• hm, vural savas veya nuh mete yuksel'in böyle bir kitabı olması lazımdı ama büyük ihtimal vural savaş'ın.. fakat nasıl olsa ikisi de militan..
  • dünyanın birçok kesiminde, özellikle amerika birleşik devletlerinde alınan hukuk kararlarından örnekler veren kitaptır. genelde yasaları işine geldiği gibi yorumlamıştır vural savaş, kimi yerde inanılmaz tespitler yaparken, kimi yerde bir önceki tespitleriyle çelişen fikirler ileri sürmüştür. toplamda insana çok şey katan bir kitaptır. yazarın şöyle bir iddiası yok kitapta ama benim anladığım şudur : hukuk (veya yargı sistemi) siyasî otoriteden bağımsız değildir. hatta bu siyasî otoriteye oldukça bağlıdır.
  • mücadeleci demokrasi olarak da adlandırılır.
  • militan demokrasi anlayışı, 1982 anayasasının 14. maddesinde kendini göstermektedir.
    buna göre, "anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz."
  • 1961 anayasasının getirdiği yenilikler arasında yer alan bir anlayış
  • bir kitap olmasından çok, önemli * bir kavramdır..

    kimi insanlar vardır, demokratik yollarla bir yeri yönetme gücünü elde ederler.. ama asıl amaçları demokrasiyi kaldırmak olduğu anlaşıldığı zaman, militan demokrasi devreye girer; demokrasinin devamı için.. bu sırada da mevcut yönetici demokrasinin yok edilmeye çalışıldığını iddia eder..

    ne başkalarını kandırmaya çalışalım, ne de kendimizi.. herkes birbirini yeterince iyi tanıyor..
  • militan demokrasi kavramı ilk kez batı avrupa’da totaliter akımların yıkıcı etkilerinin kendini hissettirdiği yıllarda, karl loewenstein tarafından kullanılmıştır (1938). liberal demokrasi komünist, faşist ve nasyonal sosyalist akımların yıkıcı etkilerine karşı direnmek ve kendini koruyabilmek için artık 1930’lu yıllarda gerekli önlemleri alarak mücadeleci (militan) bir tavır içine girmiştir.
    militan demokrasinin siyasal muhalefetin belli bir kesimin susturucu ve devleti koruyucu niteliğine bakıldığında, bunun 1789 fransız devrimi sonrasındaki “jakoben” akıma benzediği fark edilir. bu nedenle de militan demokrasinin felsefi temelinin robespierre ve arkadaşı saint just’un görüşlerine dayandığı ileri sürülmektedir.
    militan (mücadeleci) demokrasi dışında savaşan demokrasi (fighting democracy), nöbette demokrasi (democracy on guard) ve dövüşen, kavgacı demokrasi (combative democracy) gibi adlandırmalar da kullanılmaktadır. bu anlamda militan demokrasi, demokrasinin bir nedenden dolayı bir şeye karşı mücadele etmesi ve kendini savunmasını ifade eder. buna göre demokrasi kendini savunmak zorundadır, sınırsız özgürlük olamayacağına göre demokrasi de kendini ortadan kaldıracak özgürlükleri sınırsız bırakamaz.
    militan demokraside mücadeleyi sadece yasal ve askeri tedbirler alarak değil, toplumun tüm kesimlerinin birlikte gerçekleştireceği girişimler olarak algılamak gerekir. yani önemli olan sadece yasal tedbirlerin alınması değil, bunun yanında toplumun tüm kesimlerinin de totaliter faaliyetlere karşı en azından demokratik tepkisini göstermesi gerekir.
    militan demokrasi; faşizm, nasyonal sosyalizm, komünizm vb. özgürlükçü demokratik düzeni açıkça tehdit eden ve ortadan kaldırmayı amaçlayan totaliter akımlar karşısında, kendi demokratik değerlerini korumak amacıyla bu tür yıkıcı akımları savunan bireylerin ve grupların ifade ve örgütlenme özgürlüklerini kısıtlayan ve bunlara karşı hukuksal, siyasal ve toplumsal alanda aktif bir tutum içine giren klasik (liberal) demokrasinin 1930’lardan sonra siyasal ve toplumsal koşulların ortaya çıkardığı farklı bir yorumudur.
    militan demokrasi anlayışıyla birlikte artık özgürlükler devlet ve kişiler arası ilişkilere karşı korunarak bu ikisi arasında mevcut duruma göre bir dengenin sağlanması sorunu gündeme gelmiştir. böylece devlet yeniden güçlenmekte, temel hak ve özgürlüklerin bekçisi olmaktadır. bu da özgürlükçü demokratik rejimi aşırı zedeleyebilmektedir.
hesabın var mı? giriş yap