35 entry daha
  • ayrılınca "paramı yedi" diye konusmalarına sebep olan gereksiz gurur gösterisi.
  • egosunu tatmin etmeye çalışan erkektir.

    zamanın ötesinden gelen edit:
    başlığı "kıza hesap ödetmeyen erkek" diye okuyan/yorumlayan çok yazar var sanırım.

    (bkz: are you watching closely?)
  • gece eve yalnız gelip sağ eliyle(kimine göre sol) başbaşa kaldığında normale dönecek erkektir.
  • yıllar önce terk ettiğim erkek.
  • benim bu, egoyla falan alakasi yok.

    davet ettiysen kızı öde işte, yoksa paran bunun bankı var, müzesi var şusu var busu var oraya götür yine mis gibi date. üfff yok enayiymiş yok şuymuş yok buymuş, ne çirkin şey o ya yarı yarıya ya da tamamen kıza ödetmek, ödemesini beklemek.

    burası türkiye, buradaki kültür böyle işte. sadece türkiye'ye özgü birşey de değil ki bu.

    ha illa ki "ödeyecem ödeyecem" diye tutturuyor ise ve sizde bu konularda geniş iseniz "birdahaki sefere sen ödersin tatlım" dersiniz. buradaki amaç, karşınızdaki kişiye nereye gideceğinizin kontrolünü vermektir ki doğrusuda budur, onun da kendine göre hesabı kitabı vardır elbette.
  • kız diye burada bahsedilen kişiyle arasındaki yakın bağdan kaynaklanır. düşün bak, evet biraz zor bunu yapabilmen biliyorum ama paradan bile daha çok seviyor bu erkek o kızı. mesela, bir de onlar için senin benim param diye bir şey yoktur. onların sahip olduğu tek ve en önemli şey sadece birbirleridir belki. asla hesap ödetmediği kızı kendi küçük cimcime kızı gibi görüyordur belki, babası gibi hissediyordur hatta cebine harçlık koyuyordur ihtiyacı olduğunu düşünüp. biliyorum tabi çok zor, çok garip bu adamı, bu kızı senin anlaman. sen parayı çok seviyorsun çünkü, senin için en çok o önemli. o yüzden devam et, belki biriktirip bir araba alırsın kendine, öyle avunursun artık yalnız ve bencil dünyanda arabanın modeliyle, süpersonik özellikleriyle.
  • kıza hesabı ödetmeyip ama kendi de ödemeyip, kızla el ele koşarak dönerciden kaçan fransız filmi erkeği mesela. *
  • kiza surekli babasiyla geziyormus hissi veren erkektir.
    madem kizlarla erkekler esittir, biraksindir da kiz kendi yemeginin parasini odesindir. cani istiyorsa menudeki en pahali yemegi alabilsindir.
    kiza kendini kotu hissettirir, pahali yerlere gitmek istese bile bunu belirtmesini engeller.
    illa para harcamak istiyorsa hediye alsindir. (ne bu ben sana bakarim ayaklari..)

    not: bunlar bir erkekle parasi icin birlikte olmayan, insan gibi kizlar goz onune alinarak yazilmistir.
  • her yeni ilişkide çoğu erkeğin karşı tarafa vermek istediği imajdır.. geçen zamanla birlikte yerini "imaj hiç bir şeydir, parasızlık her şey" mottosuna bırakır.. bıraksın da zaten.. erkek dediysek merkez bankası mı, her yerde hesap ödesin, her şeyi o ısmarlasın.. kız arkadaşına asla hesap ödetmemek ilişkide beyfendilik, centilmenlik kıstası değildir, olmamalıdır da..
  • şu "asla" boyutu değiştiriyor ve açıkçası kulağa sömüren-sömürülen taraflar varmış gibi gelmesine neden oluyor.. ya da bu tarz davranmayı zorunluluk kategorisine sokuyor ve itici geliyor.. ancak, bu hesap ödeme mevzusu erkeğin bir kadınla birlikte yürürken ona yol vermesi, kapısını açması, buluşmalardan sonra onu eve bırakması, ya da çiftlerin özel günlerde- karşılarındakinin mutlu olmasını istediklerinde çiçek alması gibi bir kategoride değerlendirilmesi gereken bir mevzu kesinlikle.. bu tür ayrıntılara dikkat edilmesi önceliğiniz haline gelmeye başladığında, ya da bu ayrıntıların ilişkilerdeki önemini hissettiğinizde; bunu farketmek kolaylaşıyor..

