• taksim'de mc donald's'ın sokağına girip, ordan da soldan 2. sokağa dönünce sağda bi yerde melekler dürüm evi.
    leziz dürümleri , turşuları ve güleryüzlü+nazik sahipleriyle minicik bir mekan.
    her gece saat 2'ye kadar açık diye biliyorum.

    edit: yolu uzatmış olmuşum istiklal'in başından gelenler için. ilk sola sapıp, ordan ilk sağ yapınca sol tarafta göreceksin.
  • çok fena bi isme sahip tükkan. dürüm yapan melekler olmadı dürülen melekler geliyor akla
  • çok sıcakkanlı sahipleri olan servis tabağı dürümlerinden kat be kat daha leziz ve doyurucu dürümcü. üçüncü gidişimde sahipleriyle kanka oldum ki ben asla mekan sahipleri ile sırnaş dolaş takılmam. ilkbaharda taşınma planları yapıyorlardı okul açıldığında tütüncüden sonra yoklayacağım ikinci mekan. dürümden sonra tütün de bi ayrı oluyor da. şükela verdim kendilerine.
  • göz doyurucu porsiyonları hem lezzetli, hem uygun fiyattadır. ayrıca temiz bi mekan. biraz daha büyük olsa daha iyi olacakmış. bu aralar hayal kahvesi ile aralarında problem yaşanıyormuş. hayal kahvesinin sahibi o sokağı tamamen kapatıp kendisi işletmek istiyormuş ee tabi abiler de yerlerinden çıkmak istemiyor hatta kendi cümlesi 'benim iki aşkım var biri eşim, diğeri işim'... bırakıp gidemem diye söyleyince, kahvenin! sahibi de yan tarafına dürümcü açmıştır...
  • " taksicileri bile memnun eden dürümcü"

    http://istanbuleats.com/…-bile-memnun-eden-durumcu/
  • dürümlerinde kırmızı lahana olması nedeniyle tercih sebebidir.
  • uygun fiyatlı, sıcak servisli, güzel dürümcü. dürüm kalitesi olarak nasıl değerlendirdiğimi şöyle söyleyeyim belki yardımcı olur: dürümce'ye katiyen gitmem. dürümzade'ye, eh, belki ama pek sanmıyorum. ama buraya giderim. güzel bura.

    dürümü baharatlı filan, güzel yani. istanbul'da "yeniri var" dürüm bulmak gerçekten mesele, fakat buradakiler istanbul standartlarının üzerinde. yalnız dürümde kırmızı lahana olmasaymış iyiymiş, tamam orijinal adana standardı beklemiyoruz ama bu kadar deformasyon da yani... bilemiyorum... sipariş alırken sorsunlar o zaman, istemeyene konmasın.

    üç adana + 2 ayran 20 liradan az ama ne kadar olduğunu tam hatırlamıyorum. 15-20 arası bir şey. mekan sıcak, ortam güzel. insanlar güleryüzlü. etrafta dolu dolu turşu kavanozlarını görmek iştahını kabartıyor. öğrencisi enteli kunteli bol, iyidir.

    *
    dulcineaea editi: 16.5 lira imiş.
  • yine bir isim rezaletiyle daha karşınızdayız sayın seyirciler. ve bu sefer kameralarımızı melekler dürüm evinin tabelasına çeviriyoruz. olmuş mu, yoo olmamış. iştah kapatıcı mı, evet gerçekten öyle. (bkz: melek eti)

    bir başka çirkinlikle daha huzurlarınıza gelene kadar esen kalın sevgili izleyenler..
  • istanbul'da özlediğim tek mekan. adana dürüm'ün en güzel halini orada gördüm. sıcakkanlı ve içten bir sahibi de var.
  • ilk açıldığı zamandan bugüne beyoğluna her gidişimde kebaplarından yediğim dürümcü.
    istanbulda en uygun ve en iyilerden biridir. hatta bu iki katogori yanyana koyulduğunda net en iyisidir.

    "saygılar abim" diye oradan uğurlanmak, giderken size gülümsenmesi ayrı bir güzelliğidir.
    ön yargılı olan bir çok arkadaşım hastası olmuşlardır.

    batmanlı babam, "ben her yerde ciğer yemem diyip", bir adana yedikten sonra "elinize sağlık usta, bir dahakine ciğer yemeye gelicem." demiştir.
    hatta valideyi de götürmüştür oraya. kesinlikle özel bir yerdir, müptelaları için.

    ilk başlarda küçüktü, sonra büyüdü. bir ara hayal kahvesi yokken karşı duvar dibinde ferah ferah oturuyorduk efendim.
    şimdi 5 ağustos itibariyle masalar kalkmıştır. bu uygulamaya küfür etmemin en büyük ikinci nedeni olmuştur.
    birincisi ise protesto edenleri içeri almışlar, imza toplayan arkadaşların dediklerine göre.

    küçücük yerden sekiz çalışan (kardeşler dahil) ekmek yemeye kastırıyor.
    içleri kan ağlamasına karşın hala güler yüzlüler.
    beyoğlu anlamını hep yitiriyor. keşke beşiktaşa gelseler tüm dükkandaki kovanozlarla.
hesabın var mı? giriş yap