2059 entry daha
  • - türban sorunu ile ilgili bir şey yapacak mısınız?
    - o sorunu çözeceğiz. herkes üniversitede okuyacak.
    - nasıl çözeceksiniz?
    - onu bize bırakın, çözeceğiz.

    ondan sonra da, her zamanki gibi geri vites:

    -ben türbanlılar üniversiteye girecek demedim ki!

    böyle siyaset olur mu? oluyor. bir parti başkanının "x sorununu nasıl çözeceksiniz?" sorusuna verdiği yanıt "bize bırakın, çözeriz" olabilir mi? böyle bir cevap olabilir mi? oluyor. bu parti başkanı açık seçik laf değiştirip sonra pişkince "ben öyle demedim kiee" diyebiliyor mu? diyebiliyor.

    nedeni çok basit, çünkü hiçbir şey fark etmiyor.

    kılıçdaroğlu tek bir somut şey söylemeden herşeye "çözeceğiz, yapacağız, biz gelince herşey şahane olacak" diye açıklamalarda bulunmaya devam edecek. "nasıl yapacaksın?" diye sorunca yine somut bir cevap alamayacaksınız. çok başı sıkışırsa da aynen bu şekil konuştuğunu inkar edecek.

    peki sonuç ne olacak? chp seçmeni yine oy vermeyecek mi kılıçdaroğlu'na? alternatif var mı? seçmenini kaybetme ihtimali olmayan bir adam niçin değişsin, niçin çaba göstersin? zaten iktidar ihtimali yok. ne kazanacak bir şeyi var, ne de kaybedecek.

    hem ne bekleniyor, ne umuluyor onu da anlamış değilim. baykal seks skandalı yüzünden istifa etti güzel kardeşim, değişimin sebebi bu. kendi iç dinamiklerinden kaynaklı bir değişim yok, kasetten kaynaklanıyor değişim! o da bir yere kadar olur, onunla idare edeceksin.

    ha, eğer kılıçdaroğlu ne söylerse söylesin oyunu gidip ona verecek olan adam kendisini sorgulamalıdır biraz, "ben niçin böyle yobazım?" diye. çünkü bunun adı yobazlıktır güzel kardeşim.
  • ne zaman biri bir eleştiride bulunsa, ahaa muhafazakarlara/akplilere/yobazlara bak nasıl da yusufladılaaaar deniyor. parti lideri mi hannibal lecter mı anlamadım gitti.
  • bu adamı gördükçe üzülüyorum ben. gerçekten, böyle bi içim eziliyor. sanki iyi niyetliymiş, saf bi adammış ve chp'nin yanlış politikalarını o iyi niyetiyle savunduğu için sürekli rezil oluyormuş gibi bi havası var. neyse.
    kemalist ekonomizmin iflas bayrağıdır kendisi. kemalistlerin her konuda "onu bırak işsizliğe bak" veya "hepsi eğitimsizlikten oluyor" diyen, politik dönemeçlerin hiçbirinde elle tutulur hiç ama hiçbir şey söyleyemeyen, alakalı alakasız her konuda yalnızca "işsizlik diz boyu, esnafın hali perişan" vs. diyebilen kanadını temsil etmeye soyunmuştur ve bu politikasız politikanın ne kadar yavan ve işe yaramaz olduğunu kanıtlamak yolunda hızla ilerlemektedir.
    - başörtüsü sorunu?
    - herkes okuyacak! (belki türban takanlar takmaz biz de kurtuluruz)
    - kürt sorunu?
    - yatırım yapalım okul yapalım (belki kürtler kürt olmaktan vazgeçer)

    bu ne la? sanki başörtülüler, okuyabilecekleri okul yokmuş da o yüzden okuyamıyormuş gibi, "herkes okuyacak" diyor adam ahdkjahdk. nası bi kafa bu ya? başörtüsü yasağını ve yarattığı sonuçları görmezden geliyor, kafasını kuma gömüyor, sorunun üzeirnden atlayıp "herkes okusun" diyerek milleti kandırabileceğini sanıyor. bu cümleyi ilk duyduğum andan itibaren biliyordum ben bunun sadece ama sadece "okul yapıcaz, herkese burs vericez" anlamına geldiğini ve bu "herkes"in başörtüsünü çıkarmaya yanaşmayan insanları kesinlikle kapsamadığını. başka ne bekliyoruz ki? chp'lilerin ekonomist kanadının bin yıldır güttüğü mantık budur: insanlara politik konularda hiçbir şey söyleme, sorun yokmuş gibi davran. sadece "iş bulucaz, okul yapıcaz" dersen, çok salak ve cahil oldukları ve politikayla ilgilenmedikleri için, sadece midesine bakan koyun sürüleri olduğu için "halkımız" çok sevinir ve seni destekler. mantık bu. kılıçdaroğlu'ndan bu mantığın dışına çıkabilen herhangi bir şey beklemek salaklıktır.
  • tüysüz yobazlar tarafından sürekli olarak vurulacak yer aranılan chp lideri. rte yapacaz dediğinde "adam yapar abi, şu duruşa bak" diyen tipler kılıçdaroğlu benzerini söyleyince bir anda yüzyılların demokratı kesilip "vay nasıl yapacakmış...çok komik adam" gibi takılıyorlar.
    ulan rte ilk 2002'de iktidara gelirken bir tek somut vaadi vardı o da dokunulmazlıkları kaldırmaktı onu da 8 yıldır yapmadı zaten.
    seviyorum sizi!
  • aslı gerçekten temiz ve iyi niyetli bir adam. ama siyasetci değil, olamaz.
    bunu söyleyince de yobazlıktan başlayarak, ak partililiğe kadar varan ithamlarla muhatap olmak son derece sıradan.

