c.h.partisi'nin başında böyle birkaç adam olsa, harbiden barajın altında kalır a.k.parti'si. deniz baykal'ın vefatını bekleyecek duruma geldi partililer.

    edit: tarafsızım abi parti fln ters bana, ölümüne takım tutamıyorum maalesef. gerçi şimdi iki taraftan da kötülenicem, sıçtık lan.
  • konusmasında akp hukumetine seslenmis millet vekilidir. bak simdi bunu neden soyledim. cunku "jiplerden villadan havuzdan" yasadıkları sefahattan bahsettigi kisiler millet vekilleridir. akp hukumetine oy atan herhangi bir vatandastan soz etmeyen millet vekili. sen millet vekili misin? milletvekili olupta villa falan gormediysen o ayrı. ama merak etme gorursun. nasılsa 2002 den beri milli gelirin artıyor. hem telekom falanda satıldı ya ucuzdan kaparsın bir tane. zaten amerika falan super ondan dolayı kadın olumleri normal dimi canımın ici?
  • sözlerini de yazayım tam olsun:

    sayın başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

    konuşmama başlamadan önce, cumhuriyetimizin 2'nci cumhurbaşkanı, partimizin genel başkanı, millî mücadele kahramanı rahmetli ismet inönü'yü saygıyla anıyorum bu kürsüden, allah'tan rahmet diliyorum kendisine.

    çok garip bir şey. neresinden başlayayım sayın milletvekilleri? bu kürsüye her çıkan akp'li 2002 öncesinden başladı, sürekli geçmiş hükûmetleri eleştirdi ama kendi bütçelerini savunmaya çıkan birisi de 21/12/1987'den beri milletvekili, altı hükûmette -özal hükûmetlerinde, yıldırım akbulut hükûmetlerinde, mesut yılmaz hükûmetlerinde- on iki yıl bakanlık yapmış birisi akp hükûmetini savundu. bu çelişki değil mi? ortada bir gariplik yok mu? yedi yıldır bu kürsüde hayal tüccarlığı yaptınız. yedi yıldır bu kürsüde sürekli aynı şeyleri tekrarladınız. rakamları tersine okuttunuz.

    2002'de ilk iktidara geldiğinizde, ilk işiniz gömlek değiştirmek oldu, sonra sakallarınızı kestiniz, sonra jeep'lere bindiniz, sonra orman içindeki villalarınızda havuzlarda yüzmeye başladınız.

    değerli milletvekilleri, ben size... hiç kızmaya gerek yok, hiç kızmaya gerek yok; bu memleketten insan manzaraları sunacağım size.

    afyon'un kışlacık köyü; borçlarını ödemek için bütün köylü böbreklerini satışa çıkardı mı? çıkardı.

    diyarbakır'da kayıt parasını ödeyemeyen bir anne, okulun halılarını yıkarken düşüp felç oldu mu? oldu.

    daha dün, şırnak'a 38 doktor tayini yaptınız, 5 tanesi göreve başladı, 3 tanesi göreve başladığı gün istifa etti mi? etti.

    erzurum'da hamiline arama kararları çıkarılıyor mu? çıkarılıyor.

    muğla'da, milas'ta kore gazisi açlıktan ve soğuktan öldü mü? öldü.

    erzincan'da görevlerini yapan yargı mensuplarına "cemaatlerime dokunursan yakarım" dendi mi? dendi.

    230 bin eğitim fakültesi mezunu bu ülkenin sokaklarında işsiz mi?

    gazeteler intihar haberleriyle dolu mu?

    memleket yangın yeri, millet ölmüş, bitmiş, siz hâlâ ne konuşuyorsunuz!

    başbakan, camdan okuduğu yazılarla pembe tablolar çizerek, milletin canına nasıl okuduğunu saklamaya çalışıyor. böyle bir ortamda, başbakan yardımcısı "civanım, delikanlım ne hâle geldi" diyor. "civanım, delikanlım ne hâle geldi" diye bakacağına, güzelim memleketin ne hâle geldi diye ona bir bakmak lazım.

