kırgınlık

• kırgın olma durumu
• kizginlikla birlikte gelirse hic cekilmeyen olgu.
• (bkz: broken hearted)
• halsizlik anlamına da gelir.
• dışarıya yansıtılan öfkeden sonra, insanın kendi başına yaşadığı aşama. kırgınlık mutlak ki kızgınlığın peşi sıra gelir. öyle pattadanak, hiç bağırmadan, suçlamadan, öfkelenmeden sessiz sedasız çıkagelen kırgınlık, öfke aşamasının atlatıldığı anlamına gelmez, kesinlikle gelmez. yaşanması gereken bir öfke varsa yaşanacaktır, ve pek hazindir ki sırasını karıştırıp kırgınlıktan sonra sahnede görülen öfkenin hedefi sapar, insan kendine çeviriverir oklarını; zaten kırık ruhunu öfkesiyle delik deşik eder.
• bünyenin ateşe karşı direnmesi.
  hani, bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş hadisesi.
• hastalik öncesi, bünyenin "koru beni" çigliklari, son direnisler, kale surlarinin yikilmadan önceki sarsintisi. insanda halsizlik, keyifsizlik, isteksizlik, burun tikanikligi, bir terleyip bir üsüyerek aptala dönme gibi belirtileri vardir. hapsirma ve öksürme de cabasi. çevreden gelen "dikkat et hasta olacaksin" uyarilarinin sayisi kadar gribe yaklasmistir bu kisiler.
  önlemler ise, portakal suyu içmek, üseniliyorsa soydurulan portakali(kirginlik nedeniyle soyacak derman da kalmaz insan da) yemek, olmadi vitamin almak bol bol. ya da en kisasi uyumadan önce "amerika'da yasaklanmis, öldürüyormus"lara aldirmaksizin, tylol hot içilir ve sabah normal uyanilir.
• geçmez.
• bedensel olanı ruhsal olanına tercih edilesi durum.
  bir sıcak içecek, biraz battaniye altı istirahati ile birincisine çare bulunabilirse de,
  ikincisi ile baş etmek o kadar kolay değildir.
  tam geçti sanırsınız, bir koku, bir tat, bir ses yeniler kırgınlığınızı, tedavisi de kişinin elinde değildir.
  aslında kimsenin elinde değildir...
• nedenlerinin unutulma derecesi kisiden kisiye degisken olan durum.