• evrensel demokratik hak olan "eylem yapma hakkı" polis tarafından engellendiğinde olur sadece. eğer ortaya koymak istedigin siyasi talebin duyurulmasına engel olunuyorsa, oyunun kuralları bozuluş demektir. bu kuralları bozan da nerdeyse her zaman devletin ta kendisidir, maşası kolluk kuvvetleridir.

    devlet oyunu kuralına göre oynamıyorsa, eylemciye nasıl kızarsın? diye sorarlar adama. çünkü camın ve kaldırımın asayişinden devlet sorumludur hukuki olarak, eylemciler veya üçüncü kişiler değil.

    türkiye'de, o kadar eyleme katıldım hayatımda; eylem başlamadan önce, pek önceden kırılmış kaldırım taşı görmedim; 1 mayıs'ta taksim için izin verilmeyeceğinin belli olduğu eylemler hariç. daha da önemlisi, kendi aralarında polisle çatışarak direnebilecek kadar koordine bir durum da yok. püskürme çabuk oluyor bu yüzden. ve bir sürü fraksiyon ayrık çatışıyor ne yazık ki. haa, kürt bölgesi derseniz, devletin tavrı her daim belli olduğundan, kaldırım taşı kırma dinamikleri elbette daha farklı işliyor.

    interaktif şeyler bunlar kuzularım. yani oyle ogreniliyor devletin polisin eylemler konusunda ne kadar yonlendirici olduğu. ya deneyimlersin bilirsin, ya da gazete okur sallarsın.

    seçim senin.
  • senin "demokratik hak" dediğin şey için suni denge teorisi'ne bir göz atmakta fayda var bebeim. bak adam diyor ki; bu siktiğimin düzeninin yıkılmaması için erk sahipleri elbette ki ezilenlerin ağzına bir parmak bal çalacaklardır. kısaca kitlelerin tepkilerinin pasifize edilmesi, devlet ve halk ya da ezen ve ezilen arasında mevcut olmayan bir dengenin var edilmeye uğraşılarak, tepkisizliğin doğurulmaya çalışılmasıdır. kitlelerin sosyal patlama safhasına gelmeden durdurulması için olmayan bir denge varedilecek, bu da ezilenlere bir takım imtiyazlar sağlanıyormuş gibi gösterilerek elde edilecektir. her ne kadar burjuvazi ve onun teminatı olan iktidar sahipleri ve onun kendini meşru bir zemine konumlamış enstürmanları en ufak bir sapmaya ve en ufak bir kayba dahi tahammül edemiyor olsalar da kuvvetli bir infialden ve olası bir başkaldırıdan ölesiye korktukları için hepimize ufak elma şekerleri dağırmak zorundadırlar. kimisi çıkar "ayh yaşasın benim de haklarım var, ben de kendisine türlü hürriyetler sağlanmış bir bireyim, bak devletim beni de düşünmüş, bana yol vermiş, su vermiş, üstüne bir de kendi çizdiği sınırlar dahilinde, kendi arzu ettiği şekilde, aşırıya kaçmadan, "ölçülü" şekilde, uslu uslu tepkimi ortaya koymak için hak da vermiş der, kimisi de o elma şekerini alır, sapını kırıp, "alın bunu götünüze sokun ipneler" diye suratlarına fırlatır. arada öyle bir nüans var işte.
  • bu yanılgıdakilerin muhatap olacakları tek hak enselendiklerinde kendilerine okunacak olan haktır. (bkz: kahrolası federaller)
  • sanıldığı gibi kimse cam kırmayı, kaldırım sökmeyi demokratik hak sanmıyor. demokratik hakkını kullanırken yediğin gazlar, sular hatta daha sonra sokakta polis seni gördüğünde eyleme katıldığın anlşılsın ki tekrar dayak yada laf yiyebilesin diye atılan renkli sular insan da böyle bir etki yaratabiliyor.
  • bir demokratik hak olarak; düzeni, devleti, zammı, insanlık dışı uygulamaları, vs.. protesto etmek için bir araya geldiğinde üzerine salınan copla, kalkanla, biber gazıyla, gaz bombasıyla,vs.. donatılmış uruk-hai kılıklı güruha karşı insan ne yapsın?

    (bkz: öyle başa böyle tarak)
  • raf'ın güzel ablası ulrike meinhof diyor ki; "bir taş atılırsa, bu cezalandırılması gereken bir davranıştır. bin taş birden atılırsa, bu politik bir eylemdir."

    bak ne güzel özetlemiş mevzuyu, üstüne tek kelime daha etmem ben.
  • idiotik bir yaşam tarzının dışavurumu...
  • boktan bir demokrasi anlayışının entegre edildiği beyinlerde çelişkiymişcesine algılanan eylem. arkadaşım bu bankalar kapitalizmin kam emici asalakları, sömürünün bayraktarı değil mi? adamlar napmış bankalara saldırmış, süpermarketlere taş etmış. bir de bunlara esnaf demiyorlar mı kafayı yiyor insan.

    her eylemden sonra süper sosyal tespitlerle ortaya çıkan güruh acaba eylemcilerin domalıp donu sıyırmasını mı bekliyor. anlamak zor gerçekten.
70 entry daha
hesabın var mı? giriş yap