9131 entry daha
  • --- spoiler ---

    dizi başladığından beri jack karakteri sürekli olarak liderlik konusunda git-geller yaşadı. ancak 612 de john locke'u görür görmez '' - vay anam şimdi yan bastık! '' bakışını gösterdi. bu hafta hurley'le olan ''- artık işleri oluruna bıraktım ağa '' muhabbetinden sonra gelecek bölümden itibaren jack'in kontrolü tamamen eline alarak john lock'un karşısına dikileceğini zannediyorum

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    s06e12. everybody loves hugo.

    30 yildir yaslanmayan namaste odul toreninde "hugo's lifelong love affair with chicken led him to acquire and then expand the mr.cluck's chain" diyor, burada acquire'in hangi anlamda kullanildigi cozemedim. indivx altyazi takimi kurucu olarak cevirmis, duayenimiz ablamiz pinar batum orayi tamamen es gecmis.

    hugo'nun o evrende de piyango kazandigini biliyoruz, dukkani piyango parasiyla mi satin aldi yoksa zaten sahibiydi de sonradan mi piyango kazandi? kendisi mi kurdu nedir?

    lost'u altyazisiz izleyen zeki kitleden aciklama bekliyorum.

    yogun mesajlasmalardan sonra cikan sonuca gore edit:
    indivx hatali cevirmis, bunda herkes hemfikir. hugo mr.cluck'i kuran adam degil, satin alan adam.
    ama nasil satin aldigi belirsiz. piyango'dan kazandigi parayla mi satin aldi yoksa hayati boyunca tavuk isleriyle ugrasarak zenginlesti de oyle mi satin aldi?

    yani piyango kazandigi zaman zaten zengin miydi? adam kendisini sansli sayiyor, piyango kazanmadan once fakir bir sansli miydi?

    yok eger zaten zenginse piyangoyla ne isi var gibi tartismali ucu acik kaldi.

    son edit: boyle kelimelere takilan birisi degilim, hatta ilk defa boyle bisey basima geldi. dizide en sevdigim karakterin hayatini daha iyi anlamak istedim ama senaristler bile oraya bu kadar kafa yormamistir... herkese tesekkurler.

    daha daha editi: abi bazilari hakikaten baska biyeriyle izliyor bu diziyi. hala 2 sezondaki mr.cluck'i satin almasini hatirlatiyorlar. kardesler, o olaylar ayri, bu 6.sezon bambaska. hatta burada kazanan numaralar bile farkli. bunlarla daha da gelmeyin lutfen.

    --- spoiler ---
  • --- 6x12 spoiler ---

    locke kate'e kimin adını saydıysa hepsi de tıpış tıpış ayaklarına geldi.

    edit: bir de ekstradan lapidus var. onu yazmamıştım ama en önemlileri o bile diyebiliriz. fair'e teşekkürler.

    --- 6x12 spoiler ---
  • --- spoiler ---

    ilerki bölümlerde brada desmond'ın "hayvanın biri beni kuyuya attı" diyerek ıslak bir halde geri dönmesini bekliyoruz.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler koyayım da sonra başım ağrımasın ---

    görünen o ki lost'ta bir takım kuantumsal mekanikler dönüyor.. (iş bu noktada bir kaynaktan çıkan parçacıkların spinlerinin farkını, korelasyonları, dalga fonksiyonlarını vs. anlatmak yerine hem daha nitel, hem de tamamen felsefi bir anlatım kullanmaya çalışacağım.. fizikçilere peşinen duyrulur.. fırlatacağınız nötrinolardan rabbime sığınırım..)

    bunların paralel evrende karşılaştıklarında adadaki deneyimlerini hatırlamaları, ecnebilerin "entanglement" dediği dolanıklık ilkesi yüzündenmiş gibi duruyor..

    bir parçacık aynı anda bir çok yerde bulunur ve "bir an" görüntülenmeye kalkışılırsa "bir süreç" görüntülenir.. ve o süreç içinden herhangi bir "an"ı çıkarmaya kalkarsanız (ki çıkaramazsınız) o süreci de yoketmiş olursunuz.. çünkü o an aslında o sürecin tümüdür.. anlarından biri olmayan süreç de zaten artık yoktur.. parçacık, aynı anda birçok yerde duran olasılıklar bütünüdür.. biraz karışık ama kuantum hazretleri bize bunu söylemeye çalışıyor sanırım.. yani bir kaynaktan çıkan parçacık aynı anda farklı mekanlarda boy gösteriyor olabilir.. ve ayrıca bir tanesi üzerine yapılan etki diğerini anında (gerçekten anında) etkileyebilir..

    bunun yanı sıra kuantum camiası parçacıklarının mensup olduğu bir diğer kurala göre, etki-tepki prensibi ters yönde simetriktir.. yani zaman çizgisinde ileri geri gidildiğinde bir su nasıl dökülürse o şekilde geri dolacaktır.. hal böyleyken normal hayatta parçacıklar bizim mantığımıza göre bir neden-sonuç ilişkisi içinde, determinizmin köpeği olarak hareket ederler.. bir olay, belirli nedenler sonrasında gerçekleşir.. ama ya sonuç öyle olacağı için ben onu başlatmışsam?? ya neden sonuca bağlı olarak oluşursa(oluşmuşsa, oluş-muş-acak-sa)??

    o zaman bizim lost sakinleri paralel evrende karşılaştıklarında adadaki hayatlarını hatırlıyorsa; adadaki yakınlaşmalarında da paralel evrendeki karşılaşmalarını (ister istemez) referans alıyorlardır diye düşünüyorum.. adadaki karşılaşmaları da tamamen paralel evrendeki karşılaşmalarının sonucu (nedeni).. yani hem adada hem paralel evrenlerde (ki bence bir tane yok, pek çok var.. zira desmond zamanında charlie'yi türlü çeşit ölümden kurtarmıştı..) yaşananlar birbirinin nedeni ve sonucu olan saçma sapan bir döngü.. veya birkaç (hatta sonsuz) paralel evren olduğunu düşünürsek döngüler bütünü.. helis diyeyim de iyice sıçayım..

    işte böyle birşey..