    bu adamcağız gerçekten iyi niyetli. ama ne yazık ki biryerlerden şu anda bizim göremediğimiz zılgıtları yiyince 180 derece dönüş yapıveriyor. bu durumu ortaya koyunca da dünyada görebildiğim en sağlam biat kültürünün neferleri tarafından "ama ama adam daha muhalefet, iktidarda değil ki, hem şu kadar senedir akp iktidarda asıl onlara söyleyin ühüü, bıdı bıdı" deniyor.

    ne yazık ki bu iyi yürekli adam kendini eritiyor.

    kendisinin değil ama başkanlığını yaptığı partinin biatçıları da bunu hem göremiyor hem de görmek, hatta duymak istemiyor.

    daha iktidara gelmeden pek çok konuda geri adım atan, söylediklerini yalanlayan, öyle demedim diyen birine kim güvenip de oy verir diye soruyorum. gerçek cevabı bu kadar net sorunun yanıtı "sanki öyle olsa oyunu verecek misin" oluyor. keşke öyle olsa, niye vermeyeyim. senin gibi parti yobazı değilim ki.

    bu ülkenin en büyük sorunu muhalafetsizliktir. yobazlığı, istemezükçülüğü, "topumu geri verin oynatmıyorum"culuğu muhalefet etmek sananlar da ikinci sorunudur. zira bu kadar köstek bir camia bu kadar oy almamalı, memlekete yazık...
  • ortada ''türban sorununu çözeceğiz'', ''türbana özgürlük getireceğiz'' ''bu zulmü bitireceğiz'' diye iktidara gelip, 8 yıldır tek başına iktidar olduğu halde hiçbirşey yapmayan bir hükümet varken, sırf gelecekte üniversitelerde türban serbest olacak demedi diye suçlanan muhalefet lideri.
    8 yıldır ikiyüzlülüğün, riyakarlığın, siyasal ahlaksızığın kitabını yazanlarca eleştirilen muhalefet lideri.
  • bence danışmanlarını değiştirsin. artık 90'larda değiliz. misal "çömeldi, çömelmem" üzerine yapılan takıntılı politika kendisine çok şey kaybettiriyor. ne gerek var abi! çözüm olmadıktan sonra otursan ne olur amuda kalksan ne olur. oysaki, vizyonlu ve güven veren bir yapısı var. üstelik anti-tayyip fikrinde önde görülen, hakkında umut beslenen tek isim.

    ama kaçırdığı koca bir mevzu var. 90'ların populist söylemlerinin toplum üzerinde hiçbir etkisi yok. bir de akp'nin elinde "din" gibi yerinden asla kalkmayan sağlam bir kaya var. onun üzerinden ne dersen tutuyor. bu da kemal abinin iki kat efor sarfetmesi manasına geliyor. o yüzden daha düzgün danışmanlara, daha düzgün söylemlere ihtiyacı var. tabi örgütlenmeyi en dipten tekrar gözden geçirmesi lazım. belli ki; sosyoloji, sosyal psikoloji, siyaset bilimi konularında "eskimiş" bir ekiple çalışıyor. temsil misal muharrem ince parti için iyi bir örnek... ondan yola çıksın.
  • söylemlerinin, yaptıklarının, vaat ettiklerinin sorgulanması güzel. ama keşke onu sorgulayanlar, kemal kılıçdaroğlu'nu sorgulamak için sordukları soruların yüzde birini recep tayyip erdoğan'ın söylemlerini, yaptıklarını veya yapmadıklarını sorgulayabilmek için de sorabilse.

    yani ortada öyle bir çelişki var ki, recep tayyip erdoğan bunlara böyle tekme tokat girişip dövse, ağızlarını burunlarını kırsa sorgulayamayan adamlar, kemal kılıçdaroğlu baş parmağını salladı, hımm yaptı, bunu nasıl yapar diye sorgulamaya başlıyor. sorgulasa gene iyi bir gürültü bir patırtı...

    şimdi de türban meselesi... adamlar 8 yıldır iktidarda. tek adım atmamışlar. onu sorgulamayan adamlar çıkmış kemal kılıçdaroğlu bu sorunu çözeriz deyince "nasıl çözecek anlatsın" falan demeye başladı. size bir şey söyleyeyim mi? akp gitsin bu sorun zaten otomatikman çözülür. sonuçta türbanı sorun haline getirip bu sayede günden değiştiren, oy koparmaya çalışan adamlar değil mi bunlar. yani bu işi kaşıyan, bu işi kullanan, bu işi çözmek yerine çözümsüz hale getirip kendilerine yontan adamlar değil mi bunlar. kısaca akp tasfiye edilince sorunun çözümü konusunda da büyük bir adım atılmış olacaktır... bilmem anlatabildim mi?
  • neden tek başına parti kurmadığını bir türlü anlayamadığım adam. bende bu popülerlik olsun, chp falan dinlemem nebuch partisi kurarım. neden bu adamlarla beraber onu da anlayamadım. genel başkanın parti politikasına karar veremediği bir ortamda ne arıyor? ayrıca tekrar hatırlatayım kendisinden çok umutlananlara;

    bu adamı tayyip erdoğan'ın vekili topbaş, belediye seçimlerinde yendi, siz halen türkiye genelinde iktidar olabileceği rüyasındasınız, aranızda siyasi bilimler okuyanlardan birisi çıksın da şu gerçeği söylesin;

    "yerel seçimde başarı gösteremeyen adayın, genel seçimde başarı göstermesi mümkün değildir." çok basit bir siyaset kuralı lan bu, ilk yılda öğretiyorlar hatta.
63374 entry daha
hesabın var mı? giriş yap