    değerli arkadaşlarım, çok değil, daha 2002'de türk telekom türk müydü? türk'tü. siz bunu araplara sattınız mı? telsim'i ingilizlere, adabank'ı kuveytlilere, kuşadası limanını israillilere, araç muayene işini almanlara, izmir limanını hong hongluya, avea'yı ve mng bankı lübnanlıya, tgrt'yi amerikalıya, süper fm'i kanadalıya sattınız mı? sattınız. çok değil, 2002'de bunlar türk müydü? türk'tü; şimdi bunların hepsi yabancıların elinde. yedi yıllık iktidarınızda özelleştirmeyle sattığınız fabrika, tersane, tesis, liman, arsa, bina sayısı kaç, biliyor musunuz? özelleştirme idaresinden tek tek çıkarttım bunları. 721 adet. bir allah'ın kulu çıksın buraya, desin ki: biz sekiz yıllık iktidarımızda bir tane fabrika yaptık. baba malını babalar gibi sattınız ve mirasyedi bir hükûmet oldunuz. bir tane yaptınız mı, bir tane? bana bunun hesabını verin.

    gelelim tekel konusuna. sayın cemil çiçek iyi bilir, oğlu orada, sigara aş'de yönetim kurulu üyesidir, yakından takip ediyordur tekeli. siz tekeli 292 milyon dolara sattınız. alan kişi 920 milyon dolara sattı. aradan çok kısa bir sürede 608 milyon dolar kâr etti mi? etti. şimdi siz bugün neyi konuşuyorsunuz? tekel işçisine vereceğiniz 25-30 milyon dolarlık parayı konuşuyorsunuz.

    biz cumhuriyet halk partisi milletvekilleri olarak abdi ipekçi parkı'nda, meydanlarda o işçilerin sorununu dinlerken siz oturduğunuz yerde milletin telefonlarını dinlediniz.

    değerli arkadaşlarım, habur'da teröriste kibar, ankara'da işçiye gaddar oldunuz. bunu bütün millet görüyor. size buradan tavsiyem şu: bu barajı düşürün, yüzde 10 barajını. bakın, hazır yetki elinizde, hazır iktidarsınız. bu barajı düşürmezseniz önümüzdeki dönem bu parlamentoya gelemeyeceksiniz, benden size uyarması.

    masallarınıza devam edelim. "türkiye zenginleşmiş..." "türkiye zenginleşmiş..."

    bu ülkede 10 milyon yeşil kartlı var, 9 milyon emekli var, 5 milyon asgari ücretli var, 6 milyon işsiz var. bunlar mı zenginleşti? bağ-kur primini ödeyemeyen esnaf mı, ürünü dalda kalan çiftçi mi zenginleşti? kim zenginleşti? bu ülkede zenginleşenler var, doğru; gemiciğini yürüten kaptanlar var bu ülkede, bunları biliyoruz. girişim dehası bakan, başbakan, cumhurbaşkanı çocukları var ama sizin yatacak yeriniz yok, bunu unutmayın.

    değerli arkadaşlarım, hukuk sistemimizi altüst ettiniz. "aihm ve danıştay kararları ideolojik, ulemaya soralım." dediniz. silivri'de faşist hukuk, silopi'de liboş hukuk, deniz fenerinde işlemeyen hukuk düzeni icat ettiniz.

    sayın milletvekilleri, "sine-i millete döneriz." diyenler sine-i apo'ya döndüler. sayenizde artık teröristler parti il binasını açıyor. imralı'daki katil prensin odasına nem emici duvar kâğıdı döşettiniz. abd'den korktuğunuz kadar allah'tan korksaydınız bu memleketi bu hâle getirmezdiniz. sayenizde terminoloji değişti, artık teröriste "barış elçisi" diyorlar, profesöre "terörist" diyorlar, tarikatlar "sivil toplum örgütü", sendikacılara "dinozor" diyorsunuz. bu ülkenin içişleri washington'da dışişleri brüksel'de, incirlik abd'de, ekonomi imf'de, başbakan gezilerde; manzarayı umumiye bu.

    sayın milletvekilleri, sayın başbakan "askerlik yan gelip yatma yeri değildir." dedi, çok doğru söyledi, çok doğru söylüyor, ben katılıyorum; başbakan yardımcısı "bu ülkede tuzu kuruların çocukları doğuda askerlik yapmıyor." dedi.

