131 entry daha
  • ibrahim tatlıses - ben insan değil miyim

    6 yaşımdaydım, ailecek pazardaydık. yerdeki kaset sergisine bakarken babam "seç bi tane de alalım" demişti. tabi sonra o kasetteki tüm şarkıları ezberledim. orası ayrı.
  • yonca evcimik'in ilk kasedi. adi balli lokma tatlisi idi sanirim.
  • arkadaşlarımdan çekerek bir sürü kaset almıştım küçükken. ama parasını verip adam gibi kapağı ile içinde sözlerin yazılı olduğu kağıdı ile birlikte ilk aldığım kaset pentagram'ın anatolia'sıydı. hey gidi hey. daha 4. sınıftaydım. annemler kızar pentagram dinlememe diye saklardım kasedi. okula giderken walkman ile dinler akşam gelirken çantama koyardım. yıllar sonra anladım ki ne annem ne babam pentagram dinliyorum diye bana kızacak insanlar değillermiş.
    hayat ne tuhaf vapurlar filan...
  • eduardo capetillo-alcanzar una estrella
  • tiksiniyorum lan böyle anketlerden. al doldurayım da anla neden tiksindiğimi, mahallenin kasetçisinden (parfüm falan da satardı) doldurma bi kasetti ve yekeke için almıştım kaseti. yaşlandım amına koyayım sene 1985 ! ablam da aynı sene elindeki plakları eritip buruşturup yapay çiçek saksısı yapmıştı hepsinden. geri zekalı.
  • küçük ceylan . albümün adı neydi hatırlamıyorum, orta 2-3'deydim, manyak amcaoğlu bayılıyordu, dedi imza günü varmış. gittik sıhhıye'ye köprü altında dandik bir yer, şimdi düşünüyorum da öyle yerde imza günü mü olır. bekledik 4 saat elimde yeni aldığım kasetle. tabi benim için çok değerli. imza atılana kadar birşey olmasın diye jelatinini bile sıyırmadım. 1 yıl sonra aynı yerden ezginin günlüğü kasetini, bir sınıf arkadaşım alıp kasada hediye etti bana. "bakakalırım giden geminin ardından" dedikçe, gözlerim dolardı. (halbuki hiç gemi de görmemişim). hediye eden kıza aşıktım. belki kasedi hediye etmeden önce o kadar değil ama kasetten sonra deli gibi aşık olmuştum.
  • gir kanima
    hani bekarlik sultanlik derdin
    yetti canima
    yasarim ben senle gir kanima

    ilk kasedim işte bu şarkının yer aldığı harun kolçak kasedi. yemin ederim, hala sözlerini baştan sona bildiğim tek şarkı bu. of ne diyosun, orgumda çalıyodum bi de ben. hem çalıyodum hem söylüyodum. orgda tek bir notasını kaçırmazdım.

    böyle başlayan müzik kariyerinin ağzına sıçayım.
  • ibrahim tatlıses - allah allah
  • çok iyi hatırlarım kendisini pentagram unspoken'dır.
    daha 8. sınıf ya da lise hazırlıktım. ondan önce dayımın çektiği bon jovi, metallica kasetleri ile ellerde dolaşan çektirdiğimiz kasetler var. döndür döndür dinliyoruz durmadan. çok da bir şey anlamıyoruz.¨abi mükemmeller ya¨gibi ergen tavırlarındayız. ondan önce pentagram hep satanist grup olarak lanse edilmiş zaten, metal müzik satanist müziktir davaları da daha yeni bitmiş ama aklımızda hala grupların üstüne atılmış lekeler kalmış. biraz da asabi ve sert duruşu var ya bizi temsil ediyor diyerekten alacağız kasetleri. sırf almak için bayramı bekledim harçlıklarımı alıp alırım kaseti diye.

    tuttuk aldık kaseti, paramız da yok ama ne bok yemeye aldıysak bir arkadaşımla ikimiz ayrı ayrı kasetler aldık. o daha önce almıştı bana ¨ dikapağındaki resme şurdan bakınca bu burdan baklınca bu görünüyor oğlum¨ diyordu. ben de aldım kasetimi taktım walkmenime bir yandan da kapağı inceliyorum. 6 tane falan resim görmüştüm o kasetin kapağındaki dairenin içinde. her baktığımda başka bir şey görüyordum, tabi anında da arkadaşa yetiştiriliyor öğlum bak maymun da var, baykuş da var, bebek de var adamlar aşmış lan.¨ tarzı geyikler gırla dönüyor. sonra gene bu grup sananist miye geliyor. yarım yamalak olan ingilizcelerimizle şarkılar çevriliyor ve olup olmadık yerlerden göndermeler seziyoruz, burda buna demiş burda şeytana ithaf etmiş oğlum baksana diyerekten. en az 2 ay ekmeğini yedik üzerinden konuştuk. ilk defa bir kasete para verdiğim için mi bu kadar üzerinde durduk yoksa çok özenti olduğumuzdan mı o kadar oldu bilmiyorum ama albümün etinden sütünden kemiklerinden ve derisinden her şeyiyle yararlandık sanırım.

    sonra aldığım kasetlerde o tadı bulamadım. o heyecanı sezemedim. mp3'ler çıkmıştı zaten yeni aldığımız albümleri önceden dinlemiştik. o keyfi o yorumları yapamadık bir daha. bir parça hüzün düşer gibi oldu içime. çok klişe konuştum ama bu şekilde konuşup özleyenlere imrenirdim hep. aslında haklılarmış yeminlen. çekme kasetler devrini benden çok yaşayıp, o devirden benden daha çok keyif alanları da kıskanmıyor değilim yeminlen.

    not:90'lık boş kaset dolduracam hacı neler koydurayım içine?
  • (bkz: ortaçgil için söylenmiş ortaçgil şarkıları)

    lise 2. sınıfa kadar ne müzik dinlemeyi severdim ne de para verip bir kaset almışlığım vardı. o aralar memlekette* yeni yeni dinlenmeye başlamıştı radyo d. ondan önce sadece yerel radyolar vardı ve büyük çoğunluğu damar arabesk şarkılar çalıp durduğundan ilgimi çekmemişti hiç. sonra bir cumartesi sabahı arasıra dinlemeye başladığım radyo d'de denk geldim levent yüksel'in sensiz olmaz'ı seslendirdiğine. radyo'daki dj albümün adını söyler söylemez bir hırsla çıktım evden ve şehirdeki birkaç kasetçiden birinin önünde aldım soluğu. sordum kaseti, vardı. bir getirdi ki iki tane kaset var. tabi ilk anda benim asıl ilgimi çeken iki tane kaset parasına satılmasıydı. ama bir kez de getirmişti adam önümüze koymuştu kaseti. erkekliğe bok sürmemek uğruna cepteki tüm parayı verdik aldık kaseti.

    o kaset eskiyip bozulana kadar çaldı durdu kasetçalarda ve walkman'de. sanırım 3 yıl falan aralıksız dinlendi ve bugün müzik adına ne tür bir zevkim varsa (iyi veya kötü) tohumunu o kaset ve o alışveriş atmıştır.

    peşin edit: çok uzun ve gereksiz bir paylaşım olduğunun ben de farkındayım.
3636 entry daha
hesabın var mı? giriş yap