    --- `spoiler koyayım da sonra vay efendim spoiler koymamış demesinler` ---
  • --- spoiler ---

    ne yalan söyleyeyim 6x12'nin sonunda orman'dan locke'un karşısına hugo değil desmond çıkacak zannettim.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    hugo'nun milyon dolarlık serveti var ama hala anasının ortalayacağı kızı bekliyor. olmaz olsun böyle paralel evren dude!

    --- spoiler ---
  • --- s06x12 spoiler ---
    bir ara iyi- kötü dengesinde kafam karışıp kara duman abimizin iyi taraf, tipine kıl olduğum sarı pipi jacop'un -tipinde meymenet yok zati, ekolünü şiar edinerek- kötü taraf olduğunu düşünmeye başlamıştım ki, sağolsun karaduman abimiz :'gerek yok böyle fikirlere kafalar karışmasın topraaamm 'içerikli bir mesaj verdi.
    desmond'ı, biricik bradamızı, kör kuyularda merdivensiz bıraktı.

    şu saatten sonra ağzıyla kuş tutsa, iyi olduğuna inandıramaz beni. des, sen onu kuyuya fırlatmadan az önce brada dedi sana ey karaların karası, yüz karası duman. tek o, 'bradanın' söyleyişindeki güzelliğin hatırına insan desmond'a kıyamaz be!

    hepimiz kardeşiz bu kavga niye? deyu alttan mesaj veren desmond'a reva gördüğü son, sahte locke'un halk arasındaki itibarını zedelemiş, sevenlerini üzmüş, kendisi hakkında ön yargıya sebep olmuştur.

    --- spoiler ---
  • sanki hiçbir soruya cevap veremeyeceklermiş gibi geliyor ya artık, du bakalım.

    --- spoiler 6x13 ---

    öncelikle, fısıltılar adada sıkışıp kalmış ruhlardır diyenlere, bunu böyle bağlamaya çalışan senaristlere hatırlatırım ki ıslak walt'la sayid'in kırığı konuşurken de o fısıltılar geliyordu. walt körpecik çocuktu daha o zamanlar ve ölü falan da değildi. ne ruhu ne sıkışması, bi adam olun, bizi mi yiyorsunuz?

    hugo libby buluştu aman ne şahane. ama akıl hastanesine gidince hugo aklıma geldi. bu adam yine aynı numaraları mı oynadı da lotoda büyük ikramiyeyi kazandı acaba? aynı numaraları oynadıysa onları nerden duydu? yok duymadıysa bu numaraları neden hala gözümüze sokup çok anlamlı bak bunlar diyorlar?

    eğer ki sadece uçaktaki insanlar adayı hatırlayacaksa diğerleri ne bok yiyecek bu biiir. ben'in babası dharma falan demişti bi ara yine bir numaralar dönmüş orda, onu bi açmak lazım, bu ikiiii. widmore neden herşeyi biliyor, ne saklıyor? hadi onu geçtim daniel'ın anasından ayrılmadan penny nasıl dünyaya geldi ulan! senaryoya göre adada daniel olur ve charles bunu bilmez, sonra adadan sürülür, gider penny'nin anasıyla evlenirdi. bunlar hala üvey ama adam ilk karısıyla birlikte yine.

    son olarak, o aksanına kurban olunası desmond'a nasıl el uzatırlar, nasıl kıyarlar, kuyulara atarlar. yapılır mı bu be?

    peşin edit: desmond ölmedi biliyorum ama o bir dakika bile bunu düşünmek için fazla. ah des

    edit 2: hugo farklı numaraları oynamış lotoda, peki neden hala desmond'ın sıra numarası 42?

    --- spoiler 6x13 ---
  • --- spoiler ---

    06x12'nin sonu ile desmond'ın 06x11'deki elektromanyetik dalgaya maruz kalması (penny'nin yanında bayılması) sonucu iki paralel evrende de olayların farkında olan tek kişi olduğunu kanıtladı. kendisini adada öldürdüğünü sandığı john locke'u tahtalı köye yollarken tek düşündüğünün intikam olduğunu düşünmekteyim. ha sonucunda ne paralel evrendeki locke'un, ne de adadaki desmond'ın öleceğini düşünmüyorum (morarma hakkımı saklı tutarım) ama yine olan garibim hakiki john locke'a oldu, orası ayrı...

    bu arada hurley'ye bir karar mekanizması olarak güvenen jack shepherd'ın da beynini seveyim. lan daha niye sahte locke ile muhatap oluyorsun, belli ki adam pislik yani... bir de miles katıldığı ekiple yürekleri dağladı. bildiğin faydasızlar takımıyla senin işin ne sayın miles! (buradan benjamin linusseverlerden kusuruma bakmamalarını diliyorum ama hisli linus'u içim almıyor arkadaş?!)

    --- spoiler ---

    denizin buz gibi sularından gelen edit: biliyorum, seviyorsunuz ama yapacak bir şey yok. karakterlerin ikisi de faydasız. daha da kötüleyin, aferin.
5458 entry daha
hesabın var mı? giriş yap