    bakın, sizin döneminizde millî eğitim bakanlığında bir bakanın danışmanı kahramanmaraş'ta çavuş olarak askerlik yaparken ilksan yönetim kurulundan 2 milyar 700 milyon lira maaş aldı. hem yan gelip yattı, hem askerlik yaptı hem de sizin bürokratınız o öğretmenlerin sandığından maaş aldı. işte sayın başbakan burada, araştırsın, yalanım varsa, yanlışım varsa bu kürsüden, gelip özür dilerim.

    biz, yedi yıldır bu kürsüde gece sokağa aç yatan çocukların, tenceresi boş kalan anaların, çocuklarına harçlık veremeyen babaların haklarını savunmaya çalıştık; parklarda direnen işçilerin, ürünü dalda kalan çiftçilerin, geçinemeyen emeklilerin sesi olmaya çalıştık.

    siz koltuklarınıza alıştınız, ne yazık ki aşınıza haram karıştırdınız, ne yazık ki öğrenciler, öğretmenler, avukatlar, eczacılar, işçiler, memurlar sokakta sesli yürüdüler, ama bu ülkede bazıları sessizce yürüttü.

    şimdi sizlere sesleniyorum: 72 milyonu dinlemeye muktedirsiniz.

    mehmet çerçi: sen ancak şov yaparsın televizyonda!

    o şovu gel bir kere de sen yap çerçi! sen devlet hastanesindeki röntgen cihazını boz da senin özel hastanenden para kazan biraz! sen o işe bak!

    sayın milletvekilleri, yandaş medyanızla birlikte yargıdan önce infaz yaptınız. bunu yapmaya muktedirsiniz. iş adamlarını vergi silahıyla ezmeye muktedirsiniz, kendi zenginlerinizi yaratmaya muktedirsiniz, tekel işçilerine biber gazı atmaya muktedirsiniz ama sürekli mağdursunuz! yok darbe yapacaklar, yok suikast yapacaklar! iki tane adresi ezberleyemeyen adamdan suikastçı mı olur? bırakın bu berlusconi sendromunu! berlusconi bir yumruk yedi, yedi puan arttı diye! bırakın bu işleri! memleketin gerçek sorunlarına dönün, kurumları çatıştırmayın, çatışmadan rant elde etmeye kalkışmayın. gerçek gündem, işçiyi, memuru, çiftçiyi düştüğü bu karanlık kuyulardan kurtarmaktır. sizler bunu yapmalısınız.

    sayın genel başkanım, size de bir şey söylemek istiyorum. sayın genel
    başkanım... chp'ye de sataşacağım, size ne!

    sayın genel başkanım, aksekili ali çavuş haklı, sizin işiniz zor. otuz beş yıldır siyasettesiniz, bir tane yolsuzluk dosyanız yok, 60 bin dolarlık saatiniz yok, oğlunuzun gemisi yok! siz, 12 eylülden sonra zincirbozan'da hapse girersiniz ama halkı kin ve nefrete sürükleyen şiirler okumazsınız! çocuklarınıza burs verecek tanıdık iş adamı arkadaşlarınız da yok! vallahi işiniz zor sizin genel başkanım!

    ben son olarak sizlere şunu söyleyeyim: siz biraz sonra "bu kürsüdekinin boynunu vurun, tez susturun, telefonlarını dinleyin, peşine polis takın." diyeceksiniz. siz de "padişahım çok yaşa, padişahım çok yaşa!" diyeceksiniz. ama size şunu söylüyorum: sizin için tek yer şudur, meclisin önüne yüce divana gitmek için otobüsler yanaşana kadar bağırın, ondan sonra bir daha böyle bir hakkınız olmayacak.

    hepinize saygılar sunuyorum.
  • dersine bu kadar iyi çalışmasını, bir saniye olsun teklememesini ve doğruları "bazılarının" önüne sermesini ayakta alkışladığım insandır. yaptığı benzetmeler ve hitabeti ayriyeten takdire şayandır. "babamizin malını babalar gibi sattınız" ve "işçiler sesli bir şekilde yürürken siz sessizce yürüttünüz" bunlara örnektir. keşke bu ülkede etik bir siyasi kültür olsa da dedikleri yerini bulsa. muhattapları daha şimdiden unutmuşlardır bile dediklerini. durmamış, yola devam etmişlerdir.
  • daha düne kadar varlığından habersiz olan kişilerin, hükümet hakkında bir iki atıp tutmasıyla kahramanlaştırmasını anlayamadığım kişidir. belli ki ödevini iyi çalışmış ve güzel bir sunum sergilemiştir. ama ben bu filmi daha önce de görmüştüm sanki.

    nazarımda kemal kılıçdaroğlu v2'dir.
  • --- spoiler ---

    ''-türk telekom'u, tgrt'yi, süper fmi telsimi limanları sattınız diyor. iyi akp sattı da cebine mi attı. bu paralar devletin zimmetinde. yine vatandaş için kullanılacak.''