    öğrencilik döneminde ya da hemen sonrası gelen işsizlik dönemlerinde (ki bu her iki dönem de fazlaca gerçeği buradaki toplumumuzun büyük bir kısmının) ailelerden alınan ya da mevcut kısıtlı gelir ile, böyle bir davranış elbette mantıklı değil.. evet, kabul edilebilir gibi de gelmiyor hiç.. öncelikli olarak "eşitlik" gibi bir talep belirleyip, bu talebin doyurulmasına ihtiyaç duyuyor her iki taraf da bu dönemlerde; bu bir şekilde olgunlaşmakta olan bünyelerimizin kendini ispat çabası zannederim..

    bununla beraber, maddi bir gelir mevcutluğunda, sosyal ortamlar, ilişkiler ve kişiler olgunlaştıkça "hesap ödeme" bir sorun ve gündem olmaktan çıkıyor aslına bakarsak.. hani, masada erkeğin şarabı doldurması gibi bir ayrıntı haline gelebiliyor bu; hangi yemeği seçeceğiniz hakkında konuşmanız, sonra sizden onay ala ala (bakışıyla), siparişi onun vermesi.. mutlak kurallar değil bu ve benzeri davranışlar elbette; hani hiç söylenmemiş, sözsüz, vücut diliyle ifade edilen ve kendiliğinden olan şeyler bunlar demeye çalışıyorum.."kendi siparişimi kendim verebilirim!" çemkirişi oldukça çirkin, gereksiz ve yersiz bir şov olur, bu bir incelik çünkü..

    hülasa, nezaket kurallarını bilmek, ona uygun davranmak hoşluk katar ilişkilere, huzur katar, güvenlidir; olgunluğun gösterilişidir, gereklidir.. ve bu tür durumlarda insanlar çoğu zaman sözcüklere gerek bile duymazlar insanlar, bakışlarla anlaşılır.. erkek, tek bakışıyla ya da bazen ona da gerek kalmadan şıkça hamlesini yapar; kadın bazen zarifçe onay alır, öyle daha mutlu olacağını ifade eder; erkek bilir ve anlar onun kıpırtısından-bakışından-eline dokunuşundan bir şekilde; hatta bu durumlarda genelde o teklif eder kadının ödemesini, gülümseyerek.. bu onayı, "aman da ben kimseden izin almam" tribine girerek algılamak açıkçası çok çiğ geliyor; en az erkeğin izin verecek mercii olduğunu sanma ezikliği kadar çok..

    savaşmadığımızı, üstünlük mücadelesi vermediğimizi, birlikte güzel zaman geçirdiğimizi unutmamak gerek aslında sanırım.. her iki taraf da olabilecek en şık şekilde çözüme ulaştırmalı bu konuyu olgun ilişkilerde..

    ya bu da ilişki uzmanı tribi gibi oluyor biraz ama bir erkeğin küçük masum bir güç gösterisi olarak da algılanabilir bu çok isteniyorsa.. diyelim ki kadını sahiplendiğini bu şekilde ifade ediyor olsun.. ve tamam en süper, en kendi kadın da sizsiniz, böyle şeylere ihtiyaç duymuyorsunuz diyelim- ki öyledir de eminim.. yine de ona- kendini ifade etmesine izin vermemek, rahatsız olacağı şekilde engellemek, onla bir yarışa girmek hiç anlamlı gelmiyor bana..
764 entry daha
hesabın var mı? giriş yap