    --- spoiler ---

    şimdi burda şöye bir durum var, tekel örneğini alırsak ele; tekel 292milyon tl e satılmış alan kişi 900milyon tl e al sat yapmış 600küsür milyon tl karda. bu kar kimin cebine gitmiştir. bu karı devletin bakanı ekonomistleri nasıl ön görememiştir veya görmüşlerdir de bir danışıklı dövüş mü vardır. bir teori olaraktan; bu ihaleyi alan akp'nin adamı olup sonraki satıştan gelen 600milyonluk karı kırışmış olabilir mesela.
  • kimse bahsetmemis ama kanimca en anlamli sozleri " ama size şunu söylüyorum: sizin için tek yer şudur, meclisin önüne yüce divana gitmek için otobüsler yanaşana kadar bağırın, ondan sonra bir daha böyle bir hakkınız olmayacak " seklindekilerdi. sanki biryerleri, birseyleri ima edermis gibi soyledi konusmasinin bu son sozlerini.

    tam partisinin lideri deniz baykal'a da topu cevirdigini duyunca rahatladim, icimden "baskanim 35 yildir siyasettesiniz, artik cekilin de partinin onu acilsin " diyerek biraz da ona giydirecek diye beklerken o gitti imali imali yermelerde bulundu baskanina kizim sana soyluyorum gelinim sen anla seklinde. olsun varsin bu bile basaridir. simdiye kadar defalarca dile getirilmis olabilir bu soylenenler ama hic birisi muharrem ince'ninkiler kadar ses getirmemistir herhalde.
  • 8 senedir milletvekili ve adını ilk kez duyuyoruz. kötü tabi. inşallah konuşmasında sürekli vurgu yaptığı "hak, hukuk, helal, allah" sözcüklerinin kendisi için bir anlamı vardır. yoksa kurtarmaz bu konuşma o 8 seneyi.

    bunun dışında konuşmasını tayyip erdoğan vari buldum çok fazla. o yüzden üslubunu sevmedim. ufuk uras tarzı bir üslup beklerdim, daha az popülist olanından. ama içeriği genel olarak halkın partisi olma yolunda ilerleyip özelleştirme karşıtı söylemlerden oluşuyordu. bu yüzden dikkate almaya değer bence. konuşmasını bağırarak, alaycılığa başvururarak yapınca bir çok önemli nokta gözden kaçmış. geriye "gemicik" falan filan kalmış. ama seviliyor bu tarz insanlar. yapacak bir şey yok. umarım sesini bundan sonra da duyarız ama çok laf, az icraatten ziyade; "bunu böyle yapıyorsunuz ama yanlış yapıyorsunuz, aslında şöyle yapmalısınız" repliklerinin söyleneceği sahnelerde. ayrıca konuşmanın sonundaki baykal yalaklığının ne gereği vardı hiç anlamadım. halka yaranmak yerine baykal'a yaranmaya çalışılmış gibi geldi bana. hoş olmamış. neyse.
  • söylediklerinde zerre yanlış yoktur arkadaşım. satmadılar mı? sattılar. yandaşlara peşkeş çekilmedi mi? çekildi. karşıt medya susturuldu kendilerine bir şey diyenlere soruşturmalar da açıldı, küçük çaplı bir ülkenin vergi borcu kadar fatura da çıkarıldı, ergenekon dan içeriye de alındı. yeri geldiğinde çok ustada gündem de değiştirildi gördük bir çok kere. yok öyle bir şey diyen çıkarsın at gözlüklerini bir zahmet. bereket millet vekili dokunulmazlığı varmış muharrem ince'de yoksa eminim 1 2 güne arabasından ak parti merkez binasının krokileri falan çıkardı. yok neden baykal'a sataşmamış bik bik de bik bik. bu anlatılanların hiç birisi yaşanmadı zaten bu ülkede. burada dikkat edilmesi gereken şahıs baykal. aferin size.
35578 entry daha
hesabın var mı? giriş yap